İlyas Sayım, Akif'in şiir cephesi kadar fikir ve hareket adamlığı rollerinin de bilinmesini gerektiğini, onun bize bıraktığı geniş külliyatın "Safahat" dışında çeviriler, makaleler ve tefsir yazıları ile oldukça zengin olduğunu ifade ederek sözlerini (özetle) şöyle sürdürdü:

"Akif, milliyetçiliğin dar kalıpları içerisinde değerlendirilemeyecek kadar ufku geniş ve ümmetçi bir şairdir. Onun bu vasıfla anılması ya bir cehalet eseridir, ya da bir art niyetin sonucudur. "Safahat"ı  başlı başına bir ilim ve irfan mektebidir ve gençlerimize Batılılaşma, Avrupa medeniyeti karşısında takınmamız gereken tavır, tarihimize bakış, tevekkülün içeriği gibi tartışmalı konularda yol gösterecek çok sağlam bir kılavuzudur. Kimi şiirlerinde ilahî adaleti sorgulama ve bedbinlik hatasına düşse de bunu içinde bulunduğu dönemin ağır ve kahredici şartları ile izah edebiliriz. Ayrıca siyasî sahada öngörü noktasında eksikleri olduğunu ve çok çabuk itimat etmek gibi bir zafiyet içinde bulunduğunu görüyoruz. Beğenmediği II. Abdülhamit yönetimine karşı İttihat ve Terakki'ye meylinde yahut Mustafa Kemal'e dair hüsnüzanlarında zaman zaman yanılması,söz konusudur. Onu hata ve sevapları ile birlikte benimsemek ve fikir ve kültür dünyamıza sağladığı eşsiz katkıları dolayısıyla daima rahmet ve minnetle hatırlamak, zannımca onu karalamaya veya ifrat derecesinde haklı çıkarmaya göre daha tutarlı bir yaklaşımdır."

Program sorular bölümünün ardından sona erdi.