Muş Özgür-Der'de "İslam Deklerasyonu" Kitabı Konuşuldu
Muş Özgür-Der’de liseli kızlarla Aliya İzzet begoviç’in İslam Deklerasyonu adlı kitabının kritiği yapıldı.
Programı Meryem Eker sundu.
Programa Aliya'nın hayati, Asr suresi ve mealini okuyarak başlandı. İslami yeniden doğuşun sorunları başlığı altında müslümanların geri kalma sebeplerini konuşuldu.
İki temel sebebe vurgu yapıldı. Dış sebep:Moğol istilası. İç sebep: İslam'ın teolojik yorumu, İslam'ın sadece teolojik olarak anlaşılması ve hayatı düzenleyen rolünün dışlanması İslam toplumunun gücünü içeriden zayıflatarak barbarların kolay avı haline gelmesine sebep olmuştur. İslam' ın halkların gerilemesine sebep olmadığına, gerilemeyi reddettiğine değinildi. İslam'ın Allah ve iyiliğe karşı teslimiyeti emrettiğini fakat kötülük, zulüm,düşmanlar ve batıl inanca karşı mücadeleyi emrettiğinden bahsedildi. İslam'ın beş yy zarfında (700-1200) medeniyetinin üstünlüğü sayesinde dünyaya hakim olduğundan bahsedildi.Bunlara batıyla karşılaştırarak örnekler (matematik, astronomi, tıp, temizlik, edebiyat, mimari. vb.) verildi. Bu tarihi gerçekler varken İslam'ın fanatizm, cehalet,zulüm dini olarak yaygın olan efsanesinin ortaçağda yaratılıp sürekli gündemde tutulduğudan ve bu tasavvurun eskiden olduğu gibi bugün de Avrupa'daki çeşitli ideolojik ve siyasi güçlerin mefaatlerinin lehinedir. Emperyal devletler doğuya yönelik işgal ve yağma seferlerini barbarları medenileştirme misyonu olarak gösteriyor.
Gerilemenin sebebi şahsi ve kamuoyu hayatından İslam'ın dışlanmasıdır.İslam'ın dışlandığına dair örnekleri(zulüm karşısında susmak, alkolün üretilip tüketilmesi, müslümanların parçalanmışlığı, kadının durumu,paraya yaklaşımız,hakimlerin durumu,eğitimi önemsemeyişimiz.. vb.) şeklinde açıklanabilir. İslam'ın yokluğunun gerilemeyi getirdiğini, İslam'ın dönüşününse İslami halklarda yeni bir ruh daha aydınlık bir dönem getireceğinden bahsedildi.İslam'ın yeni ve değişmiş şartları kadını hareket ettirme ve liderlik yapma yeteneğine sahip olduğunu İslam'ın temel ibadetlerinin hedeflerinden bahsederek örneklendirildi.
Müslüman Kadın -Kadın ve Anne Müslüman kadının islam toplumundaki yerinin bugün ne olduğu aslında olması gereken karşılaştırması yapıldı. İslam'ın kadın-erkek eşitliği taraftarı olup olmadığı sorusuna aynı ve eşit değerde şahıs olarak; etik,ahlaki ve insani mükellefiyetlerin yüklenicisi olarak eşitlik taraftarı olduğu fakat (avrupada eşitlik değince anlaşılan) aile ve toplumdaki görevlerin aynileştirilmesi taraftarı olmadığı söylendi. Kur'an'a göre kadın ve erkeğin dini görevleri, sorumlulukları aynıdır. Kadın sadece anne olarak yeri doldurulamaz. Müslüman kadının yeni nesli eğitmesi, yetiştirmesi ve islami mücadeleye hazırlaması gerekiyor bunun için önce kendini yetiştirmesi gerekiyor.