Muş Kardeşlik Platformu Halep’e 3 Tır Un Gönderdi
Muş’taki sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelerek oluşturdukları Muş Kardeşlik Platformu tarafından Halep’e üç tır un gönderildi.
Muş'taki sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelerek oluşturdukları Muş Kardeşlik Platformu tarafından, bugün (31 Aralık 2016 Cumartesi) saat 10.00'da Muş Belediyesi önünden Halep'e doğru –biri Plaftorm üyesi MÜSİAD'a ait olmak üzere- 3 TIR yola çıkarıldı. Konuyla ilgili Platform Sekreteri Yusuf Kenan Atılgan, "Bu hayır-hasenat işine katkı sunan tüm üye STK'lara teşekkür ediyorum." dedi. Soğuk havaya rağmen Muş'taki duyarlı Müslümanların ilgi gösterdiği basın açıklamasına Muş Alparslan Üniversitesi "Hayırda Buluşalım Topluluğu" danışmanı Hatip Erdoğmuş okudu. Ardından TIR'lar İslami İlimleri Araştırma ve Din Âlimleri Birliği Derneği Başkanı Mahsun Yıkın'ın okuduğu dua ile yola çıkarıldı.
Basın açıklamasının tam metni:
Bugün bizler burada Muş Kardeşlik Platformu olarak Suriyeli kardeşlerimize üç TIR un yardımını göndermek üzere burada toplamış bulunmaktayız… Suriye için yardım kampanyamızı ilk olarak Özgür Der Muş ve Hasköy Şubeleri başlatmışlardı… Ardından bizler de Muş kardeşlik Platformu olarak kampanyaya dâhil olduk ve yardımları Platform adına organize etme konusunda karar aldık… Muş Kardeşlik Platformu çatısı altında hizmet eden tüm sivil toplum kuruluşlarımıza ve yardımlarını esirgemeyen hayırsever vatandaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz…
Suriye meselesi ümmetin meselesidir… Suriye meselesi bizim meselemizdir… Suriye'de Müslümanların direnişi zalimlerin her türlü kirli ittifakına rağmen devam etmektedir… Zalim Esed ve destekçileri tüm güç ve imkânlarına rağmen bu savaşı kazanamamışlardır… Suriye ümmetin kanayan yarasıdır ve bu yarayı sarmak elbette ki bizlerin görevidir… Bunun için elimizden gelen her şeyi yapmak bizlerin hem kulluk görevi hem de kardeşlik hukukumuzun gereğidir…
Esed rejimi islami direnişe karşı küresel aktörlerin desteği ile ayakta kalabilmiştir… Kandan beslenen Baas rejiminin elbette ki sonu yakındır… İlk günden itibaren tüm gücüyle zalim Esed'in yanında duran ve Suriye halkını Baas rejimiyle birlikte katliamlardan geçiren İran da en az Baas rejimi kadar bu zulmün ve katliamların suç ortağıdır.
Geldiğimiz noktada ne dünyanın müstekbirleri olan ABD, Rusya, Çin ne de bunların kurduğu BM gibi güdümlü kuruluşlar bu vahşetin vebalini ve utancını kendi üzerlerinden kaldıramazlar. Politik söylemler ve diplomasi artık inandırıcılığını yitirmiştir. Zulmün siyaseti, diplomasisi olsa olsa zalime arka çıkıp güçlüden yana olan tavrını bâki kılacaktır. Çünkü bugüne değin yapılan bu olmuştur.
Dün İsrail'in Sabra'da- Şatilla'da, Deir Yasin'de yaptıklarına sessiz kalındı. Hama'da, Halepçe'de, Bosna'da yapılanlara sessiz kalındı. Cezayir'de, Irak'ta ve Mısır'da yapılanlara sessiz kalındı. Ve biz bunu çok iyi biliyoruz ki aynı şekilde zalimler Suriye'deki bu zulme de sessiz kaldılar ve sessiz kalacaklar. Çünkü zalimlerin ahlakı hiçbir zaman değişmez. Unutulmamalıdır ki zalimlerden merhamet beklemek sadece bir acizlik değil aynı zamanda büyük bir zillettir…
İnananları bir binanın tuğlalarına, bir vücudun azalarına benzeten Hz. Peygamberin sözüne uyarak vücudumuza sahip çıkmak, evimizi onarmak, kardeşlerimizle yek vücud olmak için burada toplanmış bulunmaktasınız… "Kardeşi aç iken tok yatan bizden değildir" diyerek evindeki bir lokma ekmeği muhtaçlarla, mazlumlarla paylaşan Hz.Peygamberin(S.A.V) yolunda olmak, Müslüman kalabilmek, insanlık onurumuzu muhafaza edebilmek için buraya toplanmış bulunmaktayız…
"Kim bir mazlumun yetişin ey Müslümanlar feryadını işitip de yardımına koşmazsa bizden değildir" sözünü buyuran Hz. Peygamberimizin(S.A.V) emrine uymak ve zalimlere karşı olduğumuzu göstermek için bir araya gelmiş bulunmaktayız…
Bu savaş ümmetin varlık savaşıdır… Zalimlerin islam coğrafyasını işgal ettiği bu dönemde birbirimize kenetlenmemiz, bir ve beraber olmamız gerektiği herkesin kabul ettiği bir gerçektir… Eğer bugün bizler bir ve beraber olmaz, birbirimize düşer, zalimlerle değil de birbirimizle uğraşırsak felaketlerin bizleri bulması kaçınılmaz olacaktır… Artık kardeş olmanın, birbirimize kenetlenmenin, tek ses, tek yürek olmanın zamanıdır…
"Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır" inancıyla yoğrulmuş bir gelenekten gelen ümmetin bir azası olan biz Müslümanlar, aramıza çizilen sınırlara inat, yaşanan vahşet ve katliamlara sessiz kalmayarak safımızı belli ediyoruz. Hayatın akışı içerisinde bize dayatılan kapitalist dünyevileşmenin, modern tüketim hengâmesinin bize asli görevlerimizi unutturduğu böyle bir zamanda burada mazlum Suriyeli kardeşlerimizin her zaman ve her şartta yanlarında olduğumuzu belirtmek, imanımızın ve şahitliğimizin gereğidir.
Suriye ve Halep için devam edecek olan yardım kampanyamızın duyarlı vatandaşlarımızın da desteğiyle amacına ulaşacağına olan inancımız tamdır. Suriyeli kardeşlerimizin acil ihtiyaçlarına bir nebzede olsa ilaç olmasını temenni ettiğimiz kampanyamızın hayırlı ve bereketli olmasını diliyoruz.
Masum insanların, hele de çocukların katledildiği acımasız savaşların bir an önce bitmesi için Rabbimize niyazda bulunuyoruz.