Adnan Oktar'a Dokunan Yanıyor!
Adnan Oktar hakkında açılan bir dava daha kendisinin lehine sonuçlandı. Özgür-Der Muş Şubesi konuyla ilgili bir basın açıklaması yaparak kararı protesto etti.
Muş Alparslan Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Tefsir Anabilim Dalı araştırma görevlisi Cahit Karaalp'e, Adnan Oktar hakkında yazdığı yazılarda hakaret unsuru olduğu söylenerek, mahkeme tarafından 15 ay hapis cezası verildi ve bu ceza 11 000 TL para cezasına çevrildi. Daha önce de Karaalp'in "Adnan Oktar Kim?" başlıklı yazısından dolayı 4000 TL ceza verilmişti.
Karaalp'in ifadelerine göre hakkında bu kararı veren hakim, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaretleri, polis kayıtlarında sabit olduğu halde mahkeme huzuruna çıkan sanıklara beraat verip, tüm mahkeme ve avukat masraflarını devlete ödeten hakim. Suçları sabit bu kişilere beraat verip İslam'ı eğlence konusu edinen programlarda boy gösteren Oktar hakkında Karaalp'in kullandığı ifadeler hakaret sayılıp ona ceza yağdırıldı.
"Eğer ifadelerim hakaret içeriyor idi ise bu ifadelerin Oktar'ın Müslümanların gözüne baka baka yaptığı tahrif ve fiili tahkirlerin sonucu olarak değerlendirilmesi gerekmiyor muydu?" diyen Karaalp, mahkemeye delillerini sunduğunu ancak dikkate alınmadığını ve kişilere hakaret edilemeyeceği konusunda sessiz kalınmazken dinin hükmî şahsiyetini hafife almaya gelince ses çıkmadığını ifade etti.
Yıllarca devam eden ve hala sonuçlanmamış binlerce dava dururken, mahkeme kapılarında yıllarca sürünen mazlumların davaları, İslam erlerinin davaları dururken Adnan Oktar'ın açtığı bir hakaret davasının bu kadar erken sonuçlanmasının düşündürücü olduğuna dikkat çeken Karaalp, "Oktar'ı açtığı tüm davaların lehinde sonuçlanması Oktar'a güç vermekte ve karşıtlarını ise sindirmektedir. Maalesef bu ve benzeri davaların böyle sonuçlanması din düşmanlarını cesaretlendirmektedir. Oktar'ı böylesine güçlü kılan arkasındaki güçler değil Müslümanların sessizliğidir." dedi.
Karaalp, "Cezalar beni yıldırmayacak, mücadeleme devam edeceğim. Mahkemelerin beni haksız bulması haksız olduğum anlamına gelmez. Hak bildiğim yolda yürümeye devam edeceğim. Ne pahasına olursa olsun hak bildiğim yolda sözümü söylemekten vazgeçmeyeceğim. Haksızların cesur oldukları bir ülke de haklıların susmasını zillete talip olmak olarak değerlendiriyorum." dedi ve İslami camia ve medyanın sessizliğini, sükutlarını Rabbine şikayet etti..
Malesef ne yazarlarımız, ne gazetelerimiz, ne televizyonlarımız ne islami camialarımız Oktar'ın tahrifine ve dini, fiilleri ile tahkir etmesine bir şey dememekte ve olan bitene sessiz, tepkisiz kalmaktadır. Türkiye'de Müslüman kimlikli yöneticilerin varlığına rağmen maalesef RTÜK halen uyarı cezası dışında Adnan Oktar'ın program yaptığı kanala bir müeyyide uygulamış değildir. Oktar, hükümet aleyhinde olduğu zaman mı hükümet yaptırım uygulayacak?" dedi.
***
Özgür-Der Muş Şubesi de konuyla ilgili bir basın açıklaması yaparak Cahit Karaalp aleyhine verilen kararı kınadı.
Muş Özgür-Der Başkanı Erdal Eker imzasıyla yapılan açıklamada, mahkemenin kararı kınanarak bu gidişata bir dur demenin vaktinin geldiği ifade edildi. Cahit Karaalp'in hakaret içermeyen ifadeleriyle dikkat çektiği, ifsada karşı duruşta sonuna kadar onun yanında olunacağı belirtilen açıklamada, "Oktar'ın fesat içerikli çabalarını engelleme amaçlı her çaba mübarektir." denildi.
Basın açıklamasının tam metni:
Adnan Oktar'ın İcraatları Kabul Edilemez!
16.6.2016
Adnan Oktar'ın, "kendisine hakaret edildiğine" dair açtığı bir dava daha sonuçlandı. Muş Alparslan Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Tefsir Anabilim Dalı araştırma görevlisi Cahit Karaalp'e, Adnan Oktar hakkında yazdığı yazılarda haraket unsuru olduğu söylenerek, mahkeme tarafından 15 ay hapis cezası verildi ve 11 000 TL para cezasına çevrildi. Daha önce de Karaalp'in "Adnan Oktar Kim?" başlıklı yazısından dolayı 4000 TL ceza verilmişti.
Karaalp, bu kararı veren hakimin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaretleri, polis kayıtlarında sabit olduğu halde mahkeme huzuruna çıkan sanıklara beraat verip, tüm mahkeme ve avukat masraflarını devlete ödeten hakim olduğunu ifade etmektedir. Muş Özgür-Der olarak soruyoruz: Suçları sabit bu kişilere beraat verip İslam'ı eğlence konusu edinen programlarda boy gösteren Oktar hakkında Karaalp'in kullandığı ifadeler hakaret sayılıp ona ceza yağdırılması ne kadar adildir?
Eğer Karaalp'in ifadeleri hakaret içeriyor idi ise bu ifadeler, Oktar'ın Müslümanların gözüne baka baka yaptığı tahrif ve fiili tahkirlerin sonucu olarak değerlendirilmeli değil miydi? Ne yazık ki Karaalp mahkemeye delillerini sunmuş ancak dikkate alınmamış ve kişilere hakaret edilemeyeceği konusunda, mahkemece sessiz kalınmamış ama dinin hükmî şahsiyetini hafife almaya gelince ses çıkmamıştır.
Türkiye'de, yıllarca devam eden ve hala sonuçlanmamış binlerce dava var. Buna rağmen, Adnan Oktar'ın açtığı bir hakaret davasının bu kadar erken sonuçlanmasının düşündürücüdür. Oktar'ın açtığı tüm davaların lehinde sonuçlanması, Oktar'a güç vermekte ve karşıtlarını ise sindirmektedir. Maalesef bu ve benzeri davaların böyle sonuçlanması din düşmanlarını cesaretlendirmektedir. Oktar'ı böylesine güçlü kılan arkasındaki güçler değil Müslümanların sessizliğidir. Biz Muş Özgür-Der olarak buna sessiz kalmayacağız!
Mahkemelerin Karaalp'i haksız bulması onun haksız olduğum anlamına gelmez. Adnan Oktar'ın çirkin ve kabul edilemez icraatlerine dair Karaalp'in her ifadesinin altına imza atıyoruz. Ne pahasına olursa olsun hak bildiğimiz yolda sözünü esirgemeyenlerin yanında yer alacağız. Haksızların cesur oldukları bir ülke de haklıların susmasını zillete talip olmaktır. İslami camia ve medyanın sessizliğini, sükutlarını Rabbimize şikayet ediyoruz.
Malesef ne yazarlarımız ne hukukçularımız ne gazetelerimiz ne televizyonlarımız ne islami camialarımız Oktar'ın tahrifine ve dini, fiilleri ile tahkir etmesine bir şey dememekte ve olan bitene sessiz, tepkisiz kalmaktadır. Türkiye'de Müslüman kimlikli yöneticilerin varlığına rağmen maalesef RTÜK halen uyarı cezası dışında Adnan Oktar'ın program yaptığı kanala bir müeyyide uygulamış değildir. Oktar, hükümet aleyhinde olduğu zaman mı hükümet yaptırım uygulayacak?
Sonuç olarak diyoruz ki Adnan Oktar özellikle televizyon aracılığıyla yaptığı İslam'ın ve muttaki Müslümanların asla kabul edemeyeceği ifsadı durdurmalıdır. Onun yaptığı ifsada Diyanet İşleri Başkanlığı da tepki göstermelidir. Din, şaka değildir! Alay edercesine dini değerleri kullanmak da suçtur, cezasız kalmamalıdır!
Muş Özgür-Der Adına
Erdal Eker