Özgür-Der Ümraniye Şubesi Konferansları Başladı
Özgür-Der Ümraniye Şubesi’nin etkinlikleri, 10 Mart Cumartesi akşamı Çamlıca Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen seminerle başladı.
Özgür-Der Ümraniye Şubesi'nin etkinlikleri, 10 Mart Cumartesi akşamı Çamlıca Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen seminerle başladı. "Kur'an'ın Anlaşılmasında Arınma ve Usul" konusunun işlendiği oturumun başkanlığını Murat Kirişçi, sunumunu Fevzi Zülaloğlu yaptı.
Zülaloğlu konuşmasında; Müslümanların Kur'na'a yaklaşırken, okurken dikkat etmesi gereken husular olarak özetle; Besmele ve berâe ilkesine dikkat etmek gerektiğine, rucz'den hicret etmeyi, müdahane'den kaçınmak gerektiğini, büyük cihadın rehberi olarak Kur'an'ı görmek gerektiğini, takva'yı benliklerimize ve hayatın kalbine okumak gerektiğini, tebliğ, teybin, teşhid sorumluluğu içinde okumak gerektiğini, huşu ile okumak gerektiğini, gece kıyamıyla birlikte okumanın önemli olduğuna, bütüncül bir okumaya dikkat etmenin ve son olarak amacına uygun olarak okumanın gerekliliği üzerinde durdu.
Ayrıca oturumda müslüman olmayanların bu ilkelere uymadan Kur'anı anlayıp anlamayacakları hususunda dinleyicilerden yöneltilen bir çok soru ve fikri katkıyla bir diyalog ve katılım canlılığı yaşandı.
Ümraniye Şubesi'nin dernek merkezinde 15 günde bir bayanlar için düzenlediği konferanslar serisine Pazartesi günü saat 13.00'de Zehra Çomaklı'nın sunduğu "Kur'an Neslini Çocuklarımız mı Oluşturacak" başlıklı konuşmasıyla başlandı.
Seyyid Kutub'un gündeme getirdiği "Kur'an Neslinin Yeniden İnşası" söylemi, hem Kur'an merkezli bir din anlayışını öncelemeyi ve hem Kur'an merkezli sosyal bir inşa sürecini önerdiğini dile getiren Çomaklı, bunun için de Kur'an bilgisine ve yüklediği sorumluluğa sahip İslami şahsiyetler olabilmek gerektiği üzerinde durdu.
İslami şahsiyetler olabilirse, ikinci kademede bu şahsiyetlerden oluşan istişari temelde Kur'an nüveleri olabiliriz diyen konuşmacı, ancak bu nüvelerle tebliğimizi yakınlarımıza, ailemize ve topluma tanıklaştırabiliriz dedi. Ve kulluk görevimizin meşruiyetinin, düşüncede ve amelde Kur'an neslini inşa etme mücadelesine dayanarak elde edebileceğini belirtti.
Kur'an neslini oluştururken çevremizde karşılaşacağımız iki önemli sorunun , içte gelenekçilik ve mukallidlik olduğunu, dışta da çözülen ümmet yapısının ulus toplumlara bölünmesi ve kapitalist tüketim kültürü ile hayat biçiminin dayatılması olduğunu söyleyen Zehra Çomaklı, bu dış etkinin milli eğitimdeki, radyo-tv programlarındaki, askerlikteki vd. alanlardaki çocuklarımız üzerindeki tahribatını anlattı.
Çomaklı, ocuğun ilk sosyal çevresi ailedir; dolayısıyla aile ile ilişkimiz doğuştan başlar;
İnsanla aile ilişkisinin kaçınılmazlığı gibi, aile ile toplumun da ilişkisi kaçınılmazdır; bu açıdan ailenin tartışılması aynı zamanda ailenin ait olduğu o toplumun da tartışılmasını gerekli kılar dedi. Yani yeni doğan bir çocuk nasıl ki ilk bilgisini aileden alıyorsa, aile de yaşam kültürünü büyük ölçüde ait olduğu toplumdan almakta veya bu toplumla sınırlanmaktadır diyen şu soruyu sordu:
Gelenekçi, bedevi veya ulusalcı, kapitalist kültürü ve yapıyı aşıp bir Kur'an nesli oluşturma bizim için bir idealse; ve bu ideale henüz ulaşamadık ise; bu ideali çocuklarımız mı gerçekleştirecek?
Çocuk büyürken ve sosyalleşirken bir ortamda bulunur. Çocuğu etkileyen de bu ortamlardır. Eğer biz yoksak ve uygun sosyal ortamlar hazırlamadıysak,
olmayan ortamı çocuklarımızdan mı bekleyeceğiz. Yani beklediğimizin örnekliği veya bu örnekliği oluşturma çabasını göstermeden, bu ideali çocuklarımız mı gerçekleştirsin diye hayal kuracağız.?
Bize babalarımız, dedelerimiz bir sosyal mücadele hattı ve vahiyle barışık bir sosyal miras bıraksalardı, en azından bir çok sosyal alanda daha güçlü ve güvenli olmaz mıydık diye soran Çomaklı, öncelikle bugün ve bizim bilincimiz ve çabalarımız önemlidir dedi. Konuşmasına devamla bizim çabalarımızın ve mücadele örnekliğimizin zaaf ve eksiklerinden de bahseden konuşmacı, ortaya koyduğumuz çabaları geliştirecek veya tashih edip daha doğru ve ileri istikametlere taşıyacak olan çocuklarımız dedi. Öncelikle biz, Kur'an nesli ideali çizgisinde yer almalı, alternatif eğitim ve ilişki biçimlerini örgütlemek konusunda çocuklarımıza örnek olmalıyız, sorumluluğumuzu çocuklarımıza veya belirsiz geleceğe havale etmemeliyiz ve çocuklarımızı da fazla abartmamalı, onların da birer imtihan aracı olduğunu unutmamalıyız dedi.