Üsküdar’da Yahya Sinvar ve Gazze mücadelesi konuşuldu

Üsküdar’da Yahya Sinvar ve Gazze mücadelesi konuşuldu

Alper Burak Keskin sunumunda Sinvar’ın şehadeti, Hamas direnişinin durumu, Siyonist çetenin pervasızlığı ve halkı Müslüman ülkelerin tutumu gibi birçok başlığı ele aldı.

Gazze Şehidi Yahya Sinvar ve süregelen Gazze mücadelesi Özgür-Der Üsküdar Temsilciliğinde düzenlenen seminer ile anıldı.

Alper Burak Keskin’in sunumuyla yapılan programda Haksöz Dergisinden hareketle gündem tahlilleri yapıldı.

Keskin, Aksa Tufanı operasyonunun hem Hamas’ın başarılı etkinliğini hem de Siyonist rejimin abartıldığı kadar yüksek bir kapasitesi olmadığını gösterdiğini belirtti.

Öte yandan bir yılı aşan bu son süreçte Siyonist güçlerin insan haklarını ayaklar alan bir katliamlar silsilesine imza attığını hatırlatan Keskin, savaşın gelinen noktada Gazze’yi de aşarak Lübnan, Yemen ve İran gibi bölgelere yayıldığı veya yayılma sinyali verdiğini ifade etti.

Yahya Sinvar’ın şehadeti ile mücadelenin nereye evrileceği gibi soruları doğurduğunu söyleyen Keskin, Siyonist çetenin bu katli sonrasında daha da cesaret bulduğunu ve Gazze’nin kuzeyine çok yoğun saldırılar yaptığını belirtti.

Öte yandan Sinvar’ın şehadetinin Müslüman halklar açısından önemli bir simge haline geldiğini bildiren Alper, Hamas’ın şahıslara bağlı olmayan bir kurumsal yapıya sahip olduğunu ve sahada bir değişimin beklenmediğini anlattı.

İsrail’in pervasızlığının ve sınır tanımazlığının açıkça görüldüğü şu ortamda halkı Müslüman devletlerin pasif tutumunun bu durumu körüklediğini söyleyen Keskin, savaşın en çok çocuk ve kadınlara zarar veren bir boyutta ilerlemesinin sebebinin altında bunun yattığını anlattı.

İsrail ve özelde Netanyahu’nun tavrının ateşkes ihtimallerini de akamete uğraştığını dile getiren Keskin, Netanyahu’nun attığı adımların kendi iç hesaplaşmalarından kaynaklandığını ifade etti.

- Eleştirilerin haklılığı

Bu süreçte mutlaka herkesin umutsuzluğuna kapıldığını söyleyen Keskin, direniş tarihine bakıldığında çokça kayıp çokça şehit verildiğini fakat direnişin son bulmadığını hatırlattı.

Keskin, iki milyar Müslüman nüfusun sık sık dile getirilip eleştiriler getirildiğini anımsatarak, eleştirilerin idari yapılara ve hakkıyla yöneltilmesi gerektiğini aktardı.

Müslüman halkların kendi iradesiyle yapıp edebileceği şeylerin sınırlı olduğunun altını çizen Keskin, Afganistan gibi İslami idarelerin dahi yapıp etme konusunda çok fazla seçeneğe sahip olmadığını vurguladı.

Bazı durumlarda mücadelenin var kalıştan ibaret olduğunu anlatan Keskin, mücadelenin bazı durumlarda ise coğrafyaya da aşan bir var oluş amacına yönelebileceğini kaydetti ve İhvan’ın böyle bir var oluş çabası olduğunu, Hamas’ın da bunun bir sonucu olarak doğduğunu bildirdi.

Batının İsrail ve bölgesel sorunlara yaklaşımına da değinen Keskin, insan hakları gibi dilden düşmeyen umdelerin sonucunda İsrail’in bölgedeki tek “demokratik” yapı olduğu sanrısı üzerinden tüm batı bloğunun bu şeklen var olan değerlerin yeterli görülmesine sebep olduğunu aktardı.

Soru-cevap ve katkılarla oturum sona erdi.

img-7734.jpeg

img-7737.jpeg

img-7741.jpeg

Önceki ve Sonraki Haberler