Medya ve Silahsız Bürokrasi de Yargılanmalı
Ankara'da 28 Şubat davası devam ederken darbeciler yapılan eylemle protesto edildi.
28 Şubat postmodern darbe davasının görülmesine Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediliyor. Bir haftalık aranın ardından devam eden duruşmaya reddi hâkim talebi ile başlandı.
Davanın sonrasında müştekiler bir basın açıklaması yaparak darbecilerin mutlaka cezalandırılması gerektiğini bildirdiler. 28 Şubat darbe döneminde binlerce dindar insanın mağdur edildiği, keyfi yargılamalarla mahkum edildiğinin belirtildiği basın açıklamasında "Darbeci Paşalar Hesap Verecek," "Paşaların Tankları Yıldıramaz Halkları" sloganları atıldı.
Müştekiler adına basın açıklamasını okuyan Gülşen Demirkol Özer, Bizler 28 Şubat'ın en çetin günlerinde keyfi yargılamalara maruz kaldık, işlerimizden atıldık, okullarımızdan atıldık, hapislere atıldık şimdi darbeciler yargılanıyor. Biz kindar değiliz ama bize yapılanları da asla unutmadık bu nedenle darbecilerin cezalandırılmasını istiyoruz diyerek başladığı konuşmasında 28 Şubat sürecinde halkın İslami ve insani değerlerine karşı silahlı-silahsız tüm kurumların saldırı gerçekleştirdiğini belirtti. Özer konuşmasını, bugün darbenin yalnızca askeri ayağının yargılandığını medya ve silahsız bürokrasinin de mahkemeye çağrılarak yargılanması ve hesap vermesi gerektiğini söyledi.
Basın açıklamasının tam metni:
Bugün burada 28 şubatta baskı gören, zarar gören kişiler olarak, sanıkların yargılandığı davayı izlemek, ve bizi derinden etkileyen bu süreci, gözlemlemek için gelmiş bulunuyoruz.
Bu davanın bugüne dek izlediği seyirde, sanıkların suçları yokmuş gibi mahkeme ciddiyeti hiçe sayan ve adeta yaşadığımız acılarla alay eden bir tavır gözlemledik. Bu tabloyu, yıllardır darmadağınık edilmiş insanlar olarak kabullenmemiz mümkün değildir.
Bizler 28 Şubatta İslami kimliğimizden vazgeçmediğimiz için cezalandırıldık. Bu ülkede yüz binlerin üzerinde kadın başörtülerinden dolayı mağdur edildi. Bir kısmımız okullarına alınmadı, bir kısmımız işlerinden atıldı. bu toplumda yaşayan dindar insanlar açık hedef gösterildi, bir çok insan fişlendi, takip edildi, gözaltına alındı.
Kısacası 28şubatta Müslüman olmak bir cezalandırılma gerekçesiydi. Bugün ise bu sürecin bir darbe olduğu konuşulmakta ve bu sürecin müsebbipleri yargılanmaktadır. Bizler o günlerde yaşadığımız sıkıntı ve acıların izlerini silinebilmiş değildir. Bu nedenle bu davada tahliyeler olmuş olmasını uğradığımız haksızlığı hiçe saymak olarak görüyoruz. Bu gün buradayız. Çünkü biz sanıkların yaşayan suç delilleriyiz. Buradayız çünkü bu suçu işleyenlerin bu suça sesiz kalanların yüzlerine bakmak istiyoruz. Onlara biz sizin kurban ettiğiniz hayatlarız demek istiyoruz. Biz haklarımızı talep ederken intikam almakla itham ediliyoruz. Oysa bizim talebimiz adaletin tecelli etmesidir.
Bizler göstermelik bir yargılama değil, gerçek anlamda adalet ve bizden alınan hakların geri iade edilmesini istiyoruz.