Ankara’da “Doğu Türkistan” konferansı gerçekleştirildi

Ankara’da “Doğu Türkistan” konferansı gerçekleştirildi

Özgür-Der Ankara şubesinin düzenlediği konferansın konukları gazeteci-yazar Adem Özköse ve araştırma-yazar Abdullah Oğuz oldu.

Yusuf Ahmet Kaya-HAKSÖZ HABER

Özgür-Der Ankara şubesinin ekim ayında düzenlediği “Doğu Türkistan” konferansı gazeteci-yazar Adem Özköse ve araştırma-yazar Abdullah Oğuz sunumlarıyla gerçekleştirildi.

Muhammed Hamza Yıldırım’ın dernek faaliyetleri ve konuşmacılar hakkında kısa bilgiler verdiği programın moderatörlüğünü Sedat Taşdemir yaptı. Doğu Türkistan ile ilgili girizgâh yapan Taşdemir sözü Adem Özköse’ye bıraktı.

Konuşmasına Doğu Türkistan tarihinden bahsederek başlayan Özköse, “Orta Asya ifadesi batılıların o bölgeye koyduğu ifadedir. Oysaki o bölgenin gerçek adı Türkistan’dır. Türkistan, Türklerin yaşadığı yer anlamına gelir. Bizler de bu konuda bilinçli olmalıyız.” dedi.

Doğu Türkistan’ın siyasi süreçlerinden bahseden Özköse, Doğu Türkistanlıların sürgünde dahi dinlerinden ve vatanlarından vazgeçmediğini vurguladı. Doğu Türkistan şehirlerinin yüzyıllardır İslam şehirleri olduğunu ve köklü geleneklerinin olduğunu hatırlatan Özköse, aynı zamanda modern dönemde kurulan ilk İslam devletinin Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti olduğunu söyledi.

Özköse, Doğu Türkistan’da gerek silahlı gerek siyasi mücadeleler ile ömür geçiren Osman Batur, Alihan Köse gibi isimlerden bahsetti. Filistin konusunda olduğu gibi Doğu Türkistan konusunda da ciddi bir acziyet yaşadığımızı hatırlatan Özköse, “Birkaç defa hapis hayatı yaşadım. İnsan hapse girdiğinde düşündüğü şeylerden biri ‘Acaba dışarıda benim için çabalayan insanlar var mıdır?’ sorusu oluyor.  Dolayısıyla Doğu Türkistanlıların da bizlerden istediği şey onların sesi olmamız.” ifadelerini kullandı.

Daha sonra sözü alan Doğu Türkistanlı Abdullah Oğuz, konuşmasına Çin devleti ile Doğu Türkistan’ın modern dönemdeki ilişkilerinden bahsederek başladı. Oğuz, farklı siyasal süreçlerin ve tarihlerin Çin’in Doğu Türkistan’a dair yaklaşımını bir nebze de olsa değiştirdiğini söylese de genel anlamda o bölgeyi sömürme üzerine kurulu bir bakış açısının olduğunu anlattı.

Daha sonra güncel süreçlerden ve asimilasyon politikalarından bahseden Oğuz, “Mesela bugün Filistin davasına baktığımız zaman düşmanın tek amacının Filistinlileri yok etmek ve yerlerini ele geçirmek olduğunu görüyoruz. Oysaki Çin, bizlerin dinini, dilini, kültürünü değiştirmek istiyor. Bizim ruhumuzu yok etmek istiyor.” dedi.

Çin’in İslam ülkeleri ile yatırımlar üzerinden geliştirdiği ilişkiden ötürü artık Doğu Türkistanlıların Türkiye haricinde bir İslam ülkesinde rahatça kalamadığını vurgulayan Oğuz, Türkiye içinde de konuyla alakalı kamuoyu oluşturmanın önemini vurguladıktan sonra sözlerine son verdi.

Program soru-cevap kısmının ardından sona erdi.

a-059.jpg

b-058.jpg

c-043.jpg

d-035.jpg

e-017.jpg

f-017.jpg

Önceki ve Sonraki Haberler