“Hz. Peygamberi ve Sünnetini Doğru Anlamak”

“Hz. Peygamberi ve Sünnetini Doğru Anlamak”

Özgür-Der Ankara şubesinde Bülent Gökgöz “hz.peygamberi ve sünnetini doğru anlamak” başlıklı bir konferans verdi.

Özgür-Der Ankara şubesinin aylık programları çerçevesinde 24 Kasım cumartesi günü düzenlediği konferansa, Özgür-Der Çorum şubesi başkanı Bülent Gökgöz konuşmacı olarak katıldı. Gökgöz “hz.peygamberi ve sünnetini doğru anlamak” başlıklı bir konferans verdi.

Bülent GÖKGÖZ, Hz. Rasulullah'ın Sünnetinin söz, fiil ve takrirleri ile sınırlandırılarak yanlış bir algı oluşturulduğu, Kur'an'ın yaşayan ve dinamik bir sünnet olduğu gerçeğinin gözardı edildiği, bunun da müslümanlar arasında doğru sünnete dayalı bir pratik geliştirememeleri sonucunu doğurduğu gerçekliklerine vurgu yapmış,Rasulullah'ı ve Sünnetini Doğru anlamada “USUL” ne olmalıdır? Sorusuna konuşmasında cevap aramış ve bunu dört temel usuli kritere oturtmuştur:

Rasulullah (a.s.v)'ın insani boyutunu görmemiz ve Sünnet Kavramının ne olduğunu doğru anlamak için Peygamberin hangi söz ve davranışının vahiy, hangisinin insani-beşeri olduğunu birbirinden ayırmamız gerekir.

Rasulullah (a.s.v.)'ın bilgi kaynaklarını incelerken Kur'an dışında bir bilgi kaynağının olup olmadığına bakmak gerekir.

Rasulullah'ın hüküm vermesi (İctihad etmesi):

a) Eğer Rasulullah bir konuda bir şey söylemiş yada bir fiil gerçekleştirmiş ve bu Allah tarafından düzeltilmiş ise bu risaletle ilgili boyuttur.

b) Şayet Allah tarafından düzeltilmemi,rasulullah'ın ictihadı öylece bırakılmışsa bu beşeri boyuttur.

Rasulullah (a.s.v) 'ın sünnetine ilişkin gelen haberin AHAD haber mi MÜTEVATİR haber mi olduğuna bakılmalıdır.

Bu temel usul kriterlerini dikkate alarak Rasulullah (a.s.v.)'in sünnetini anlamak gerektiğini, Peygamberi ne ilahlaştıracak kadar ifrat, ne de O'nu bir postacı gibi görüp 1400 yıl öncesinde bırakan tefrit yaklaşımıyla değil, O'nun peygamberliğini Kuran örnekliği ve bütünlüğü içerisinde ele almak ve bu şekilde değerlendirmek gerektiğine vurgu yapmıştır.

Yine Rasulullahın sünnetini ibadet, ahlak ve muamelatla alanlarıyla ilgili sınırlamak, O'nun mücadele ve bu mücadelede tuttuğu yol ve yöntemleri sünnetin dışında tarihi bir vaka olarak değerlendirmek, Rasulullah'ı eksik ve yetersiz anlamamıza neden olacaktır ki bu doğru bir yaklaşım asla değildir.

Üzülerek ifade etmeliyiz ki sünnetin anlamı tarih içerisinde daraltılmış yeme, içme ve belli nafile ibadetleri gerçekleştiren bir abid alanlarına sıkıştırılıp yozlaştırılmış ve Rasulullah'ın mücadele ve mücadele metodu hayatın ve uygulamanın dışında tutularak insanlar eksik bir peygamber profili ve algısı ile karşı karşıya bırakılmışlardır. Diyerek sünnet algısının yeniden değerlendirilmesi gereğine işaret etmiştir.

ankara-20121124-2.jpg 

Önceki ve Sonraki Haberler