"Hz. İbrahim Düşmanlaştırmak Yerine İnsanlara Kendilerini Sorgulatmıştır
Ankara Özgür-Der’de “Hz.İbrahim Örnekliği, Şahitliği ve Günümüze Yansıması” konuşuldu.
Özgür-Der Bartın Şubesi Başkanı Şuayb Mekeç'in konuştuğu programda, kısaca peygamberler tarihi ele alınırken, Hz. İbrahim'in hayatı ve duruşu değerlendiridi.
Hz. İbrahim'in vahiy aldıktan sonra babasına yaptığı tebliğde "babacığım" hitabını kullanmasının onun tebliğ usulünü ortaya koyduğunu söyleyen Mekeç, "Hz. İbrahim tebliğ yaparken karşısındaki insanları düşmanlaştırmak yerine onların eksik ve yanlış yanlarını kendilerine sorgulatarak doğru yolu bulmalarını sağlamaya çalışmıştır." dedi.
Mekeç, Hz. İbrahim, Firavun'un sarayında put yapan babasının yaptıkları ile başlayan bir sorgulama sürecine girdiğini belirterek bu sorgulamanın kimseye faydası ve zararı olmayan nesnelerin yaratıcı olamayacağına ve yaratıcının bunlardan çok farklı ve hepsinin üzerinde bir şey olduğu kanaatine vardığını anlattı.
Firavun'un sarayındaki putları kırması ve ateşe atılması da dahil bütün süreçlerde Hz.İbrahim'in henüz vahiy almadığının altını çizen Mekeç, bunu Kur'an'dan net bir şekilde anladığımızı, Hz. İbrahim'in daha vahiy almadan sonsuz bir güvenle Allah'a bağlı olduğunu ve basiretin olgunlaştırılabilen bir haslet olduğunu vurguladı.
Mekeç, Hz. İbrahim'in daha sonra vardığı bu noktayı topluma nasıl anlatabilirim derdine düştüğüne dikkati çekerek, bu kaygının son derece sosyal bir tavır olduğunu dile getirdi.
Kudüs'ün temellerini de atan Hz. İbrahim'in "Soyumdan da önderler yap ya Rabb" duasını hatırlatan Mekeç, Hz. Muhammed'in de buna binaen bir hadisinde "Ben atam İbrahim'in duasıyım." dediğini nakletti.
Mekeç Kur'an'da toplumların benzeri özelliklerini "Nefsini ilahlaştıran hegemonya sistemleri", "Dünyevi zevk ve meşguliyetleri önceleyen sistemler", "Tevhidden sapmış atalar dini ile övünme" olarak sıralarken peygamberlerin tamamının ortak özelliklerini şu dört madde ile ele alarak konuşmasını bitirdi:
1- Bütün resuller zulüm odaklarına karşı mücadele ettiler ve gerekirse hicret ettiler ya da öldüler. Fakat hiçbir zaman mücadeleden geri durup kaçmadılar.
2- Mücadele usul ve üslubu her zaman daha kibar ve naif olmuştur ancak aynı zamanda sözü esirgemeden ve eğip bükmeden hakkı haykırmışlardır.
3- Karşıtlarını düşmanlaştıran değil eksik yanlarını anlatmaya çalışan bir yol izlemişlerdir.
4- Değişim ve dönüşümü tepeden inmeci bir yöntem ile değil, bireyden topluma doğru yani tabandan tavana doğru bir metod ile sağlamaya çalışmışlardır.
Haber/Fotoğraf: Yusuf Ahmet Kaya - Enes Küçükyıldız