Ankaralı Müslümanlar Şehidler İçin Ayakta
Mısır’da seçilmiş cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin askerî darbe ile devrilmesinin ardından İslami hareketler tarafından başlatılan kitlesel gösteriler büyüyerek devam ediyor.
Mısır’da seçilmiş cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin askerî darbe ile devrilmesinin ardından İslami hareketler tarafından başlatılan kitlesel gösteriler büyüyerek devam ediyor.
Ancak darbeci katiller eylemleri engellemek için gerçek mermilerle saldırılara da devam ediyor. Daha önce sabah namazında kardeşlerimize saldıran katiller ardından teravih namazı vaktinde polis gücü ve Baltacı adı verilen milisleriyle saldırırken dün geceden itibaren saldırılarını yoğunlaştırması neticesinde yüzden fazla kardeşimiz şehit oldu, yüzlercesi de yaralandı.
Zorbalığa ve katliama rağmen, uluslararası kamuoyunun ahlaksız suskunluğuna ve Müslümanların vurdumduymaz tavrına rağmen başta Rabiatul Adeviyye Meydanı olmak üzere Mısır’ın tüm meydanlarında direnen Mısırlı kardeşlerimizin direnişini selamlamak, onlarla dayanışmak ve katliamı lanetlemek için Mısır Halkıyla Dayanışma Platformu üyeleri Mısır Büyükelçiliği ve ABD Elçiliği önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Basın açıklamasına sorumluluk sahibi birçok Müslüman destek verdi. Adem ÖZKÖSE’nin konuşmasıyla başlayan basın açıklamasında, sadece Rabbim Allah dedikleri için katledilen kardeşlerinin acılarını paylaşmak ve onların direnişine destek vermek isteyen duyarlı, onurlu bir çok İslami kuruluş yetkilisi konuşma yaptı.
Konuşmasında; “Mısır direnişi bugün şehitlerin kanlarıyla bereketleniyor, gürleşiyor ve yaygınlaşıyor. Rabbimiz şehitlerin mübarek kanlarıyla boğacak zulmün soluk sesini. Biz burada İslami kimlik sahibi gençlerle birlikte sahurdan itibaren bekliyoruz. Katliamlar son bulana, darbecilerden hesap sorulana kadar da bu eylemliliğimiz sürecektir.
Mısır’ın yaptığı bu katliamların arkasında ABD ve onun şer yuvası elçilikleri var. Esas önemli olan katillerin, zalimlerin ne yaptığı değil bizim ne yaptığımızdır.” diyen ÖZKÖSE sözlerini; “Eğer Allah’ın kitabının varisleri isek Mısır’daki direnişi kendi direnişimiz bilmeli ve ona göre hareket etmeliyiz. Buradan hükümet yetkililerine de sesleniyorum. Suriye elçiliğini kapattığınız, elçiyi ülkesine gönderdiğiniz gibi Mısır Elçisine de ülkesin gönderin.” ifadeleriyle sonlandırdı.
Özgür-Der Ankara Şube Başkanı Abdurrahman Çeliker; “Hiçbir söylemeden önce Mısır’da katledilen, şehid edilen kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum ve bence bu katliama bildiri yoluyla da olsa destek veren Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü kınıyorum. Daha dün 28 Şubat darbe günlerinde, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde tanklarla tehdit edilen, darbelere maruz kalan birisinin Mısır’ın darbecilerini kutlamak için mesaj göndermesi tam da bir katiline âşık olma sendromunun göstergesidir.” diyerek başladığı konuşmasına; “Mısır’da zilleti değil onuru seçenler, yatmaya değil ölüme koşanlar, günlerdir Adeviye’de direniyorlar. Rabbimiz kuvvetlerini, heybetlerini, dirençlerini artırsın. Diktatörlerin finansörleri ve darbelerin planlayıcıları işte bu arkamızdaki binada Müslümanlar için şimdi planlar hazırlıyorlar. Onların bu tuzaklarını başlarına geçirmek için her birimiz inandığımız dinin emirlerini ete kemiğe büründürmeliyiz.” sözleriyle devam etti.
Çeliker konuşmasını; “Tuttuğumuz oruç Adeviye’dir. Kıldığımız namaz Doğu Türkistan’dır, Gazze’dir. Verdiğimiz İnfak Tunus’tur, Cezayir’dir, Libya’dır. Okuduğumuz dua Afgan’dır, Moro’dur.
Allah’ın kitabının şahitleri olmak istiyorsak şahitler olarak yaptığımız ibadetler bizim ve diğer insanlar için bir şey ifade etmeli. İşte bu şahitlik gereği Adeviye’de milyonlarca kardeşimiz sıcağın altında tutukları oruçla arınıyorlar. Tuttukları oruç yatırıyor onları tankların altına. Kıldıkları namaz durduruyor onları zalimlerin silahları karşısında. Onların direnişleri üzerinden spekülasyon yaparak hantallığımıza, tembelliğimize ikircikli tavrımıza ve söylemimize mazeret aramayalım. Allah için direnenlerle birlikte direnelim. Zira dilenenler değil direnenler kazanır.” sözleriyle sona erdirdi.
Daha sonra söz alan Fatma Gülden SÖNMEZ Hanım ise konuşmasında; “Lütfen bugün Müslüman kardeşlerim iftar sofranızı Adeviye’ye kurun. Mutfakları boşaltıp alanları doldurun. Kardeşlerimiz Mısır’da katlediliyor. Ashab’ul Uhdud gibi Mısır zalimleri de kardeşlerimizi ateş çukurlarına atıyorlar. Sadece izzeti ve övgüyü Allah’a has kılanlar bugün Adeviye’de katlediliyorlar. Ama Müslümanlar direniyorlar. Soruyorum şimdi direnenlerin yanında olması gereken Ankara’lı milyonlarca Müslüman neredeler. Bugün katledilen kardeşlerimizin yanında olmayanlar bir nevi susarak bu katliamlara destek veriyorlar. ifadelerini kullandı.
Mazlum-Der’den Genel Başkan Yardımcısı Üstün Bol, İnsan Der’den Mehmet KOÇ, Vahdet Vakfı’ndan Bülent Koca ve Muhyiddin Öztürk, İHH Ankara Temsilcisi Hanefi Sinan, Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Günay Kaya’da birer konuşma yaptı.
Konuşmalar sık sık; “Leybeyk Lebbeyk Lebbeyk-e ya Allah”, “Bir Musa Gelecek Firavunu Yıkacak.”, “İşte Burası Katillerin Yuvası.”, Yaşasın Küresel İntifada.”, “Uyan Diren Özgürleş.” sloganları atan topluluk ABD Elçiliği önüne yürüyüş sırasında yoldan geçen vatandaşlar tarafından alkışlarla destek gördü.
Bülent Koca konuşmasında; “Zalimler ne oyunlar oynarlarsa oynasınlar, hangi tezgahı kurarlarsa kursunlar Allah bütün hepsinin oyununu başına geçirecektir. Dünyanın birçok yerinde mücadele eden kardeşlerimizin mücadeleleri bir takım komplo senaryolarına malzeme yapılarak yok sayılıyor. Oysa Adeviye’de kanlarıyla destan yazanlar bizlere Allah için nasıl yaşanırı öğretiyorlar. İnşaallah zalimler, diktatörler, katiller ve şu arkamızda duran şer yuvasının merkezi olan ABD bir gün yok olup gidecektir. Burada önemli olan Müslümanların bugün ne dediği ve ne yaptığıdır. Eğer bizler Allah için yaşarsak Allah’ta bize hak ettiğimizi verecektir. ifadelerini kullandı.
Basın açıklaması sırasında duygulu anlar yaşandı. Birçok topluluk mensubu gözyaşlarına hakim olamadı. Topluluk Yemenli bir öğrencinin okuduğu duanın ardından basın açıklamasını sona erdirdi.
Haber-Fotoğraf: Yusuf DURSUN