Ankara’da “Refah Sınır Kapısı Açılsın” protestosu!
Ankara Filistin Dayanışma Platformunun çağrısıyla Mısır Büyükelçiliği önünde toplanan birçok sivil toplum kuruluşu mensubu “Refah Sınır Kapısı Açılsın” diye slogan attı.
Ankara Filistin Dayanışma Platformuna mensup birçok sivil toplum kuruluşu, işgalci İsrail ve hamisi ABD’nin saldırıları altında olan Gazzelilere kapatılan Refah Sınır Kapısının açılması için eylem yaptı.
Mısır Büyükelçiliği önünde yapılan eylemde, Refah Sınır Kapısında insani yardımın girmesini engelleyen Siyonist İsrail ve ABD’nin yanı sıra buna ses çıkarmayan Mısır yönetimi de protesto edildi.
“Bebekler ölürken sınırlar kapatılmaz”, “Katil İsrail!, Katil ABD!” ve “Refah Sınır Kapısı Açılsın” sloganlarının atıldığı eylemde, basın açıklamasının ardından Gazzeli Müslümanlar için dua edildi.
Basın açıklamasının tam metni:
Aksa Tufanı’nın 69. gününde burada bir arada toplanmış bulunmaktayız. 69 gündür Gazze’de bir soykırım yaşanıyor. Siyonist çete işlenmedik savaş suçu bırakmadı. Cami, kilise, okul, pazar yeri, fırın, hastane, mülteci kampı ayrımı yapmaksızın her yeri bombardımana tabi tuttu. Çocuk, yaşlı, kadın, hasta, doktor, sivil ayrımı yapmaksızın insanlığı katletti, katlediyor. Gazze’de tüm dünyanın gözü önünde bir katliam, bir vahşet ve soykırım gerçekleşirken İslam ümmetinin çaresizliğini, islam ülkelerinin yönetimlerinin ise iradesizlik ve acziyetini görüyoruz. Bütün bunlara rağmen bizlere ümit veren Hamas’ın bu izzetli duruşu ve destansı direnişi, Gazzeli müminlerin sarsılmaz imanı oldu. Onlar tüm dünyaya insanlık dersi verirken dünya liderlerinin insanlıktan nasipsizliğine şahit olduk. Yine Aksa Tufanı ile hak ile batılın keskin ayrılışına, vicdan sahibi tüm insanlar imkanlarını seferber ederken nasipsizlerin zalimin arkasında saf bağladıklarına şahit olduk.
Bütün bu süreç yaşanırken Hamas, tüm ümmetin onurunu muhafaza edercesine mücadelesine devam etmektedir. Siyonistlere savaş dersi, dünyaya ise insanlık dersi vermektedir. Tankıyla, topuyla, uçağıyla saldıran gözü dönmüş Siyonist çeteyi bozguna uğratmakta, işgalci çeteyi şaşkına uğratan bir direniş sergilemektedir. Şuan gelinen süreçte elhamdülillah Hamas, geri adım atmamakta ve topraklarını muhafaza etmeye devam etmektedir. Siyonistler ise her yolu denemesine rağmen mağlubiyeti tatmaktan başka bir şey elde edebilmiş değillerdir. Gazze’de direnen kardeşlerimiz, sırtlarını sadece Allah (c.c)’ya dayayarak bu tufanı başlattıklarını defalarca dile getirdiler. Onlar, ne İslam ülkelerinden bir şey beklediler ne de dünyanın, yaşanacak bu zulme engel olacağını düşündüler. Onlar yardımı yalnızca ama yalnızca Allah’tan dilediler. 2 aydan uzun süredir yaşanan süreç ise kardeşlerimizi son derece haklı çıkarmıştır. Çünkü şimdiye kadar ne İslam ülkelerinin liderleri bir adım atabildiler ne de dünyadan bu zulme dur diyebilen çıktı. Siyonist çetenin tüm barbarlığına rağmen, İslam ve insan düşmanı devletler işgalci çeteye desteklerini sunabilmek için adeta sıraya dizilirken İslam ülkelerinden Hamasa destek olma konusunda ciddi bir adım atılmadı maalesef. Bir kınama teşkilatına dönüşen İslam işbirliği teşkilatı, zulme engel olacak bir adım atmaktan ziyade yaşanan soykırımı sözüm ona yine çok şiddetli(!) bir şekilde kınamak ve yaşanan zulmün durdurulmasını istemek ile yetindi. Müslümanlar dilenmekten beridirler, dilenenler Müslümanlara idareci olmayı hak etmemektedirler.
Yanı başımızda Gazze’de tarihin görmediği bir insanlık dramı yaşanırken buna seyirci kalmak hangi vicdana sığar. Temel insani ihtiyaçlara dahi ulaşım engellenirken, susuzluk, açlık ve ilaçsızlıktan kardeşlerimiz bir bir can verirken elimiz kolunuz bağlı durmamız hangi vicdana sığar.
Yaşadığımız bunca utanç yetmez mi? Bu zilleti çocuklarımıza nasıl miras bırakacağız?
Gazze’de hamile kadınlar hijyenden yoksun ortamlarda doğum yaparken, yaralılara anestezisiz müdahale ediliyor. Kapasitelerinin çok çok üzerinde hizmet vermeye çalışan hastanelerde, yakıt ve tıbbi medikal eksiklikler nedeniyle hastaların tedavileri yapılamadığı için hastalar çaresizlik içinde ölümü beklemektedir. Evleri bombalarla yıkılan kardeşlerimiz soğuk kış mevsiminde çadırlarda yaşamaya mahkûm ediliyor. Bütün bunlar kör gözlere dahi Gazze halkının bilinçli ve sistematik bir şekilde ölüme terk edildiğini göstermektedir.
Dünya vicdanı Gazze ile büyük bir imtihan vermekte ve sessiz kalan kim varsa soykırıma ortaklık etmektedir. Bugün Gazze’yi hayata bağlayacak can damarı Refah Sınır Kapısı’dır. Kardeşlerimiz bir sınır ötemizde ölümle burun buruna yaşarken, onların en temel insani ihtiyaçlarını karşılama gayreti içinde olmamız hepimizin insani ve islami sorumluluğudur. Temel insani ihtiyaçları karşılandığı takdirde yaşanan bu trajediyi bir nebze de olsa hafifletmiş olacağız.
Kardeşlerimiz Gazze’de vahşice öldürülüp hayatta kalanlar ölüme terk edilirken, İslam ülkelerinin yönetimlerinden beklenen somut adımların atılmaması içimizi acıtıyor. Şu an Mısır büyükelçiliği önünde bir araya gelen vicdan sahipleri olarak başta Mısır Devlet İdaresi olmak üzere tüm İslam ülkelerinin yöneticilerinin, Gazzeli kardeşlerimize insani yardımların sürekli olarak ulaştırılabilmesi için somut adım atmaları hayati öneme sahiptir. Bu açıdan, İslam ülkelerinin liderleri tüm imkânlarını seferber ederek, Mısır Devleti’nin Refah Sınır Kapısı’nı açması için her türlü siyasi ve diplomatik girişimde bulunmalıdırlar. Aksi durumda bütün bu liderler akan bunca Müslüman kanının vebali altında ezileceği gibi tarih boyunca, bir sınır kapısını dahi açamamanın zillet ve utancını taşıyacaktır.
Yaşanan bu zulme seyirci kalmayarak buraya kadar gelen siz değerli Ankaralı hemşerilerimize teşekkür ediyor, Nehirden denize özgür Filistin’de buluşup, Mescid-i Aksa’da saf tutarak kıyama durma temenni ve duasıyla sizleri Yüce Allah’a emanet ediyoruz.
Esselamu aleyküm we rahmetullahi we berakatuhu.