Ankara'da Mursi’ye Destek, Referanduma Boykot Eylemi
Cuma Namazından birçok sivil Toplum Kuruluşu İHH Ankara Temsilciliğinin organizasyonunda Mısır Büyükelçiliği önünde bir basın açıklaması yaptı.
Cuma namazından sonra aralarında Özgür-Der Ankara Şubesinin de bulunduğu birçok sivil toplum kuruluşu İHH Ankara Temsilciliğinin organizasyonunda Mısır Büyükelçiliği önünde bir basın açıklaması yaptı.
İHH Ankara temsilcisi Mustafa Sinan'ın Mısır'daki darbe ve sonrasındaki gelişmelere ilişkin kısa konuşmasından sonra Basın açıklamasına geçildi. Basın Açıklamasını İHH Ankara Temsilciliği adına Serkan Codal okudu. Açıklamasında Mısır’da 30 Haziran sonrasında askerin Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi bir darbeyle bertaraf edip, parlamentoyu fesh etmesi ile yönetime el koyması sonrasında askerin eliyle yaşanan kanlı olaylar, ülkeyi ciddi bir siyasi krizin eşiğine getirmiş durumdadır. Mısır halkının askeri cuntayı tanımamasına ve Mısır’ın her şehrinde hemen her gün yılmadan yaptıkları geniş katılımlı gösterilerle askerlerin yaptığı darbenin başarısız olmasını sağlamalarına rağmen, maalesef cunta yönetimi ülkeyi bir şiddet sarmalına sürüklemiş durumdadır. Bu şekli ile darbeciler gayr-ı meşru yönetimlerini maskelemektedirler. Askeri cuntanın bir numaralı adamı olarak görülen General Abdulfettah Sisi’nin emriyle Nahda ve Rabia meydanında binlerce göstericinin öldürülmesini, on binlercesinin yaralanmasını, cuntanın dışarıdan aldığı destek ve cürete bağlamak gerekmektedir diyen Serkan codal şöyle devam etti: Bugün Mısır’da gelinen son noktada, İhvan’ı terör örgütü ilan etmekle cunta yönetimi gerçek yüzünü göstermiş oldu. Maalesef Mısırda yargı bağımsızlığını kaybetmiş ve hukukla bağdaşmayacak işlere imza atmıştır. Keyfi tutuklamaların yaşandığı ve adil ve şeffaf olmayan yargılamaların yaşandığı Mısır’da hukuk adına traji komik bir oyun sergilenmektedir. Mısır’ın Resmi Cumhurbaşkanı Muhammed MURSİ’nin hapiste tutulması ve gerek avukatlarının gerekse ailesinin kendisinden sağlıklı bilgi alamaması darbecilerin keyfi uygulamalarındandır. Yaşanan bu olaylar karşısında Cumhurbaşkanı Muhammed MURSİ’nin avukatları müvekkillerinin hayatından endişe ettiklerini ifade ettiler. Birkaç gün önce yapılması gereken duruşmanın hava muhalefeti gerekçe gösterilerek ertelenmesi bu endişeleri güçlendirmektedir dedi.
Codal konuşmasına şöyle devam etti: 17 Ekim 2013’e kadar Mısır’da dört önemli patlama oldu. Patlamalar emniyet ve ordu merkezleri hedef alınarak planlı bir biçimde gerçekleştirildi. Patlamaların kuruluşundan bu güne değin hiçbir şiddet eylemine katılmamış ve ülkede gerçekleşen askeri darbeye karşı şiddet kullanılması yöntemini defalarca deklare eden İhvan-ı Müslimine mal edilmesi oldukça manidardır. Bu olaylar akabinde İhvan’ın yasaklı listesine girmesi olayın darbeciler tarafından bilinçli bir şekilde ve fakat acemice tertip edildiğinin göstergesi olmuştur. Gayet açıktır ki; bu tür provokatif olaylar İslami muhalefeti ülkede tamamen bitirmek için tertiplenmektedir. Önümüzdeki günlerde Mısır derin devletinin düzenleyeceği dalgalandırıcı eylemler akabinde terör suçlamasıyla İhvan liderleri başta olmak üzere çok sayıda İhvan üyesinin öldürülmesinden endişe etmekteyiz diyen Serkan Codal, Mısır olayları başta Filistin olmak üzere tüm İslam coğrafyasını etkileyen bir boyut kazanmıştır. Refah sınır kapısının kapatılması ve Gazze’nin hayat damarları sayılan tünellerin yıkılması ve Hamas hareketinin terörist grup olarak ilan edilme çabaları darbenin ve darbecilerin arkasındaki esas gücü deşifre etmektedir. Filistin ve Kudüs davasını gasıp İsrail çetelerine ve yerli uşaklarına yem etmeyeceğimizi tekrar dile getiriyoruz.
Sonuç olarak bizler halkı Müslüman olan ülke ve bölgelerde oynanan oyunların farkındayız. Bu olaylar başta ABD ve İsrail olmak üzere küresel ve bölgesel emperyalist devletlerin kurgulamış olduğu ve yerli kuklaları eliyle icra edilen olaylardır. Dün olduğu gibi bugünde bu oyunu bozmak adına Müslümanların aralarındaki tali meselelere takılmaksızın yeniden vahdeti inşa edecek argümanlara sarılmaları elzemdir. Aksi halde yanan ateşin evlerimize kadar uzanması kaçınılmaz bir durum olarak karşımızda durmaktadır diyerek sözlerini tamamladı.
HABER: YUSUF DURSUN
FOTOĞRAF: MUSAB AKDENİZ