Ankara'da Cuntanın İdam Kararları Protesto Edildi
Ankara'da Kocatepe Camisinde toplanan yüzlerce kişi sloganlar ve tekbirlerle Mısır Büyükelçiliği’ne yürüdü.
Ankara'da İnsanlık İçin Sessiz Kalma Platformunun çağrısıyla Cuma namazı çıkışı Kocatepe Camisinde toplanan yüzlerce kişi sloganlar ve tekbirlerle Mısır Büyükelçiliği’ne yürüdü.
"Katil Darbeci Düzenin İdam Kararları Hükümsüzdür" "İslami Direniş Mısır Cuntasına Boyun Eğmez" "işte Mısır’da Darbe Hukuku" "Beşşar’ın Varil Bombaları, Sisi’nin Yargıçları Var" dövizlerin taşındığı eylemde programın sunuculuğunu yapan Ankara Özgür-Der Yönetim kurulu üyesi Musab Akdeniz’in kısa açılış konuşması metni:
" Değerli Basın mensupları ve katılımcılar, bugün burada Mısır’da Minye Mahkemesi tarafından verilen hukuksuz idamlara 529 kardeşimize idam sehpasını yolunu gösteren zalimlerin zulümleri Mısır Büyükelçili önünde başta Türkiye halkı olmak üzere tüm dünyaya haykırmak için ‘’İnsanlık İçin Sessiz Kalma Platformu’’ olarak buradayız. Basın açıklamasına geçmeden önce dua edeceğiz ve temsilen birkaç STK başkanlarını selamlara konuşmalarını yapmak üzere mikrofona davet edeceğiz.
İlk olarak platform adına açılışı Kur-anı Kerim tilavetiyle başlatmak istiyoruz. Vahdet Vakfı başkanı Muhittin Özdemir hocamızı mikrofona davet etmek istiyorum."
Şimdi İlkder adına Özden Zehra Sönmez hanımefendi bir selamlama konuşması yaptı konuşmanın metni:
" Bu güne kadar bir çok İslam ülkesi özgürce yaşamak için ağır bedeller ödediler ve ödemeye de devam ediyorlar.
Mısır'da sivil bir direniş ortaya koyan Müslüman Kardeşlerin ve Halkın haklı talebi; ülkelerinin adalet ve özgürlükle yönetilmesinden başka bir şey değildi.
Mısır halkının bu doğrultuda başlattığı sivil direniş sonuç vermişti. Fakat Batılı sömürgeci ülkeler ve koltuklarını kaybetmekten korkan bölgedeki işbirlikçi diktatörler el ele vererek Mısır halkının umudu olan seçilmiş Devlet Başkanı Mursi'yi ve Mısır'ın özgür insanlarını top yekün cezalandırmaya karar verdiler.
Mısır halkının haklarının gaspı karşısında sözde demokratlar, özgürlükçüler yalnızca seyretmekle yetindiler. İçten içe sevindiler, ve Batılılar Sisi kuklasını Mısır halkının başına diktatör olarak diktiler.
Darbe karşıtlarının sivil eylem alanı olan Rabiatü'l Adeviye'de öldürerek bitiremedikleri Esma'ları, üniversiteli gençleri ve Mısır'ın duyarlı insanlarını önce zindanlara doldurdular Şimdi de sahte mahkeme Kararlarıyla Mısır'ın özgür iradesini idam etmek istiyorlar.
Sadece iki celse yapılan ve ikinci celsesi 20 dakika süren duruşmada 529 kişi için idam kararı verdiler. Üstelik Hukukun en temel prensiplerinden olan savunma hakkının kullanılmasına bile izin verilmeden,
Bütün bu olan bitenlerden başta, Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri, ABD, Rusya, ve Avrupa Birliği sorumludur.
Ayrıca bu zulme ve haksızlığa karşı duyarsız kalan, ses vermeyen, görmezlikten gelen tüm insanlık da sorumludur.
“İNSANLIK İÇİN SESSİZ KALMA PLT” Olarak; İnanan, düşünen, özgürlüğe sevdalı olan, insanım diyen herkesi Mısır’daki ZULME ve İDAMLARA sessiz kalmamaya ve bu zulüm karşısında duyarlı olmaya davet ediyoruz. "
Şimdi vahdet vakfı adına kısa bir konuşma yaptı. Konuşma özet metni:.
"İdama mahkûm edilen 529 kişi ile alakalı son hükmün 28 Nisan’da okunacağı belirtilmiş, ancak o tarihe yaklaşılan şu günlerde dünya kamu oyundan ciddi bir tepki gelmemektedir. Sözde insan hakları savunucusu Batı ülkeleri ile kimi Arap ülkeleri hâlâ Mısır’daki darbeye, “DARBE” dememekte ısrar etmektedirler. İnsan hakları adına Türkiye İlerleme Raporları’nda, “Lezbiyen ve Lutîlerin özgürlüğü” için raporlar hazırlatan, İran’da zina yaptığı için recm cezasına çarptırılan Sakine Aştiyan için ayağa kalkan ve dünyayı ayağa kaldırmaya çalışan Batı; hatta ondan öte Kuzey Buz Deniz’inde buzlar arasına sıkışan Fok Balığı için seferber olan Batı hukuksuz bir şekilde idama mahkûm edilen 529 masum insan için niçin hâlâ suskunluğunu koruyor? Ve neden Mısır’da Sekiz binden fazla insan öldürülmesine karşı sadece endişe ile olayları izlediklerini söylemekle yetiniyorlar? Mali’de, Sudan’da, Orta Afrika’da basit gerekçelerle vakit geçirmeden harekete geçen işgalci güçler, Irak için kılını kıpırdatmamaktadırlar… Yine Suriye’de üç yılda 150 bine yakın insan katledilmiş, 11 bin kişiye ait 55 bin işkence fotoğrafları yayınlanmış olmasına rağmen insan hakları savunucusu oduklarını söyleyen Batılılar hâlâ üç maymunu oynamaktadırlar. Ancak, üzerine basa basa ve altını çize çize belirtelim ki; bizim beklentimiz ne Birleşmiş Milletlerden, ne Amerika’dan ve ne de Batı’dan bir himmet değildir. Bizim sitemimiz sadece ve sadece Müslümanlara ve halkı Müslüman olan ülkelerin yöneticilerinedir… İslâmî kimlik taşıyan uluslar arası ve yerel kurum ve kuruluşlaradır…
Ey Müslümanlar! Üzerinize ölü toprağı mı saçıldı nedir? Nedir bu gaflet, nedir bu atâlet? Silkinin ve kendinize dönün! Tarafınızı belirleyin! Mazlum, mağdur ve ezilen mustazaflar adına tepkilerinizi gösterin… tepki bir tavır koymadır. Tepki safını belirlemek, tarafını seçmektir. Tepkisiz kalmak tarafsızlıktır.
Sonuç olarak şunu söylüyoruz: Ey Müslümanlar!.. Ey vicdan sahibi insanlar!.. Ey insan hakları söylemlerini dillerinden düşürmeyen kurum ve kuruluşlar!.. Gelin, yeryüzündeki zulüm ve haksızlıklara karşı koyalım… dünya gündemini doldurması, meşgul etmesi gereken Mısır’daki 529 idam kararı başta olmak üzere, tüm dünya coğrafyasındaki ezilen, zulüm gören, yerinde yurdundan edilen, dul bırakılan, yetim bırakılın, kimsesiz bırakılan mustazaflara sahip çıkalım; tüm zalimleri, müstekbirleri protesto ve tel’in edelim… "
Şimdi İnsanlık İçin Sessiz Kalma Platformu’nun Ortak Basın Açıklaması metnini okumak üzere Araştırma ve Kültür Vakfı adına Metin Mahitapoğlu basın açıklamasını yaptı.
Basın Açıklamasının Tam Metni:
BASIN AÇIKLAMASI
" Diktatörlere, emperyalistlere ve askeri vesayet rejimlerine karşı Ortadoğu intifadalarının önemli ayaklarından birisi olan Mısır devrimi ve İslamcı kadrolarını seçimle iktidardan uzaklaştıramayan Mısır cuntası ve yandaşlarından oluşan koalisyon ve askeri cunta, darbeyle yönetime el koydu. Batılı emperyalist güçlerin ve Ortadoğu coğrafyasındaki yerli işbirlikçi katillerin de desteğini alan darbeciler, Adeviye meydanında kefenlerini giyerek darbeye karşı direnen kardeşlerimizi yalnızca “Rabbim Allah’tır” dedikleri için katlettiler. Adeviye’de öldürerek bitiremedikleri Esma’ları, üniversiteli gençleri zindanlara doldurdular. Meydanlarda en temel insani haklarına sahip çıkan binlerce Mısır’lıyı şehit ettiler. Yetmedi, Müslüman Kardeşlerin faaliyetlerini yasaklayarak sözüm ona terörist ilan ettiler. Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve Adeviye’de direnenlerini tutuklayıp Minye mahkemesinde yargılamaya başladılar ve son olarak 529 kardeşimiz hakkında düzmece gerekçelerce idam kararı verdiler.
Cunta yönetiminin işgali altındaki Mısır’da 24 Mart tarihinde yalnızca 20 dakika süren bir duruşmada 529 kardeşimiz hakkında verilen idam kararı bir insanlık suçudur. Bu kararı veren mahkemenin geçtiğimiz 3 Temmuz 2013’te askeri cunta tarafından gerçekleştirilen darbecilerin emrinde olduğu aşikârdır. Cunta mahkemesinin, "Darbeyi Ret ve Meşruiyete Destek" için darbe karşıtı gösteri yapan 529 kardeşimiz hakkında komik ve düzmece gerekçeler ileri sürülerek aldığı bu kararın kabul edilemez olduğunu bildiriyor ve şiddetle kınıyoruz. Vicdanını kaybetmemiş tüm insanlığı, bu vahşeti durdurmak üzere harekete geçmeye çağırıyoruz.
Mısır’da olup bitenleri sadece bir hukuk skandalı olarak değerlendirmek elbette yanlıştır. Yaşanılan süreç, kendinden olmayan insanları ücretli köleler haline getirerek, kendilerine itaat etmeyenleri de imha ederek mevcut dünya düzenini işleten ırkçı emperyalizmin örtülü işgalinin bir yansıması ve cuntacılar eliyle “Ortadoğu İntifadalarına” verdikleri bir gözdağıdır. İşte bu yüzden Sisi cuntasının, Mısır’da seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve Müslüman Kardeşleri hedef alarak 28 Şubat’taki “Demokrasiye Balans Ayarı Yapıldı” cümlelerine benzer şekildeki söylemleri batı tarafından büyük bir teveccüh ile karşılanmış ve darbeye destek vermişlerdir. Türkiye’de insan hakları ihlallerine karşı ayağa kalkan kişi ya da grupların Mısır’da yaşanan insanlık dramına sessiz kalmaları manidar olup insan hakları söylemine karşı çifte standartlı bir bakış açısıdır, bu ikiyüzlü tavırlarını kınıyoruz.
Tabii hâkim ve adil yargılama ilkelerini ihlal eden İstiklal Mahkemelerini andıran Minye mahkemelerinin verdiği düzmece 529 idam kararı, aynı zamanda başta Suriye’de olmak üzere tüm mazlum coğrafyalardaki katliamlara karşı direnen kardeşlerimizin mücadelelerini boğma girişimidir.
İhvan’a karşı gerçekleştirilen bu haksız, hukuksuz ve diktatöryal saldırıları, bir komediden farksız olan idam kararlarını ve cuntanın baskı ve despotizmini şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz. Duruşma salonlarında bembeyaz kefenleriyle darbe karanlığına başkaldıran, şehadeti esarete tercih eden ve asla zillete boyun eğmeyeceklerini haykıran kardeşlerimizi selamlıyoruz. Kardeşlerimizin bu onurlu direnişi sayesinde zalimlerin, insaf sahibi herkesin vicdanında ve dünyanın huzurunda yargılanacağına inanıyoruz.
Cuntacılar şunu bilmeli ki; alınan 529 idam kararı, Mısır’daki direniş ateşini asla söndüremeyecektir. Bu idam kararlarını duyan Mısır’ın onur sahibi evlatları yeniden meydanları doldurdular. Onlar, evlerine kapanarak güven içinde olacağını zannedenlerden değil, zalimlerin karşısında hakkın şahitliğini yaparak güven içinde yaşamayı tercih edenlerden oldular. Allah “günleri aramızda evirip çevirmektedir.” Bir gün, zulme sessiz kalmayıp meydanları terk etmeyerek ve binlerce şehit vererek, dünyada eşi benzerine az rastlanan örnek bir direnişe imza atacaklarına, tüm İslam dünyasındaki diriliş hareketine karşı olan diktatörlerin ve yanında saf tutanların, yargı önünde hesap vereceğine inanıyoruz.
Son olarak; Mısırlı Müslüman kardeşlerimizin mücadelesi ile dayanışma içinde olduğumuzu, zalimlere karşı bugüne kadar ortaya koydukları direnişle iftihar ettiğimizi duyuruyor, Rabbimizden kardeşlerimize sabır ve güç vermesini, ayaklarını doğru yolu üzerinde sabit kılmasını diliyoruz. Mısır’da askerî cuntanın karşısında kardeşlerimizin yanında olduğumuzu bir kez daha haykırıyoruz! "
Sonra Yunus Kocabıyık kardeşimiz dua etti.
Musab Akdeniz kardeşimiz son olarak şunları söyledi:
"Basın açıklamamız burada sona ermiştir. Kampanyamız Mısır’daki idamlar durdurulana kadar devam edecektir. Cumartesi 10 günlük Adalet Nöbeti Çadırımız akşam saat 5’te Abdi ipekçi parkında Grup Yürüyüş’ünde katılımlarıyla açılacaktır. 10 gün boyunca 24 saat nöbet tutacak zalimlerin zulmünü dünyaya haykıracağız. Sizleri de çadırımıza bekliyoruz. Allaha emanet olun."
İNSANLIK İÇİN SESSİZ KALMA PLATFORMU
Akabe Derneği, Akıncılar Derneği, Ankara Eğitim Bir-sen 1 Nolu Şube, Başkent Kadın Platformu Derneği, Çatı-Der, Hak-İş Konfederasyonu, İlkder, İlim Yayma Cemiyeti, İnfak Vakfı, İmam Hatipliler Platformu, MAZLUMDER, Memur-Sen Ankara İl Başkanlığı, Nene Hatun Derneği, Özgür-Der, Özgür Eğitim-Sen, Server Vakfı, Şehir ve Medeniyet Derneği, Ümran Hareketi, Vahdet Vakfı.