Ankara ABD Büyük Elçiliği Önünde Sisi Protestosu
Ankara'da Kocatepe Camisinde toplanan yüzlerce kişi sloganlar ve tekbirlerle ABD Büyükelçiliği’ne yürüdü.
Ankara'da Özgür-Der'in de içinde bulunduğu İnsanlık İçin Sessiz Kalma Platformunun çağrısıyla Cuma namazı çıkışı Kocatepe Camisinde toplanan yüzlerce kişi sloganlar ve tekbirlerle ABD Büyükelçiliği’ne yürüdü.
Mısır’da aralarında İhvan-ı Müslim’in yönetici ve üyelerinin bulunduğu 529 kişiye verilen idam cezası Ankara’da protesto edildi. Cuma namazı çıkışı Kocatepe Camii’nde bir araya gelen çeşitli sivil toplum kuruluşları, ABD Büyükelçiliği'ne yürüdü.
Sivil toplum kuruluşu üyeleri, namaz çıkışı Kocatepe Camii avlusunda toplandı. ‘‘Katil darbeci düzenin idam kararları hükümsüzdür’’ pankartı açan grup, kortej eşliğinde ABD Ankara Büyükelçiliği’ne yürüdü. ‘’Türkiye’den Mısır’a direnişe bin selam’’, ‘‘Katil ABD Ortadoğu’dan defol’’, ‘’Sisi Mısır’dan defol’’ gibi sloganlar attı.
Özgür-Der Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Musab Akdeniz’in sözcülüğünü yaptığı basın açıklamasında ilk olarak Vahdet Vakfı’ndan Muhittin Özdemir Asr Suresi’ni okudu.
Ardından Özgür Eğitim-Sen Genel Başkanı Yusuf Tanrıverdi ‘’ Mısır’da ve şüphesiz bugün dünyanın pek çok yerinde insanlığın kendisine dönük girişilen bir kıyım ile karşı karşıyayız. Dolayısıyla ezilen, horlanan, dışlanan, baskılanan ve yok edilen ve edilmek istenenlere gösterdiğimiz ilgi varoluşumuzun ağır sorumluluğunu kabullenmek ve üstlenmekten başka bir şey değildir. Evet, 529 kişi idam edilmemelidir. Aksi takdirde can verecek 529 kişinin yanına insanlığını kaybeden milyarlarca yaratığı da kaydetmemiz gerekecek. ‘’ dedi.
Ardından İlkder Yönetim Kurulu Üyesi Gülşen Ünlü ‘’ Biz bugün burada aynı amaç ve dilekler üzerine birleştik, aynı acıya ağlıyoruz, 20 dakikada 529 idam kararı veren Minye mahkemesini ve darbecileri kınıyoruz ’’ dedi.
Akıncılar Derneği Medya ve Tanıtım Başkanı Tamer Ağaoğlu ‘’ Sözlerime başlamadan önce hepinizi Allah’ın selamı ile selamlıyorum, ifade etti. Bizler İslam coğrafyasındaki fitnenin, fücurun ve darbe gibi gayri meşru diktaların altında ABD’nin olduğuna inanıyoruz, şu unutulmasın ki bizim davamız köprü gibidir, gerekli ve sağlam birini yıkarsanız, bin tanesini yeniden inşa ederiz’’ dedi.
Ardından Mazlumder Ankara Şubesi Başkan Yardımcısı Zeynep Naz TATLICIOĞLU ‘’İnsanlık İçin Sessiz Kalma’’ Platformu adına basın açıklamasını okudu.
Sonrasında Mazlumder, Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Salih Çetin, Şeyh Ahmet Yasin’in ‘’Ümmetin Suskunluğunu Sana Şikâyet Ediyorum’’ isimli duasını okudu.
BASIN AÇIKLAMASI TAM METNİ
Değerli Basın Mensupları ve Katılımcılar;
Öncelikle katılımınızdan dolayı sizlere teşekkür ederiz.
Ülke, millet, ümmet ve hatta insanlık olarak çok sıkıntılı bir dönemden geçmekteyiz.
Bu süreci iyi anlayıp ona göre tavır almak zorundayız.
Hepiniz bildiği gibi; 1990’larda Varşova Paktının çöküşü ile III. Dünya Soğuk Savaşını ABD kazandı. NATO eski düşmanı Komünizmin yerine yeni düşman olarak İslam’ı koydu. Böylece İslam ve Müslümanlar hedef tahtasına oturtuldu.
ABD’nin Dünya Politikalarını belirleyen Strateji kuruluşlarının raporlarında da ifade ettikleri gibi laik, modernist ve ılımlı Müslümanların idare edileceği ve Fundamentalistlerin (yani Dinî hayata hakîm kılmak isteyenlerin)ise her türlü yol kullanılarak yok edileceği ve kendilerine itirazı olmayan Protestanlaşmış bir Din ve zulümlerine, kuşatmalarına karşı çıkmayan, yer altı ve yer üstü kaynaklarını sömürebilecekleri bir dünya gerçekleştirmeyi düşlüyorlar...
28 Şubat 1997’de Türkiye’de provasını yaptıkları bir oyunu 2001’de Amerika’da, Amerikan Derin Devleti ortaya koydu. İkiz kulelerini bizzat kendileri vurarak İslam coğrafyasını işgale başladılar. “Hayat tarzlarımıza karşı çıkıyorlar.” dedikleri İslam ve Müslümanlara karşı 1000 yıl süreceğini ifade ettikleri 21. Yüzyıl Haçlı seferlerini, Küresel Kuşatmalarını başlattılar. Önce Afganistan işgal edildi. Ardından Irak ve 22 ülkenin hudutlarını değiştirmeye başladılar. Arap Baharında; kendilerinin Müslüman halkların başına getirdikleri çağın zalim Firavunlarına karşı uyanan halkın potansiyelini yok etmek ve saptırmak için ellerinden geleni yaptılar, yapmaya da devam ediyorlar.
1992’de İslâmî Selâmet Cephesi’nin % 80’lere varan oyla iktidara gelmesinin ardından 200 bin Müslümanı katlederek Cezayir’i kan gölüne çeviren Fransa’nın yaptığını; Batı/Avrupa Birliği Ülkeleri; 1993’te Aliya İzzet Begoviç’in/Bilge Kralın önderliğinde-referandumla-kurulan bağımsız Bosna’yı bütün Dünyanın gözü önünde kan gölüne çevirdiler… Filistin’de çok açık ve bütün dünya gözlemcilerinin izlediği bir seçimle ezici bir çoğunlukla iktidara gelen Hamas’ı düşürmek için Filistin’i ikiye böldüler, Filistin’i de kana buladılar… Çeçenistan, Arakan, Myanmar, Tunus, Libya, Suriye ve Afrika’yı da kan gölüne çevirdiler… 21. Yüzyılın Firavunları, Nemrutları dünyamızı geçmiş Firavunlara, Nemrutlara taş çıkartırcasına kan ve gözyaşına buladılar…
Tüm dünyanın izlediği bir seçimle ve %52 gibi ezici bir çoğunlukla MISIR’da iş başına gelen MURSİ yönetimine karşı bütün dünyanın gözü önünde SİSİ haini askeri bir darbe ile yönetimi eline geçirerek Müslüman Kardeşlerin ileri gelenlerini tutukladı ve zindanlara attılar. Sırf “Rabbimiz Allah’tır !” dediklerinden dolayı, hiçbir suç işlemedikleri halde. Bu geçersiz darbe mahkemeleri, aralarında çocukların da bulunduğu ve Tahrir devrimine katılan Adeviye direnişinde görev alan 529 kişinin 20 dakikada idam kararını vermiştir. Bütün dünya bu olaya seyirci kaldı. Yöneticileri hain olan bir kısım halkı Müslüman ülkeler darbeye maddi ve manevi destek verirken; İngiltere, ABD, İsrail, BM, AP, AB Ülkeleri, ve Arap Birliği ülkeleri Cezayir’i, Bosna’yı, Çeçenistan’ı, Afganistan’ı, Irak’ı ve Suriye’yi seyrettikleri gibi bu zulmü de seyrettikleri ve destekledikleri için bu bildirinin altına imza atan 21 Sivil Toplum Kuruluşunun adına kınıyoruz, lanetliyoruz… Zalimler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır.
Yüz yüz elli yıldır Batı Kültür ve Medeniyeti değerlerini kanunen ve cebren kabul ettirmeye çalıştıkları bu ümmet onların bütün çabalarının aksine kendi kültür ve medeniyetinin değerlerine yani İslam’a sarılmış, onu kaynağından öğrenmiş, yaşamış, hayatını ve hayatının tüm safhalarına hâkim olması için zalimlere ve zalim yönetimlere karşı başkaldırmaya, direnmeye başlamıştır. Bu topraklarda İslam Kültür ve medeniyetini yeniden inşa edebilmek için mücadeleye girişmişlerdir.
Tunus’ta tutuşturulan Direniş ve Devrim Ateşi, inşallah Adeviye’yi ve bütün İslam coğrafyasını yeniden tutuşturacak ümmetin uyanışına, birliğine vesile olacaktır. Ama bunu gerçekleştirebilmek için bugün her zamankinden daha çok birlik ve beraberliğe ihtiyacımız vardır. Bunun için yapı, kurum ve cemaatlerin; zulme karşı ortak tavır almaları; Müminlerin birbirini sevmeleri, birbirine hayır duada bulunmaları; birbirlerini dost veli edinmeleri, birbirlerini korumaları ve saldırılara karşı ortak tavır almaları; Kur’an’a yönelmeleri, Kur’an’ın emrettiklerini hayatlarına aktarmaları ve Hz. Peygamberi kendilerine örnek almaları gerekir. “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın…” ilahi emrini kendimize ilke edinmeliyiz…
Gelin;
Kur’an-ı Kerim’in ve Hz. Peygamber’in tanımladığı İslam Dinini hayata hâkim kılmak için birleşelim, bütünleşelim ve Allah’ın emrettiği gibi kardeşler olalım.
Mısır’daki direnişimiz ümmetin uyanışına ve birliğine vesile olsun!
İslam coğrafyasını bu zilletten kurtaralım.
Unutmayalım, Ümmetin Kurtuluşu İnsanlığın Kurtuluşudur!
Zafer Hakkın ve Hakka inananlarındır.
Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer (gerçekten) iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz.
İnsanlık İçin Sessiz Kalma Platformu
İmzacı Kurumlar;
Akabe Derneği, Akıncılar Derneği, Ankara Eğitim Bir-sen 1 Nolu Şube, Başkent Kadın Platformu Derneği, Çatı-Der, Hak-İş Konfederasyonu, İlkder, İlim Yayma Cemiyeti, İnfak Vakfı, İmam Hatipliler Platformu, Mazlumder, Memur-Sen Ankara İl Başkanlığı, Nene Hatun Derneği, Özgür-Der, Özgür Eğitim-Sen, Server Vakfı, Şehir ve Medeniyet Derneği, Ümran Hareketi, Vahdet Vakfı.