Siverek’te BESMELE Semineri
Siverek Özgür-Der’de alternatif eğitim seminerlernin 2.si Adnan YEŞİLDAĞ’ın sunduğu “Rahmet Kapılarının Anahtarı Besmele“ adlı seminer ile devam etti.
Adnan Yeşildağ sunumuna Besmelenin anlam ve mâhiyetine değinerek başladı.
Hayırlı ve helâl bir işe başlarken, Allah'ın adını anmak ve bu adla işe başlamak için besmele çekilir.
Bismillâhirrahmânirrahîm: "Rahman ve Rahîm Allah'ın adıyla (başlarım)" anlamına gelir.
Besmeleyi "esirgeyen, bağışlayan Tanrı'nın adıyla" gibi yanlış; yanlış olduğu kadar gaflet ve cehalet kokan tercümeyi kabul etmek mümkün olmadığını vurgulayan YEŞİLDAĞ "Allah" lafzı, özel isim olduğu ve Yaratıcımızın tüm güzel isimlerini içinde barındıran bir anlam taşıdığı için başka bir dile tercüme edilemez. Ayrıca "esirgeyen" tabiri çok yanlış bir tercümedir. Türkçede "esirgemek", daha çok olumsuz bir sıfat anlamında kullanılır.
Saklamak, korumak gibi anlamlarından daha çok; kıyamamak ve cimrilik yapmak manalarında kullanılır ki Allah'ın Rahman sıfatının kesinlikle karşılığı değildir.
Kur'ân-ı Kerim'in ilk nazil olan ayet-i kerimesi "Yaratan Rabb'inin adıyla (besmele çekerek) oku!" (Alak: 96/1) mealinde olup emir sırasıyla inzal buyrulmuştur.
Kur'an-ı Kerim'de Neml suresinin otuzuncu ayeti nazil olduktan sonra besmele son şeklini almıştır.
Bu ayette Süleyman (a.s.) tarafından yazılan bir mektup söz konusudur.
Mektupta "Bu mektup Süleyman'dandır ve Rahman, Rahim olan Allah'ın adıyla başlamaktadır." denilmektedir.
Besmelenin bir ayet olup olmadığı tartışmasına müfessirlerin görüşlerini dikkate alarak değinen Yeşildağ daha donra; incitme, öldürme ifade edecek davranışlarda ve bu davranışlara müsaade eden sözlerde besmeleyle başlamayı yasaklanmış olduğunu ifade etti. Ayrıca savaşmaya müsaade eden ve putperestlere kesin uyarı içeren Tevbe sûresi, besmelesiz başlayan tek sure olduğuna değindi.
Eti yenen hayvanların kesimi ve avlanması sırasında besmeledeki Rahman ve Rahîm sıfatlarının anılması uygun görülmediğini Hayvan keserken "bismillah" veya "bismillâhi Allah'u Ekber" denebileceğini ifade etti.
Besmelenin Allah'la yapılmış bir sözleşme olduğunu vurgulayan YEŞİLDAĞ besmelenin Allah'ın tespit ettiği kulluk programını kabul ermek olduğunu değindi.
Ayrıca besmelenin "Allah'ın adı ile" demek olduğuna değindikten sonra besmelenin "Allah'ın adına" anlamına gelmediğini bu tür adlandırmanın akidevi problemlere yol açtığına değindi.
Besmele, sadece Muhammed (s.a.s.) ümmetine has bir anahtar değil; önceki ümmetlerin de kullandığı bir şifre olduğuna değindi.
Bismillah'ın "Evvel Allah (önce Allah)" deyip, O'na danışmak, yapacağımız herhangi bir işte Allah'ın onayını istemek olduğunu dilimiz "Allah'ın adıyla" derken, diğer organlarımız da aynı şeyi söyleyebilmelidir.
Bu ise, her şeyimizle O'nun ölçülerine uygun olarak yaşamakla mümkündür.
Aksi takdirde dilimiz "Allah'ın adıyla" derken; elimiz, ayağımız şeytan veya Allah'ın dışında başkaları adına iş yaparsa bu, tevhitle bağdaşmaz.
Bir mümin her eyleminin başına besmeleyi yerleştirmekle laik mantığa en büyük protestoyu yapmış olur.
Besmele, insanın Allah'la iş yapması, Allah'ı işine karıştırmasıdır.
Dolayısıyla besmele; ateizmi, materyalizmi, laisizmi ret etme olduğuna değindi.
Besmele şuurunun Müslümanlara birçok davranışı kazandırdığına değinip sosyal ve siyasal yaşamın tüm alanlarında İslami kavramların yerleştirilmesi gerektiğine değinerek sunumuna son verdi.
Murat BAŞARAN/ haksozhaber