Yusuf Tanrıkulu'nun sunuculuğunu yaptığı program Ferhat Zan'ın Kur'an tilaveti ile başladı. Kur'an tilavetinin ardından Tanrıkulu, sunumunu gerçekleştirmesi için Nureddin Yargıcı'yı davet etti. Yargıcı sunumuna dinleyicilere "Bizler ümmetin bir parçası olarak ümmet coğrafyasının bu bölgesinde yaşayan Müslümanlar olarak mutlu muyuz?  Huzurlu muyuz? Birbirimizden emin miyiz?" sorusunu yönelterek başladı. Bizlerin bu sorulara cevap verdiğinde Ramazan'ın, Kur'an'ın ve İslam'ın önemini çok daha iyi kavrayacağını düşünüyorum diye vurgulayıp sunumuna aşağıdaki konulara değinerek devam etti.

Kuranın indiriliş amacı; insanlığın huzuru, mutluluğu, selametini sağlamak ve insanların hem bu dünyada hem de ahrette kurtuluşlarına vesile olmaktır. Bugünün insanı birçok imkâna sahip olmasına rağmen mutsuz ve huzursuzdur. Eminlikten sapmaması gereken insanlar bugün birbirlerini kandırmanın yollarını arıyorlar. Bugün yeryüzünü ve bilhassa bu bölgemizi adaletsizlik, hırsızlık ve kin kaplamış insanlar birbirlerinden korkar olmuştur. Vahyin ilk muhatabı olan topluma baktığımızda bugünkü durumumuzdan çok daha sıkıntılı çok daha kötü bir durumda olduklarını görürüz. O gün zulmün, adaletsizliğin, mağduriyetlerin haddi hesabı yoktur. İnsanlar putlara tapıyor, ahlak yerlerde sürünüyordu. O gün kimin gücü kime yetiyorsa onun hakkına tecavüz ediyordu. İşte Allah o gün ramazan ayında Kuran'ı bütün insanlara rahmet olsun diye indirmeye başladı. Elçisini de bütün insanlığa bir rahmet olarak gönderdi ve ona sen bu toplumu Kuran ile ihya ve inşa edeceksin dedi. Peygamber ve ona inananlar Kuran'ın ayetlerini hayatın her alanına taşıyarak adım adım toplumu inşa ettirler. Ve bir yerden sonra bu toplum Allah'ın "siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz" övgüsüne mazhar oldu ve o dönemde adalet, iyilik ve merhamet sokaklara taştı. 

O gün olduğu gibi bugün de insanlığın tek umudu Müslümanlardır. Bu anlamda bugünün Müslümanları en başta Kuran'ın ahlakı ile ahlaklanmalı, peygamberin örnekliği ile öncelikle kendilerini ıslah etmelidirler. Halısı eskidiği, arabası çizildiği için üzülen, elinden cep telefonlarını düşürmeyen, mutluluğu makamda, mülkte, tarlada arayan bir toplum mutluluğa erişemez. İşte tam da bu noktada Ramazan ayı huzuru yakalayabilmemiz için bir fırsattır. Ramazan ayı Allah'ın terbiyesinden geçmenin, kendimizi Kuran'ın ilmi ile terbiye edebileceğimiz bir aydır. Ramazan ayı bütün ayların fatihası ve lideridir. Diğer bütün ayların Kuran ile nizama oturtulacağı ayın adıdır. Ramazan bütün ömrümüzü nasıl yaşayacağımızı öğreten bir aydır. 

Rabbimiz Ramazan sayılı günlerdedir diyor. İnsanın ömrü de sayılıdır. İnsan ömrünü Allah'a rağmen yaşayarak geçirmemelidir. İşte bu ay Allah'a yaklaşmanın bir vesilesidir. Ramazanda bizler mutluyuz. Çünkü Ramazanda Allah'ın rahmeti var. Bizler bu ayda Allah'a daha çok yaklaşıyoruz. Demek ki mutluluğu getiren şey mal, mülk veya saray değil Allah'ın istediği bir şekilde yaşamaktır. Allah bizlere oruç ile kendimizi tutmayı öğretiyor. Çayı, sigarayı, kebapları Allah için bırakabileceğimizi hatırlatıyor. Çünkü insan güçlü bir varlık ve irade sahibidir. 

Son olarak bizler bu ayın kıymetini bilmeli, Rabbimizin bizlere verdiği bu fırsatı değerlendirmeliyiz. Çünkü bu ayda cehennem kapıları kapatılmış, şeytanlar bağlanmıştır.

Program soru cevap kısmı ile sona erdi.