Siyasal eylemliliğin mantığı ve hedefleri...
Özgür-Der İzmir Şubesi’nin düzenlemiş olduğu eğitim seminerlerinde Kenan Alpay "Siyasal Eylemliliğin Mantığı ve Hedefleri" konusunu aktardı.
Özgür-Der İzmir Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Hamza Akdeniz'in, Metin Önal Mengüşoğlu'na ait "Belli olmaz kimliği arkadan vurucunun" şiirini okumasının ardından seminere İstanbul'dan katılan Kenan Alpay, "Siyasal Eylemliliğin Mantığı ve Hedefleri" konulu bir seminer verdi.
Siyasal eylemliliğin anlaşılması için siyaset kavramının içeriğine bakma gerekliliği üzerinde duran Alpay, siyaseti "iktidar ilişkileri" olarak tanımladı.
Seminerden notlar:
"Siyaset, sosyal ilişkilerin tüm alanlarında ve insanın olduğu her yerde var olan faaliyetleri kapsadığından siyaseti dışlama, siyasetin dışında kalma gibi söylemler dahi siyasi bir tavra karşılık gelir.
Müslümanlar açısından siyasal eylemlilik, kendi hayat tarzlarının, dünya görüşlerinin bir cemaat, bir ümmet olarak dışa vurumudur.
İslam, müminlere yaşadıkları ortamı ıslah etme ve ifsada karşı çıkma görevi yüklemiştir. Müslümanların yeryüzünde yaşananlara karşı kayıtsız kalmamaları, güçleri oranında tavır almaları itikadi bir sorumluluktur.
Kur'an-ı Kerim'de Resul'ün ilk sıfatının 'şahit' olması üzerinde düşünülmelidir. Siyasal eylemlerimizin meşruiyetinin sınırlarını, Kur'an ve Hz. Muhammed'in örnekliği belirler. Müminlerin tüm eylemleri Allah rızası için ise değerli ve anlamlıdır.
Siyasal eylemlilik, bazen zulmün bir tezahürüne tepki şeklinde gerçekleşir, bazen mazlumlarla ve mahrumlarla dayanışma ve birliktelik mesajı içerir. Kimi zaman da yok saymaya yönelik çabalara karşı varlık beyanıdır. Ancak her durumda zulüm düzeninin teşhir edilerek, düzenin somutlaştırılmasını hedeflemelidir.
Bu noktada zulmün asıl sahiplerini görmekten uzaklaştırıcı, paravan aktörleri hedefleyen bir tutum da saptırıcı olacaktır. Soğuk savaş döneminde, Müslümanlar, egemen sistemin uygulamalarını ifşa yerine enerjilerini komünizm ile mücadele dernekleri çerçevesinde kullanmışlardır.
Siyasal eylemler, özgüven duygusunun güçlendirilip, yaygınlaştırılmasında da etkili bir motivasyon sağlamakta; kardeşlik, dayanışma bilinci ve duyarlılığını çoğaltmada rol oynamaktadır.
Rabbimizin buyurduğu 'Siz onları birlik sanırsınız ama onların kalpleri parça parçadır.' gerçeğinin izdüşümü olarak düzenin çok güçlü ve korkutucu olmadığının kitlelere gösterilmesinde de siyasal eylemlerin katkısı açıktır.
Siyasal eylem ve çabalarımız sürmekte olan zulmü, adaletsizliği sona erdirmeyebilir ama iyiliği emr, kötülüğü nehy şahitliğinin gerçekleşmesi adına gereklidir. Peygamberler tarihi, müminlerin 'zaferden değil, seferden sorumlu olma' halini ortaya koyan pek çok örneğe sahiptir.
Açık kimlik ve mücadelede tedricilik…
Siyasal eylemliliği bir mücadele aracı olarak öne çıkaran yaklaşımlara yöneltilen yaygın eleştirilerden biri de; bu eylemlerin düzenin göz yumması hatta yönlendirilmesi ile gerçekleştirilen 'evcil muhalefetler' olduğudur. Oysa tarih boyunca zulme karşı mücadele sorumluluğu değişmemiş olmakla birlikte mücadelenin alanı, imkanları ve araçları değişmektedir. Peygamberin örnekliği 'Pir oldu tam oldu!' mantığına sıkıştırılamayacağını göstermektedir. Mücadelenin tedricilik özelliği unutulmamalıdır.
Açık kimlikle mücadele zemininde olmanın düzen tarafından kuşatılmaya müsaitlik oluşturacağı, gizliliğin ise korunaklılık sağlayacağı bir yanılsamadır. Aksi yönde pek çok örnek mevcuttur. Önemli olan iradenin belirleyiciliğini ve istişarenin vazgeçilmezliğini diri tutmaktır.
Müminler, hayatın içinde deneyim kazanarak, vahyin sosyal anlamda da şahitliğini üstlenmeli, hayatın, ölümün ve ibadetlerin Alemlerin Rabbi olan Allah için olduğu gerçeği ile yaşamalıdır."
HAKSÖZ-HABER / İzmir
Fotoğraflar: Yakup Takır