Ortadoğu İntifadasında Selefi Akımın Rolü
Özgür-Der İzmir şubesinde düzenlenen programda "Selefi Akımın Ortadoğu İntifadasında Rolü ve Etkinliği" konuşuldu.
Rıdvan Kaya'nın sunduğu seminerde Selefilik akımının gelişimi ve Irak ve Suriye özelinde selefi akımın özellikleri üzerinde duruldu.
Selefiliğin tanımı ve Selefilik düşüncesinin tarihsel gelişimini anlatarak başladığı konuşmasında Rıdvan Kaya İslam tarihinde ehli rey ve ehli hadis akımları arasındaki farklılaşmanın ortaya çıkışına kaynaklık eden gelişmelere değindi ve Selefiliğin en temelde Müslümanların yabancı kültür ve inançlarla karşılaşmasıyla ortaya çıkan sorulara ve gündemlere ilişkin olarak dini muhafaza, bulanıklıkalra karşı koruma gayretinin bir ürünü olduğuna dikkat çekti.
Haçlı Seferleri ve Moğol istilasına karşı mücadelesiyle Müslümanlara öncülük eden Takiyuddin İbni Teymiyye gibi alimlerin gayretleriyle sistemleşen Selefilik akımının modern dönemde İslam dünyasını tehdit eden sömürgeciliğe karşı kaynaklara dönüş şiarıyla geniş bir toplumsal temele yayıldığını söyleyen konuşmacı Selefiliğin taklide, mezhepçiliğe karşı çıkış itibariyle olumlu bir miras sunduğunu belirtti. Buna karşın nasları yorumlamada aklı devre dışı bırakmak ve katı metincilik giibi yaklaşımların ise olumsuz yansımalara yol açtığını söyledi. Bu tür eğilimlerin dışlayıcılıktan tekfirciliğe ve oradan şiddete kapı araladığına dikkat çekti.
Irak ve Suriye'de bilahssa Kaide, Nusra ve IŞİD üzerinden Selefi akımın gündemleştiğini, oysa sadece bu hareketlerin değil, bu ülkelerde faal olan İslami muhalif hareketlerin pek çoğunu n Selefi akım içinde yer alan hareketler olduğunu söyleyen konuşmacı, bilhassa IŞİD üzerinden yoğun ve sistematik bir karalama kampanyası yürütüldüğüne dikkat çekti.
IŞİD'in bilhassa Suriye'de muhalif hareketlere karşı tavrıyla Suriye direnişine zarar verdiğini belirten Kaya bununla birlikte ne IŞİD'i, ne de bir başka İslami grubun eylemlerini kategorik biçimde değerlendirmenin doğru olmayacağını söyledi. Özellikle Musul olayıyla birlikte IŞİD'in Irak'taki konumunun Iraklı mazlum ve Müslümanların maslahatına uygun geliştiğini, aynı şekilde ABD saldırısının sürdüğü bir süreçte IŞİD'in geçmişteki olumsuz eylemlerine odaklanmanın Müslümanların maslahatına uygun düşmeyeceğini vurguladı. IŞİD'in ve diğer hareketlerin İslami ölçülerle çelişen ve Ümmetin maslahatına aykırılık içeren tavırlarına karşı çıkmanın bir gereklilik olduğunu belirten Rıdvan Kaya bununla birlikte bu harekete karşı küresel zeminde emperyalistlerce açılan savaşın görmezden gelinemeyeceğine de dikkat çekti.
Konuşmacı, son olarak İslam dünyasının karşı karşıya olduğu emperyalist kuşatma karşısında Müslümanlar olarak şu veya bu hareketi kategorik biçimde değerlendirmek yerine hangi yaklaşımı ve eylemiyle Ümmete zarar verdiği ve hangi yaklaşım ve eylemiyle Ümmete katkı sağladığının tartışılmasının daha anlamlı olacağını belirtti.