İzmir’de Hüzün ve Toparlanış
06 Mart 2009 Cuma günü sabah saatlerinde İzmir Özgür-Der üyesi ve Şube Başkan Yardımcısı Fahri Çaktır’ın eşi kıymetli kardeşimiz Güldin Çaktır geçirdiği kalp krizi sonucunda vefat etti. Kardeşimizin cenaze namazı ikindi namazından sonra Buca Hüdaverdi Cam
İki ay önce üçüncü çocuğunu dünyaya getiren Güldin kardeşimizin naaşı, doğum sonrası nükseden bir hastalığına bağlı olarak aldığı yoğunlaştırılmış ilaçlar nedeniyle kalp krizi geçirdiği şüphesi ile savcılık tarafından otopsiye kaldırıldı. Otopsiden sonra yıkanıp kefenlenen kardeşimiz evinin önüne getirildi. Yakınları, Özgür-Der'li arkadaşları ve İzmirli bir çok müslümanın toplandığı Buca'daki evinin önünde Hüseyin Alan, Hamza Türkmen, Ayhan Yaraşıklı, İbrahim Gülter tarafından okunan sürelerin Türkçe anlamları Hamza Akdeniz tarafından okundu. Camiye tekbirlerle omuzlarda taşınan kardeşimizin cenaze namazı Hüseyin Alan tarafından kıldırıldı. Güldin kardeşimizin cenaze namazı cemaatini erkek ve kadın yakınları oluşturdu. Hüseyin Alan cemaate, Güldin Çaktır'ın hayatı içinde İslami kimliği ve vahyin şahitliğini taşıyıp taşımadığını sordu ve helallik istedi. Kendisi de onun Kur'an eğitimi, tebliği ve bu doğrultudaki mücadelesini hatırlattı ve Rabbimizden mağfiret diledi.
Mevtanın Buca mezarlığındaki defin işlerini Hüseyin Alan yönetti. Defin işleri sürerken yine Kur'an'dan ayetler ve süreler okundu ve mealleri verildi. Son olarak Kemal Songür tarafından ayetler eşliğinde hayatın amacını, ölümün gerçeğini ve hayattaki imtihan sürecimizi anlatan ve bu olaydan ibretler çıkartmamız gerektiğini vurgulayan bir dua yapıldı. Son olarak da Songür yine ayetler eşliğinde ölümden sonra amel defterinin kapandığını, ölülere işittiremeyeceğimizi, bitadçı hocaların ölüye telkin ritüelinin fayda vermeyeceğini ve Müddesir Süresi'nde belirtildiği gibi Allah'tan başka hiçbir yaratılmışın şefaatinin fayda vermeyeceğini, zaten hayatını Allaha kul olmak için vahye şahitlik içinde geçiren Güldin kardeşimizin de bu bilinçte olduğunu açıklayarak bitirdi. Dirileri uyarmak için okunan Fatiha'nın ardından defin işleri tamamlandı.
Akşam 19.00'daki Hamza Türkmen'in Özgür-Der'deki konferansı ertelenerek Güldin Çaktır kardeşimizin yakınlarıyla birlikte bir taziye toplantısı yapıldı. Açış konuşmasını yapan Hamza Türkmen, vefat eden kardeşimizle ilgili, onun İslami bilinçlenme ve mücadele süreci hakkında bildiği ve tanık olduğu çabalarını kısaca aktardı. Hastalık sürecinde, vahyi ölçüler çerçevesinde birlikte olduğu mücadele arkadaşlarının nasıl sırayla ikişer ikişer evinde nöbet tuttuklarına, beyinin fedakarlığına değindi. Rahmetli Çaktır'ın, İzmir'de tevhidi kimliğe uygun denilebilecek cenaze ve defin işlemlerine katılanların tümünün memnun olmasındaki hikmet ve samimiyetin, onun ve dava arkadaşlarının yaşamlarındaki şahitlik çabasından kaynaklandığını söyledi. Taziyet merasimi olarak da, kırsal kesimden ve ufak şehirlerden kopup metropollere gelen ve İslam'ı yaşama kaygısı taşıyan insanlar için Kur'ani maslahatı ve meşru örfü gözeterek sınırlı imkanlarla da olsa dernek çatısı altında şehrin göbeğinde buluşarak, olması gereken ibadi sorumluluklarımızı konuşarak ve hatırlatarak bir model oluşturmaya çalıştıklarını ve bunu da aynı gün vefat eden kardeşimizin yakınlarıyla paylaşıp hayata geçirdiklerini belirtti. Türkmen ölümle, doğumla, düğünle veya bayramlaşmayla ilgili bizleri bir araya getirecek bu tür açılımların, Kur'an toplumunu, vahiy nüvelerini yeniden inşa edebilmemiz için örneklendirmemiz ve geliştirmemiz gereken yeni ilmihal konularımız olduğunu vurguladı.
Hamza Türkmen daha sonra Güldin kardeşimizin en yakın arkadaşlarından Özgür-Der İzmir Şube Başkanı'nı Nurcan Büyük'ü mikrofona davet etti. Büyük, "bu kardeşimizin hayata karşı dimdik duran bir kişilikti ve bizim en cesur tarafımızı temsil ediyordu" dedi. Özgür-Der'i üç yıl önce sekiz kişi ile açmak için İstanbul'a gitmeyi düşündüklerinde, bizler "acaba yapabilir miyiz" kaygılarını taşırken "Güldin'in bize cesaret veren taraftı" dedi. Ve bu üç yıl boyunca da üzerine düşen her görevi fazlasıyla yerine getirdi. Şahitlik kavramını çok iyi bilen bir kardeşimizdi. Hasta olasına rağmen hiçbir çalışmayı, programı ve etkinliği kaçırmıyordu. 14 yıllık arkadaşlığımız süresince mücadeleyi imandan, imanı da mücadeleden ayırdığını görmedik. Büyük, onun kaygılı bir anne olduğunu vurguladı, çocuklarımızın elimizden alınmaması için büyük çabalar sarfediyordu dedi. Ve acılarının büyük olduğunu, ama Güldin'in gönlünde taşıdığı Kur'an neslini oluşturma azmini ve bilincini hep yeşertmeye çalışacaklarını belirtti. Ve sözlerini "Rabbim, yüreklerimizi onun gibi cesur, duruşumuzu sağlam, kardeşliğimizi daim kılsın ve aramıza yeni yeni Güldin'ler nasip etsin" diyerek bitirdi.
Büyük'den sonra eşi ve aynı zamanda Özgür-Der İzmir Şube Başkan Yardımcısı Fahri Çaktır'a söz verildi. Çaktır, daha başından evlilik tercihlerini İslam'ı yaşamak ve Allah rızası doğrultusunda yaptıklarını belirterek söze başladı. Hayat boyunca eşinden hem maddi hem manevi çok destek gördüğünü belirtti. Hayatı, inancı doğrultusunda hep sevecen ve sıcak kanlı bir şekilde karşıladığını, hastalığına rağmen bütün ibadi görevlerini yerine getirmeye çalıştığını vurguladı. Kalp krizi geçirdiği anda da ibadet ile meşgudü dedi.
Onu ufaklığından beri tanıyan Hüseyin Alan'a söz verildiğinde, Alan'ın anlatımları ile salondaki duygusal ortam daha da yoğunlaştı. Doğum ne kadar haksa ölümün de o kadar hak olduğunu söyleyen Alan, Güldin ile sevinçli günleri de hüzünlü günleri de paylaştıklarını belitti. Onun vahyi değerlere aidiyeti ve şahitlik azminin kendisinde bir sahabe kadını profili canlandırdığını vurguladı. Güldin kardeşimizin ve arkadaşlarıyla paylaştığı mücadelenin sağlıklı bir İslam toplumu oluşturmak için birbirimize velayetlerimizi vermek konusunda güzel bir örnek oluşturduğunu ve sorumluluğumuzun da bu tür örnekliklere sahip çıkmak ve onları geliştirmek olduğunu söyledi. Ölümün ölen için amel defterinin kapandığı; ama bizler için düşünüp akledip iç muhasebe yapmamız gereken bir ibret olduğunu vurgulayıp, bu aziz kardeşimizin ölümünün inşaallah bizim için ibret olmasını, bizi diriltmesini diledi ve Mizan günu kurtulanlardan olması ve olmamız için duada bulundu.
Hamza Türkmen'den sonra taziyetle ilgili konuşma trafiğini Nurcan Büyük yönetti ve o da Güldin kardeşimizi tanıyan yakın arkadaşlarına söz verdi. Ayhan Karaşıklı, Kadriye Öz, Ayfer Sivari, Suna Kıvrak, Behice Özarpacı, Özlem Öz, Nahide Yapkıöz, Ayfer Bezici ve Hamza Karadeniz'in duygu yüklü hatıraları, temennileri ve duaları adeta salonu duygu, düşünce ve muhasebe komasına soktu. Hele Güldin hanımın büyük kızı Beyza'nın kısa ama büyük bir anlatıyı ifade eden konuşması... Annesi onlara hayatı, düşünmeyi ve dengeyi öğretmişti. Her akşam Kur'an'dan bir ya da daha çok ayetler okutmuş ve o işaretlerden nasıl bir yol takip edeceklerini öğretmişti. O artık diğer ablalarıyla birlikte o güzel yollardan yürüyecekti.
Son olarak Şefik Sevim söz aldı, Özgür-Der şubeleri arasında koordinasyon toplantısı için İzmir'de bulunduklarını belirtti. Özellikle de kendi bölgelerinde binlerce insanın katıldığı ve kendisinin de konuşma yaptığı taziyelere göre bu modern şehirde modernizmin kuşatmasına rağmen yapılan bu taziyeden çok etkilendiğini ve bu taziyenin çok güzel bir model oluşturduğunu belirtti, Batmanlı, Diyarbakırlı kardeşleri adına taziyetlerini sundu.
Taziye toplantısında kapanış konuşması olarak Kemal Songür ve Nurcan Büyük hitapta bulundular ve İslami yükümlülüklerimizle ilgili bugünkü ve gelecekteki sorumluluklarımızı hatırlattılar.
Taziye dolayısıyla il ve ilçelerden gelen misafirlere ve diğer katılımcılara ikramda bulunuldu.
07 Mart Cumartesi günü Özgür-Der şubeleri ve Özgür-Der'le paralel etkinlikler gösteren bazı kuruluşların temsilcileri ile İzmir Faço'da bir koordinasyon toplantısı yapılacak. Koordinasyon toplantısını Özgür-Der İzmir Şubesi koordine ediyor. 06 Mart Cuma günü en aktif üyeleri aynı zamanda yöneticilerinin eşi olan bir kardeşlerini kaybetmelerine ve yoğun olarak cenaze, defin ve taziye işlemleriyle uğraşmalarına rağmen, hayat ve mücadele sorumluklarını bölmeyerek ibadi hizmetlerini devam ettiren İzmir Özgür-Der yöneticileri, altı aylık Özgür-Der Koordinasyon Toplantısı'nın koordinasyonunu da aksatmadan yürütmeye devam etmekte. İki dünya mutluluğuna ermek için dillerinde bir Kur'ani vurgu var: "İman et, mücadele et, zafer senindir.".
Haksöz Haber / İzmir