Bayramlaşmaya katılanlara selamlama konuşması yapan Mehmet Erol, hayatı boyunca yaşadığı bayramlardan kesitler sunarak Müslümanların kazanımlarını anlattı. Kur'an'ın anlaşılmak ve uygulanmak için okunması gerektiğini de hatırlatan Erol, bu bilince sahip Müslümanların 1950'lerde yok denecek kadar az olduğunu belirterek, o günden bu güne bakıldığındaysa bilinçlenmiş kitlelerin toplumda sahip olduğı taşıyıcı role vurgu yaptı.

Erol'un ardından kürsüye gelen Hüseyin Alan, Müslümanlar arasında görülen "bayramsa, bayramınız mübarek olsun" tarzındaki söylemlerin bilinç yüklemekten çok ümitsizlik aşıladığına dikkat çekti. Müslümanların Irak'ta da, Filistin'de de, Türkiye'de de, Afganistan'da da 'direnç noktaları' bulunduğunu ve bu noktalar sayesinde kazanımlar elde ettiklerini belirten Alan, bu sebeple sevinç ve matem günlerinde bir araya gelinmesinin önemini vurguladı. Bireysel ve toplumsal dönüşüm hedefinde olan Müslümanların kendini eve hapsedemeyeceğini ifade eden Alan, bu amaçla yapılan ziyaretleşme, ders halkaları oluşturma gibi eylemlerden birinin de 'bayramlaşma' olduğuna dikkat çekti.

Yoğun bir katılımın gözlendiği programda, İslam coğrafyası ve insanlığın kurtuluşu için tevhidî bilince sahip nesillerin yetişmesinin önemine dikkat çekildi; vahyin sosyalleştirilmesi için kullanılabilecek meşru araçların önemine vurgu yapıldı.

Haber: Fazlı İNDERİN
Fotoğraf: Betül ÖZBEK