Kur'an ayetlerinin, müminleri; ezilen, mazlum halkların kurtuluşu yönünde bir çabadan sorumlu kıldığını belirttiği konuşmasında Hamza Türkmen; adalet ve özgürlük arayışlarının insanda fıtri olduğunu tarihten örnekler vererek açıkladı.

Adalet ve özgürlük kavramlarının geniş bir tanımını yapan Türkmen; 'adalet' kelimesinin tanımında geçen görev ve hak kavramlarının kimin tarafından belirleneceği ve özgürlüğün sınırları konusunda ölçütün vahiy olduğunu vurgulayarak, aksi tutumların bir sapma ve aldanma yaratmasının kaçınılmaz olacağını ifade etti.

Türkmen; "Müslümanlar için özgürlük mücadelesi Allah'ın hakkına (Hukukullah) ve kul hakkına (hakku'l ibad) yapılan tecavüzlere karşı direnişi ifade eder. Adalet, yeryüzünde fesad çıkaran, zulmeden ve ilahlık taslayanlar karşısında hakka şahitlik etmek, sırtlarındaki zincirlerden kurtulmak için yükleneceğimiz bir sorumluluktur. Çabalarımızdan sorumlu olmakla birlikte mutlak adalet Allah'a aittir. İnsanların  -özü itibari ile zaaf taşıdığından- kuracağı adalet zannidir, mutlak değildir." dedi.

Türkmen; izleyicilerden gelen sorulara verdiği cevaplarda da Müslümanların hayalci, romantik yaklaşımlardan uzak durarak, egemen sistemin bütününü hedeflemekle ve zulmün tümünü ifşa etmekle beraber, zulüm ve hak gasplarını merhaleci bir mücadele ile gerileteceğimizi belirtti.

Türkmen, özgürlük ve adalet mücadelesinde sistem içi araçların kullanımında ilkeli, onurlu, tavizsiz ve muhalif bir tutum içinde bulunmanın zorunluluğunu belirterek konuşmasına son verdi.

HAKSÖZ-HABER / İzmir