İzmir, İslamî Direnişi Selamladı!
İzmirli Müslümanlar'ın oluşturduğu Filistin'e Özgürlük İzmir Platformu, düzenlediği etkinlik ile Gazze'de Siyonist zulme karşı direnen İslamî Direniş Hareketi (HAMAS) tarafında yer aldığını haykırdı!
"Susma Haykır: Direniş Haktır", "Katil İsrail Ortadoğu'dan Defol", İsrail Ortadoğu Ateşi'nde Yanacak","Emperyalizm Yenilecek, İslamî Direniş Kazanacak", "Murderer Israel Go Away From Palestine", "Zalimler İçin Yaşasın Cehennem" pankartlarının açıldığı eyleme katılanlar, ellerinde "Chavez Kovuyor, Ankara Uyuyor", "Kahrolsun Amerika, Kahrolsun İsrail", "İsrail'e Ambargo Hemen Şimdi!", "Hepimiz Filistinliyiz, Yanınızdayız", "İzmirli Çocuklardan Gazzeli Çocuklara Bin Selam" yazılı dövizler taşıdı.
Grup adına basın açıklamasını okuyan Özgür-Der İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Ayhan Yaraşıklı, safların gün geçtikçe daha da belirginleşip netleştiğine dikkat çekerek "Bir tarafta tüm insanlığa karşı savaş başlatmış olan Siyonist İsrail ve bu olay karşısında tarafını İsrail'den yana açıkça belli eden batılı emperyalist devletler; diğer tarafta direnen Gazze ve yeryüzüne dağılmış ama onlarla aynı olduğunu haykıran bizler. Tüm dünyaya insanlık dersi veren Batı dünyasının nasıl sapkın bir insanlık anlayışının olduğuna hepimiz şahitlik ettik. Çocukları, savunmasız insanları acımasızca katletmeyi Siyonist İsrail'in savunma hakkı olarak gören batılı emperyalistler, bununla kendi kanlı geçmişlerini de meşrulaştırmaya çalışıyorlar" dedi. HAMAS'ın destansı mücadelesiyle Müslümanlara yeniden direniş ruhu aşıladığını ifade eden Yaraşıklı, "HAMAS, bugün tüm dünyayı tehdit eden, bugün yaptıklarıyla yarın yapacakları vahşetin provasını yapan Siyonist İsrail'e karşı tüm insanlık adına, İslam adına destansı bir şekilde direniyor. Elindeki tüm az olanaklara rağmen, dünyanın en büyük ordularından birine sahip, en gelişmiş silahlarla donatılmış Siyonist vahşi İsrail'e karşı tüm dünya Müslümanlarını temsil ediyor" dedi. TC Hükümeti'ne de seslenen Yaraşıklı "Bugün bu toplumu yönetmekle sorumlu olan AK Parti Hükümeti de üzerine düşeni yapmalı. Gazze'ye yönelik saldırılar kınamakla geçiştirilemez. Devlet olmanın gereği, devlet gibi davranmaktır. Hükümet, İsrail'in uyguladığı vahşeti soykırım olarak tanımalıdır. Yapılan tüm askeri anlaşmalar iptal edilmeli, Siyonist İsrail elçiliği kapatılmalıdır. Yapılması kolay olmayan şeyleri istemiyoruz. İnsanlık adına yapılması gereken şeyleri istiyoruz. Yapılması gereken, herkesin üzerine düşeni yapmasıdır. Ya iktidar olmanın gerekleri yerine getirilmeli, ya da katliamın destekçisi ABD ve diğer sömürgeci devletlerin kirli oyunlarıyla nasıl bir iktidar sorununun olduğu tüm insanlığa gösterilmelidir. Bu insanlığa karşı en büyük görev, Allah'a karşı en büyük sorumluluktur" şeklinde konuştu.
Hamza Akdeniz ve İbrahim Gülter'in okudukların Gazze ve direniş temalı şiirlerin ardından Emre Özarpacı ve Muhammed Yasir Sağıroğlu'nun seslendirdiği Meydanlar, Şehid Tahtında ve Muhammed ezgilerine yaklaşık iki bin kişilik topluluk da eşlik etti.
Gruba hitabeden Hacı Eker, Halit Çelik ve Hüseyin Alan'ın konuşmalarında verdikleri mesaj ortaktı: "Gazze'deki direniş, bizim de dirilişimize vesile oldu." Çelik'in Tarım Kredi Kooperatifleri'nin İsrail'den tohum alımını durdurduğunu belirtmesi uzun süre alkışlanırken, Alan'ın direnişin İslamî olduğunun sürekli vurgulanması gerektiğini ifade etmesi coşkuyla karşılandı. HAMAS'ın direnişinin düşmemesinin nitelikli kadrolar eliyle kazanılan bir başarı olduğuna da dikkat çeken Alan, İsrail'in ilan etmek zorunda kaldığı ateşkesin bunun en büyük göstergesi olduğunu belirtti.
Son olarak söz alan Haksöz Dergisi Yazarı ve Özgür-Der Yönetim Kurulu Üyesi Hamza Türkmen, Siyonist işgalin sona erdirilebilmesiyle ilgili Müslümanlar'ın üzerine düşen görevlere ve atılması gereken somut adımlara değindi. Sömürgeci kapitalist ABD'nin 2003'te başlayan Irak işgali için Türkiye'nin üs olarak kullanılmasını önlemek amacıyla gerçekleştirilen ilkeli eylemlerden örnekler veren Türkmen, Filistin'de devam edegelen direnişin İslamî olmasının önemine de dikkat çekti. Gazzeli kardeşlerimizin içinde bulundukları kuşatmaya karşı dururken İslamî ve onurlu kimliklerinden taviz vermediğine dikkat çeken Türkmen, onlara destek olurken kendimizin de içinde olduğu cahilî kuşatmayla uzlaşma ya da taviz verme anlamına gelebilecek hareketlerden kaçınmanın gerekliliğini ifade etti. Türkmen, sözlerini şöyle sürdürdü: "İsrail'i kınamayı, lanetlemeyi; Filistin için yardım toplamayı biz de yapıyoruz. Ama yapılması gerekenler bunlarla sınırlı değil. Hükümetin bir an önce İsrail ile askeri ve ekonomik anlaşmaları iptal etmesi, Siyonist elçiliği kapatması, büyükelçiyi geri çekmesi, Gazze'de yapılanları soykırım olarak ilan etmesi gerekir! Bu konuları sürekli gündemleştirmeli, yapılması gerekenin söz söylemekle kalmaması gerektiğini ifade etmeliyiz. Dün Başbabakan İzmir'de "Siyonist Elçilik Kapatılsın" diyenlere "Bekara karı boşamak kolay" diye cevap verdi. Biz de burdan ifade ediyoruz ki, eğer eşi müşrik ise Müslüman'a düşen onu boşamaktır!" Direnişin tevhid ve adalet eksenli olması gerektiğini de söyleyen Türkmen, "Bugün Gazze'de savunulan da İslam'dır, saldırılan da İslam'dır! Direniş, İslamî bir direniştir. Müslümanlar olarak bu direnişi desteklerken kimliğimizin ve tepkilerimizin İslamî saflığının bulandırılmamasına özen göstermeliyiz. Gazze'nin direnişi, İzmir'in dirilişidir!" şeklinde konuştu.
"Susma Haykır: Direniş Haktır", "Siyonist Elçilik Kapatılsın", "HAMAS'a Selam, Direnişe Devam", "Katil İsrail Filistin'den Defol", "Emperyalizm Yenilecek, İslamî Direniş Kazanacak", "Katil ABD Ortadoğu'dan Defol" sloganlarının atıldığı eylem, yapılan dua ile sona erdi.
Fazlı İnderin – HaksözHaber / İZMİR
Fotoğraflar: Yakup Takır
Basın açıklamasının tam metni:
Değerli basın mensuplarına ve tüm onurlu insanlığa!
Saflar gün geçtikçe daha bir beliriyor ve netleşiyor.
Bir tarafta tüm insanlığa karşı savaş başlatmış olan Siyonist İsrail ve bu olay karşısında tarafını İsrail'den yana açıkça belli eden batılı emperyalist devletler; diğer tarafta direnen Gazze ve yeryüzüne dağılmış ama onlarla aynı olduğunu haykıran bizler.
Tüm dünyaya insanlık dersi veren batı dünyasının nasıl sapkın bir insanlık anlayışının olduğuna hepimiz şahitlik ettik. Çocukları, savunmasız insanları acımasızca katletmeyi Siyonist İsrail'in savunma hakkı olarak gören batılı emperyalistler, bununla kendi kanlı geçmişlerini de meşrulaştırmaya çalışıyorlar.
Vahşileşmiş Siyonist İsrail haftalardır çoğu çocuk ve kadın binlerce insanı dünyanın gözü önünde acımasızca katletti. 6 binden fazla yaralı var. Yeni keşfedilmiş kitlesel imha silahlarını vahşice Gazze'de kardeşlerimizin üzerinde binlerce ölüm yaşatarak deniyorlar. Dünyanın sessizlikle izlediği bu olay, insanlığın nasıl da tükendiğinin bir göstergesidir. Bugün, İsrail destekçisi dünya ve Batılı devletler suçlu olarak HAMAS'ı gösterme çabasındalar. Onlara göre suçlu, çocukları ve kadınları, savunmasız sivilleri tonlarca bomba atarak katleden İsrail değil de, kendi evlerinde kendi vatanlarında canlarını koruyan ve özgürlüklerini isteyen insanlar. İşte Batı'nın insan hakları tanımı, adalet anlayışı bu kadar sapkın.
HAMAS... Bize direnişi öğreten HAMAS...
HAMAS, bugün tüm dünyayı tehdit eden, bugün yaptıklarıyla yarın yapacakları vahşetin provasını yapan Siyonist İsrail'e karşı tüm insanlık adına, İslam adına destansı bir şekilde direniyor. Elindeki tüm az olanaklara rağmen, dünyanın en büyük ordularından birine sahip, en gelişmiş silahlarla donatılmış Siyonist vahşi İsrail'e karşı tüm dünya Müslümanlarını temsil ediyor. Allah ellerini güçlü kalplerini sağlam kılsın.
Gazze halkı açlığa rağmen, yokluğa rağmen, tüm acı ölümlere rağmen direniyor; bu büyük sınavda üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor. Büyük ölümler yaşıyorlar ama şahitlik devam ediyor. Vahşileşmiş İsrail hiçbir askeri tesis bulunmayan Gazze'yi haftalardır karadan, havadan ve denizden bombalayarak İslam'ın direniş ruhunu bitirmeye çalışıyor. Gazze, bu ruhun tüm dev teknolojik silahlardan daha dayanıklı olduğunun şahitliğini, onların yüreklerindeki korkuyu kat kat artırarak tekrar ortaya koyuyor.
Peki, İslam dünyası diye tanımlanan bölgesel yönetimler? Her biri birer kukla yönetim olduklarını bir daha açıkça ortaya koydular. Kendilerine sömürgeci Batı devletlerin tanıdığı makam ve iktidarı kaybetme korkusuyla, kendi kardeşlerinin ölümünü sessizce izliyorlar. Bu, tahrif edilmiş din anlayışının batıla hizmetinin göstergesidir.
Bugün tüm dünya, tarihteki en büyük sınavlarından birini veriyor.
Bu sınav sadece Gazze'nin değil, tüm insanlığın sınavıdır.
Herkes üzerine düşeni yapmalı ve insan olmanın gereğini yerine getirmelidir.
Bizler zulme karşı safımızın insanlıktan yana, zulme karşı savaşan HAMAS'tan yana; teslim olmaktan yana değil, İslami direnişten yana olduğumuzu haykırıyoruz.
Bugün bu toplumu yönetmekle sorumlu olan AK Parti Hükümeti de üzerine düşeni yapmalı.
Gazze'ye yönelik saldırılar kınamakla geçiştirilemez.
Devlet olmanın gereği, devlet gibi davranmaktır.
Hükümet, İsrail'in uyguladığı vahşeti soykırım olarak tanımalıdır.
Yapılan tüm askeri anlaşmalar iptal edilmeli, Siyonist İsrail elçiliği kapatılmalıdır.
Yapılması kolay olmayan şeyleri istemiyoruz. İnsanlık adına yapılması gereken şeyleri istiyoruz.
Yapılması gereken, herkesin üzerine düşeni yapmasıdır.
Ya iktidar olmanın gerekleri yerine getirilmeli, ya da katliamın destekçisi ABD ve diğer sömürgeci devletlerin kirli oyunlarıyla nasıl bir iktidar sorununun olduğu tüm insanlığa gösterilmelidir.
Bu insanlığa karşı en büyük görev, Allah'a karşı en büyük sorumluluktur.
İnsanlık hesaba çekecek, tarih her şeye şahitlik edecek ve en büyük hesabı Allah görecek.
Bizler, tüm dünya Müslümanlarıyla kardeş olduğumuzu bir kez daha haykırıyor; Gazze'ye, HAMAS'a binlerce selam gönderiyoruz.
FİLİSTİN'E ÖZGÜRLÜK İZMİR PLATFORMU