Turan Köy'de Mücadele ve Cihat Konulu Seminer
Bursa Özgür-Der öncülüğünde Turan Köy'de düzenlenen Bu ayki seminerimizin Konusu 'Kuran'da Mücadele ve Cihat' tı.
Turan Köy'de düzenlenen 'Kuran'da Mücadele ve Cihat' konulu seminer Cenk Ağ tarafından sunuldu. Ağ kısacan şunları anlattı:
Bazı batılı yazarlar cihat kavramını, kasıtlı olarak ve yanlış biçimde, ele almakta pek çok manayı içinde toplayan cihada sadece “savaş” manasını yükleyerek diğer manalarını göz ardı etmektedirler. Halbuki, cihad kavramı, çok kapsamlıdır ve oldukça geniş anlamlıdır. Bu konuda cihad ile ilgili muhtelif ayet ve hadislerin çerçevelediği anlamlar ve bizzat Hz. Muhammed (asm.) ‘ın cihad ile ilgili uygulamaları dikkate alındığında cihadın sadece savaş anlamına gelmediği ortaya çıkmaktadır.
Mesela, Hz. Aişenin (R.A.) “Ey Allahın Resulu! Görüyoruz ki cihad amellerin en faziletlisidir; öyleyse biz de cihad etmeli değil miyiz?” diye sorması üzerine, Hz. Peygamber (asm.) “Sizin için cihadın en faziletlisi makbul hacdır” buyurmuştur. ( Buhari,”Cihad” 1) Bir başka hadis’de “Cihadın en faziletlisi zalim sultanın yanında hakkı söylemektir”(Tirmizi,”Fiten” 13; Ebu Davud,”Melahim”, 17) buyurmuştur.
Bir başka örnek : İslam ordusuna katılmak isteyen birisine, Hz. Peygamberin anne ve babasının hayatta olup olmadığını sorması ve hayatta olduklarını öğrenmesi üzerine “O halde onlara hizmet yolunda -nefsinle- cihat et” (Buhari, “Cihad”, 138; Müslim, “Birr”,5) buyurmuştur. Hz. Peygamberin, ümmetin içinde “yaşamadıkları şeyleri söyleyen ve emir olundukları yükümlülükleri yapmayan” nesillerin ortaya çıkacağını haber vererek, onlara karşı “Kim onlarla eliyle cihad ederse o mümindir, kim onlarla diliyle cihad ederse o mümindir, kim onlarla kalbiyle cihad ederse o mümindir” (Müslim, “İman”, 80) buyurmuştur.
Bu hadisler değerlendirildiğinde cihadın gerek kapsam ve gerek yöntem bakımından çok geniş bir yelpazeyi yansıttığı ortaya çıkmaktadır.
Cihad kelimesi; Arapça’da “güç ve gayret sarf etmek, bir işi başarmak için elinden gelen bütün imkanları kullanmak” manasına gelen CEHD kökünden gelmektedir.
En geniş anlamıyla cihad, Allah yolunda bir ömür boyu istikamet çizgisinde yaşamak, kulluk şuur ve görevini hakkıyla yapma hususunda ciddi gayret göstermek, nefis ve şeytanı ile çarpışmak, Allah ve resulünün koyduğu ölçüleri nefsinde yaşamak ve yansıtmak, İslam’ın güzelliğini diğer insanlara ulaştırmak için dini tebliğ etmek, ilahi mesajı bütün insanlığa duyurmak, İslam ülkesini ve Müslümanları düşmanların her türlü tehlike ve saldırılarına karşı savunmak ve gerekirse, onlarla savaşmak” demektir. Bu anlam çerçevesinde, cihad’ın bir “manevi cephesi” birde “maddi cephesi” bulunmaktadır.
Bu iki anlamda cihad ile ilgili gerekli teçhizat ve vasıtaların ne olacağı ve özellikle hangi yöntemlerin kullanılacağı konusu, günümüzde, fevkalade önem arz etmektedir. “Manevi cephe”, tamamen dinde keskin bir iman ve teslimiyet, ihlas ve samimiyet, fedakarlık ve hamiyet işidir (Bakara Sûresi, 285-286). Bu manevi cephe, müminlerin ilim ve iman ile donatılmasını, bilinçli ve basiretli olmasını, İslamı nefsinde ihlasla yaşayan örnek bir müslüman modelini gün ışığına çıkarmalarını gerektirir (Zümer Sûresi, 2-3; Bakara Sûresi,41). “Maddi cephe” ise, maddeten terakki etmek, ekonomik anlamda güçlü olmak, ilim ve teknolojide yol kat etmek ve düşmanların taarruz ve ihanetlerine karşı kültür mücadelesinde, siyasi ve askeri sahada güç ve üstünlük sağlamak ve gerektiği zamanlarda savaş üstünlüğünü sağlayacak her türlü silah ve donatımda en ileride olmak zaruretini ortaya koymaktadır.
İslam literatüründe, ayet ve hadislerin çerçevelediği anlamlarda cihad kavramı aşağıda sıralanan görev ve sorumlulukları içinde toplamaktadır:
1. Allah’ın rızasına uygun bir şekilde dini nefsinde ömür boyu yaşama çabası, Allah yolunda samimi kulluk gayret ve ciddiyeti, nefse ve şeytana karşı mücadele vermek, nefs-i emmarenin tahakkümünü kırmak,
2. Hakkın hatırını üstün tutma ve hakikati hakim kılma gayreti,
3. Dini emirleri öğrenip ona göre yaşamak ve başkalarına öğretmek,
4. İyiliği emredip kötülükten sakındırmak,
5. Güçlüklere karşı göğüs germek, kaba hareketlere karşı sabır göstermek,
6. İslam’ı tebliğ, ilahi mesajı bütün insanlığa duyurma aşk ve gayreti,
7. Düşmanlara karşı ilmi ve fikri mücadele, ilim ve teknolojide etkinlik ve üstünlük sağlama,
8. Maddeten terakki ederek ekonomi ve kültür savaşında güç ve üstünlük kurmak,
9. Devleti basiretle yönetmek, çıkarcılara, vurgunculara fırsat vermemek,
10. Başka ülkelerin siyasi, ekonomik ve askeri tahakkümleri altına girmemek için say ve gayret göstermek,
11. Düşmanın her türlü ihanet ve saldırılarına karşı önceden gereken her türlü tedbirleri almak,
12. Savaş zarureti ortaya çıktığında, düşmandan korkmamak, kaçmamak, bütün güç ve gayreti ile savaşa katılmak ve Allah’a güvenmektir.
Bu geniş çerçeveyi yanlış bir biçimde değerlendirmek veya kasti bir şekilde yanlış yorumlayarak cihad kavramını sadece “savaş” anlamına tahsis etmek gerçeği yansıtmayacağı gibi, Kur’an ve sünnette ifade edilen anlam ve kapsam bakımından da eksik, yanlış ve yetersiz olacaktır.