Yürüyüşün bireysel olarak slogansız ve pankartsız olabileceğini ifade eden emniyet mensupları, aksi taktirde güç kullanacaklarını da belirtti. Filistin gönüllüleri ile Emniyet mensupları arasında geçen tartışmanın ardından kalabalık grup basın açıklamasını Orhangazi parkı'nda gerçekleştirdi.

Filistin Gönüllüleri adına basın bildirisini okuyan Faruk ÇAKILI, işbirlikçi devlet yöneticilerinden ve özellikle küresel terörist ABD'den tam destek alınarak sürdürülen bu savaşa hiçbir müslümanın sessiz kalamayacağını vurguladıktan sonra tüm İslam devletleri yöneticilerinin Siyonist İsrail devletine karşı tutarlı ve net bir duruş sergilemeleri gerektiğini belirtti. Günlerdir meydanlardan, İsrail ile yapılan askeri ve siyasi bütün anlaşmaların, konyadaki İsrail uçaklarının eğitiminin iptalinin kararlılıkla istendiğinin altını çizen ÇAKILI, bu konuda hiçbir adımın atılmamasının esefle karşılandığını ifade etti.

Filistin Gönüllüleri basın açıklamasının bitmesinin ardından küçük gruplar halinde Kent meydanına doğru slogansız ve pankartsız bir şekilde yol aldı ancak daha fazla ekiple Kent meydanında bekleyen Emniyet mensupları grubun sessiz bir şekilde Kent meydanına geldiğini görünce mazeret belirtmeksizin grubun hemen dağılmasını istedi. Gözaltına alınma tehditleri ve fotoğraf çekmekte olan Özgür-Der mensuplarına 'terbiyesiz' gibi çirkin ifadelerle saldıran polis memurları yukarıdan öyle emir geldiğini de sözlerine ekleyerek sebepsiz ve keyfi uygulamalarını sürdürmekte ısrar etti.

Kent meydanında bir süre bekleyen kalabalık daha sonra olaysız bir şekilde dağıldı.

Basın açıklaması tam metni:

GAZZE'DEKİ SİYONİST VAHŞET BİR AN ÖNCE DURDURULMALIDIR!

Gazze'deki İnsanlık dışı katliamlar ve saldırılar her geçen gün hızını arttırarak devam etmektedir. Siyonist katil İsrail'in hiç kimseyi dinlemeden gerçekleştirdiği bu soykırım, adeta barış sözcüğünü hafızalardan silmektedir.

İşbirlikçi devlet yöneticilerinden ve özellikle küresel terörist A.B.D.'den tam destek alınarak sürdürülen bu vahşetin gerekçesi ise Hamas'ın terörist bir yapılanma olduğu iddiasıdır. Hâlbuki Hamas, hiçbir zaman topraklarını terk ederek yüzlerce kilometre ötelerdeki petrol kuyularını zaptetmedi. Kadın-çocuk ayrımı yapmaksızın insanları katletmedi. Kimyasal, nükleer silah kullanmadı. Topraklarını genişletmek amacıyla komşusu olan ülkelere savaş açmadı. Sadece ve sadece doğup büyüdükleri toprakları savunmak için, eşleri ve çocukları için savaştı. Bu durumda siz söyleyin, acaba terörist olan kim?

İsrail hala yaptıklarını meşru görmekte ve Hamas'ı ortadan kaldırana dek katliama devam edeceğini söylemektedir. Ne yazık ki Siyonist katillerin bu tavrına karşılık İslam dünyası yöneticilerinden kayda değer bir ses çıkmamaktadır. Elbette İsrail'in yaptıklarına cevap, sadece yöneticilerden gelmemelidir. İşte bunun için biz Türkiye'nin, Dünya'nın dört bir yanında meydanlardayız. Gücümüzün yettiği nispette hem İsrail'e karşı, hem de suskun ve hareketsiz yöneticilere karşı yapmaları gerekenleri haykırıyor, her daim Gazze'nin, Filistin'in, Hamas'ın, Cihad'ın ve mazlumun yanında olduğumuzu tüm dünyaya duyuruyoruz.

En başta İsrail'e savaşı durdurmasını ve geri çekilmesini söylüyoruz. Gazze ablukasını kaldırması gerektiğini söylüyoruz. Ancak İsrail'e karşı en güzel eylemi bugün Hamas sergilemektedir. Diğer yandan ise başta Türkiye yönetimi olmak üzere İslam ülkeleri yöneticilerine, duyarlı olmalarını ve Allah'ın istediği şekilde hareket ederek İsrail'e karşı net bir tavır almaları gerektiğini söylüyoruz. Ancak günlerdir hiçbir somut adımın atılmadığını da üzüntüyle gözlemlemekteyiz.

Başbakan'a ve yöneticilere günlerdir, İsrail'le Stratejik ortaklıklara son verilmeli, tüm askeri ve ekonomik ilişkiler durdurulmalı, Konya hava sahasının İsrailli pilotların eğitim alanı olarak kullandırılmasının engellenmesini dile getirdik fakat diğer yöneticilerde olduğu gibi hiçbir hareketliliğin yaşanmadığını esefle gözlemlemekteyiz.

Bir kez daha belirtiyoruz ki, Türkiye oligarşisiyle ve onların ağababaları olan ABD ve İsrail'le ilişkilerinizi insanlık onurunun gerektirdiği şekilde düzeltmedikçe bu zulme ortak olacaksınız. Konya hava sahasının İsrailli pilotların eğitim alanı olarak kullandırılması sadece yapılmış anlaşmaların gereği diye ifade edilemez. Orda eğitim uçuşu yapan uçaklar bugün kardeşlerimize bomba yağdırıyor. Onlar ile yapılan anlaşmaların gereği değil, Allah ile yapılan anlaşmanın gereği yapılmalıdır. Aksi takdirde siz de, o zalimlerle ortak olmanın hesabını din gününde ödeyemeyeceksiniz. Ve o gün ne Avrupa, ne A.B.D. ne İsrail ne de diğer gözettiğiniz güçler sizi kurtaramayacaktır.

Terör devleti İsrail'in katliamlarına ses çıkarmayan, dur demeyen, bu katliamları destekleyen ülkeler ve kuruluşlar, bu suça ortak olmuşlardır. Müslümanların bir araya gelememesi, ümmet bilincini kuşanıp işgale ve zulme karşı ortak tepki gösterememesi, canilerin elini güçlendirmektedir. Bu katliamın durdurulması için gerekli bütün girişimlerde bir an önce bulunulmalıdır.

Filistin'de insanlık katlediliyor. İnsanlık onuru, korkak ve korkusuyla canavarlaşan İsrail tarafından yok ediliyor. Gazze iki yıldır ambargo altında. Gazze halkı ekmeksiz, susuz, ilaçsız. Aynı Gazze halkı bugün batılı devletler ve işbirlikçi bölge yönetimleri tarafından, güçlerine taptıkları İsrail ve destekçisi ABD'ye kurban edildi. En az katil İsrail kadar suçlu olan bu devletler, insanlığa karşı zulmü seçmiş durumda. Emperyal güçlere karşı sessiz kalan müslümanların akıllanmaları için Allah; bize bu mücadeleyi ve bu hakikati sesimiz bitene kadar, gücümüz tükenene kadar sürdürmeyi emrediyor. İşte bu yüzden biz, üzerimize düşen vazifeleri hakkıyla yerine getirmek için sonuna dek cihadımızı sürdüreceğiz. Tüm suskun müslümanlara da bunu tavsiye ediyoruz.