Bursa'da "Siyasette Müslüman Algı" Konuşuldu
Aziz Avar, Özgür-Der Bursa Şubesi'nde bu hafta "Tarihte ve Siyasette Müslüman Algı" başlıklı bir seminer verdi.
Özgür-Der Bursa Şubesinin aylık düzenlemiş olduğu 2011/2012 dönemi seminerlerinin sonuncusu Seyyid Usul Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. 'Tarihte ve Siyasette Müslüman Algısı’ konusunun değerlendirildiği programın sunumunu şube başkanı Aziz AVAR yaptı.
Vahiy hayat tasavvurumuzda, olaylar karşısındaki tutumumuzda, çalışmalarımızda kendi bütünlüğü içerisinde merkezi ve belirleyici konumda olmalıdır. Vahyi ilkeler, Tevhid ve Adalet bir pergelin sivri ucunu temsil eden sabit merkezi konumdan alınıp siyasi ilişkiler, ekonomi, insanın kendisi, kültür, kişi, iktidar, ırk, coğrafya vs. vahyin makamına konulduğunda mahiyet açısından Mekke müşriklerinin Allah algısındaki zihni işleyişten farklı bir zihni işleyişinin olmadığı görülecektir diye başladığı konuşmasının ana vurgusunu oluşturan ifadelerine Avar İslam şemsiyesi adı altında gelen kültürün bu çerçevede değerlendirmeye tabi tutulması gerektiğini, problemlerinin kaynağının bu çarpık anlayış oluşturduğunu söyleyerek devam etti.
Aziz AVAR örnekler üzerinden bu anlayışı çözümlerken özetle şu noktalara değindi:
Milliyetçilik, Sağcılık, Sığınmacılık, vahiy yerine tarihi süreçte oluşmuş kültürü referans ve meşruiyet ölçüsü kabul etmenin bir sonucu olarak ortaya çıkmış problemlerin önemli bir yönünü teşkil eder. Mesela %99’u Müslüman kabul edilen bir ülkede milliyetçi reflekslerin azımsanmayacak seviyede olmasının sebeplerini sadece Kemalizm de aramak, topu sisteme atmak, sorunla yüzleşmemektir. Kitapları Osmanlı medreselerinde bir süre okutulmuş olan İsmail H. Bursevi’nin Kürtler hakkındaki vahiyden fıtrattan uzak ifadeleri, Uludere’de katledilen 34 gencin soruşturmasında Başbakanın yorumları tavrı.. Daha 2006 da dillendirdiği tek millet tek vatan tek bayrak söylemlerin arka palanında hangi evren hangi referans yatıyor acaba? Roboski’de katledilenler Kürt olmasaydı durum nasıl olurdu?
Bütün bu söylenenler Türkçülük için geçerli olduğu gibi Kürtçülük, Arapçılık vs. içinde geçerlidir. Çünkü mantık aynı mantıktır Allahın istediğinin yerine kendisini, ırkını ulus kimliği geçirme.
Referansı ve tutkusu iktidar olan sağcılığın tarihsel arka planı Emeviler’e kadar uzanır.‘Sultan fasıkta olsa itaat farzdır’ anlayışı belki içerisinde kimi iyi niyetler taşısa bile sonuç açısından güçle beraber olmanın,güç merkezli tasavvur geliştirmenin ,sığınmacılığın bir ifadesidir..
Kemalizm’e sert eleştirileriyle bilinen Necip Fazıl’ın 12 eylül darbesini ‘devlet ve cumhuriyeti koruma ve kollama atılışı..bu iç darbe değil,iç şahlanıştır ‘diyerek övmesini nereye koymak gerekir
Pergelin sabit ucuna kişileri koymakta bizi vahiyden uzaklaştıran bir süreçtir. Mesela mülkiyet yorumlarında Ebu Zer(r.a) meşruiyet ölçüsü kabul edip ve bu konuyu Kuran’ın kendi bütünlüğü içerisinden çıkarıp merkezileştiren anlayış aynı anlayıştır. Hâlbuki bizler Peygamberin(a.s) bile olsa Kuran’ı belirleyici kabul etmekle emredildiğini örnekliğinin Kuran’dan kaynaklığını biliyoruz
Yine liberal değerleri merkezileştirip‘özgür birey’ üzerinden kapitalizmin ekmeğine yağ sürmekle yol alan anlayışın vahiyle ilişkisi aynı minvaldedir. Bu bağlamda milliyetçi Müslüman ne kadar yanlış bir isimlendirme ve zihin yapısı ise liberal Müslüman da sol Müslüman da aynı derecede çarpık bir isimlendirme ve anlayıştır…
Bu değerlendirmeler akabinde Aziz AVAR konuşmasını Kuran’la irtibatın ne kadar dirayetli bir şekilde devam ettirilirse bu problemlerin o derecede ortadan kalkacağını söyleyerek sona erdirdi.
Program soru ve cevap faslının ardından sonlandırıldı.
Haber: İlyas ACAR