Bursa’da Mu'tezile Konuşuldu
''İslam düşüncesinde'' mezhepler ana başlığı altında işlenen seminerler serisinin üçüncüsü olan ''islam düşüncesinde mu'tezile'' konulu seminer dernek binasında işlendi
Cihad İZCİ tarafından araştırılıp sunumu yapılan seminerde mu'tezilenin tarihi süreciyle beraber bir meşreb olarak mu'tezile'nin mahiyeti değerlendirildi.
İzci konuşmasında;
-Mu'tezilenin her haliyle muhalif ve devrimci bir meşhebe sahip olduğunu
-El-Allaf'tan sonra ekolleşerek sistematik bir usule oturan mu'tezilenin; islamın dinamik aklını sembolize ettiğini
-Mu'tezileyi ifade eden aklın "rasyonellikten" uzak; vahye bağlı ve vahiyle içkin bir tarzı ifade ettiğini
-Ali b. Ebu Talib ile başlatılan mu'tezili tabakatın içinde ma'bed el-cüheni , zeyd bin ali gibi siyasal tavrı ortaya koyan ve varolan siyasal olaylarda Emevi zulmüne başkaldıran zeyd bin ali, yahya bin zeyd, nefs'üz-zekiyye... gibi kıyamlar zincirinde halktakitabanının zannedildiği gibi şia mensuplarından çok mu'tezli temelli olduğu
-usul olarak mu'tezilenin benimsediği beş ilke çerçevesinde bir değerlendirme ile tevhid ilkesiyle diğer inanç memsuplarına karşı ''Allahın sofatları'' hususunda tevhidi koruduğu ''kur'an'ın mahluk oluşu'' fikrini savunarakta emevilerin arap asabiyetine (arapçanın kutsanmasına) karşı mevaliye edilen zulmü ifşa ettiğini belirtti.
-ad ilkesiyle mu'tezilenin, kader ve cebr fikrini savunan ve halifelerin zulmünü meşrulaştırmaya çalışan cebriyeye karşı''insan kendi fiillerinin yaratıcısıdır'' fikrini savunarak Allah'ın adaletinin üstünde durduğunu yine bu ilke ile dinamik akılla iyi ve kötünün bilinebileceğini ve bunun evrensel olduğunu savunduğunu
-Va'd vel vaid ilkesiyle;mut'ezilenin, amelinde imandan bir cüz olduğunu onu tamamlayacak bir amel olmadığı taktirde imanında geçersiz olduğu
-El-menziletü beyne'l menzileteyn fikriylede siyasi olarak mut'ezilenin duruşunu belirttiğini
-Emr-i bi'l-ma'ruf nehy'i ani'l-münker fikrinin ise mu'tezilenin var olduğu tarihi süreçten,kıyam sürecine geçişinin odak noktasını ifade ettiği ve mu'tezilenin bu ilke ile birlikte muhalif tavrını anlaşılabileceğini belirtti
-Mu'tezilenin kurucuları olarak bilinen amr-bin ubeyd ve vasıl bin a'ta'nın şia imamlarla olan münasebetini, mu'tezile ve şia arasındaki muhalefet ittifakı ve şahitlik görevindeki birlikteliği ifade ettiğini
-Abbasi devrinde takınılan tavra göre;basra ve bağdat mu'tezilesi olarak ikiye ayrılan mezhebin; basra mu'tezilesiyle otoriteleşerek Me'mun, mu'tasım, vasık dönemlerinde, diğer mezheb mensublarına karşı uyguladıkları "mihne" (işkence,sıkıntı) uygulamaları; bunun yanında Bağdat mu'tezilesinin muhalif duruşuna devam ettiğine değindi.
-Mihne sürecinden sonra Mütevekkil devrinde mu'tezili fikirlerin yasaklanmasıyla beraber; bu ekolünde tarih sahnesinden çekilmeye başladığı; bununla birlikte bu meşrebin kendisini zeydiyye ve meşşaiyye içinde devam ettirdiğini,
Günümüz açısından mu'tezili meşrebi; değerlendirmeye tabi tutan İZCİ; Tevhid ilkesi çerçevesinde, halku'l-kur'an bahsinin tarihselcilik açısından değerlendirilmesi gerektiğini; Adl ilkesi çerçevesinde kader ve cebr konusunu iyi ve kötünün evrenselliği bahsinin liberalizme; amel imandan bir cüz' dür konusunda ise muhafazakarlığa bir reddiye niteliği taşıdığını ifade etti.
Emr-i bi'l-ma'ruf nehy-i ani'l-münker ilkesininde, günümüz müslümanları açısından hakkın ve adaletin şahitliğini ifade ettiğini belirtti. soru ve cevap kısmından sonra alınan görüşler eşliğinde seminer son buldu.
Haber: Gökhan ERGÖÇÜN