Bursa'da “İslami Kimlik Açısından Sağ ve Sol Sapma” Semineri
Özgür-Der Bursa Şubesi’nin aylık düzenlediği seminerlerde bu ay, “İslami Kimlik Açısından Sağ ve Sol Sapma” konusu işlendi.
Program, Şair ve Yazar Ali Değirmenci'nin sunumuyla Ördekli Kültür Merkezi'nde gerçekleşti.
Civan Behiç Turhan'ın selamlama konuşmasının ardından sözü alan Ali Değirmenci, ilk olarak İslami kimliğin insanlığa umut vaat eden tek gerçekçi reçete olduğunu ifade ederek insanın; anlam, adalet ve özgürlük arayışına bütüncül bir cevap veren İslam'ın cezbedici özelliğini yaşanmışlıklar üzerinden örneklendirdi.
Ardından Müslüman dünyanın tarihten günümüze genel bir değerlendirmesini yapan Değirmenci, değerlerimizin dünya çapında hakim bir kültür halinde olduğu zamanlar olmakla birlikte zayıfladığımız, dağınıklığa düçar olduğumuz dönemlerimizin de olduğunu belirterek bu zaaflı konuma düşüşümüzün sebepleri üzerinde durdu. "Din usulü"nün yani Allah tasavvuru, Kur'an'la ilişki düzeyi, sünnet algısı, tarih, toplum ve sistem değerlendirmeleri gibi hususların fıkhedilmemesinden kaynaklanan sorunların dağılma ve çözülmeyi büyük oranda hızlandırdığını söyledi. İslami kimlikten ayrışan bir çok liberal, kapitalist, feminist, egzistansiyalist, nasyonalist sapmalar gibi "sağ" ve "sol" sapmaları da bu çerçevede değerlendiren konuşmacı,"sağ"ın; milliyetçi, mukaddesatçı, sığınmacı yaklaşımının daha yaygın olduğunu belirtmekle birlikte "sol"un entelektüel kesim üzerinde daha etkili olduğunu söyledi.
Kemalist zorbalık karşısında ehveni şer olarak adlandırılabilecek iktidarlara sığınma yöneliminin halk tabanında anlaşılır, kısmen mazur görülür yönlerinin olduğunu ifade eden Değirmenci, genel olarak bilinç düzeyine ulaşmamış bir dini duyarlılığın olduğunu ve bunun önemsenmesi gerektiğini, bununla birlikte bu kesim üzerinde genel olarak din anlayışındaki zaafların ve sapmaların milliyetçilik gibi kirli duyguların etkilerinin devam ettiğini söyledi.
Yoğun olarak "Sol"un Müslümanlar üzerindeki etkisi ve dolayısıyla sol sapma üzerinde duran konuşmacı, Osmanlı'da sol kültürle ilk karşılaşmanın Genç Osmanlılar döneminde olduğunu ardından bir kısım İttihat Terakki mensuplarının da bu ideolojinin etkisinde kaldığını ifade etti. Namık Kemal'in İbret Gazetesi'nde olumlayarak dile getirdiği bu ekolün Nurettin Topçu, Nazım Hikmet, Hikmet Kıvılcımlı, İdris Küçükömer, M. Abid Cabiri, Abdulkerim Süruş, Mustafa Sıbai gibi kişiler üzerinde çeşitli etkilerinin olduğunu söyledi. Ayrıca Cemaleddin Afgani, Mehmet Akif, Seyyid Kutup, Ali Şeraiti gibi bilginlerin bu eğilime yönelik özgün eleştirilerinin olduğunu kaydetti.
Son zamanlarda Türkiye'de gündem olan bir kısım isimlerin ve öbeklerin sola eğilim serencamını anlatan konuşmacı bu bahiste şu isimlere yer verdi. Mehmet Bekaroğlu, R.İhsan Eliaçık, Ertuğrul Günay, Emek ve Adalet Platformu, Antikapitalist Müslümanlar (KAMUDER),İştiraki, Rebeze Kültür Derneği..
Müslümanlarda sol anlayışa eğilimin sebeplerini sayarken yoksulluğun ortaya çıkardığı mağduriyetlerin de etkisine dikkat çeken konuşmacı asıl sorunun İslami değerlerle sağlıklı bir ilişkinin yoksunluğundan kaynaklandığını belirterek bu kopuşun kompleks halini beslediğini ifade etti. Konuşmasının sonunda genel bir değerlendirme yapan Ali Değirmenci özetle şunları vurguladı:
İslam, eklektik bir din değildir. Liberal, kapitalist, sosyalist, milliyetçi vs. yaklaşımlarla sentezlenemez. Hayatı tevhid mesajı temelinde kapsar.Bu mesaj ekonomik ilişkileri de düzenler fakat salt buna indirgenemez.
İslam evrensel,süregelen, insan fıtratını bütünüyle cezbeden bir çağrıdır. Beşeri ideolojiler ise çoğunlukla kriz dönemlerinde çıkan konjonktürel ve parçacı yönelimlerdir.
İslam "emri bil maruf nehyi anil münker"i önceler. Doğruyu takdir etmek yanlışı eleştirmek adil olmanın bir gereğidir.Müzmin muhaliflik adaleti yansıtmaz. Hatta bu muhalifliği İslam düşmanlarıyla iş tutarak yapmak sapmanın bir neticesidir.
Seminer, soru cevap kısmının ardından sona erdi.
Haber:İlyas Acar
Fotoğraf: M. İkbal Kızılaslan