Bursa'da 'Emeviler ve Düşünce Okulları' semineri
Bursa Özgür-Der Şubesi'nin “Tarih ve Düşünce Seminerleri” ana başlığı altında hanımlara yönelik gerçekleştirdiği seminerler sürüyor.
2008/2009 seminer döneminin, hanımlara ait ikinci semineri 22 Kasım 2008 Cumartesi günü Saat 10:00' da gerçekleştirildi. Sunumu, 'Emeviler Dönemi ve Düşünce Okulları' başlığı altında Arzu Nazlı gerçekleştirdi.
Nazlı, İslam tarihinde fetihler ve Endülüs'ün alınmasına dair kısa bir girişle sunumuna başladı. Tarık Bin Ziyad ile Ümmet coğrafyasına dahil olan Endülüs'ün coğrafi konumu, Avrupa ile irtibatı ve tarihi üzerine kısa bilgiler veren Nazlı, Endülüs Emevi Devleti'nin kuruluşuna kadar geçen süreci özetledi. Tarihi süreç anlatıldıktan sonra İbn Hazm ve İbn Rüşd'ün oluşturdukları ekoller üzerinde detaylıca duran Nazlı, Murabıtlar, Nasriler ve özellikle Muvahhidler hareketi hakkında bilgiler aktardı. Bu akımların özellikle Gırnata ve Kurtuba şehrinde sosyo-ekonomik etkisini anlattı. Devamında Endülüs coğrafyası ve bu coğrafyada vücut bulmuş, Avrupa'yı ciddi şekilde etkilemiş olan düşünce ekollerini özetleyerek sunumunu bitirdi.
Seminerden notlar:
- Endülüs'te Roma döneminin iç kargaşalıkları sebebiyle oluşmuş otorite boşluğu Tarık Bin Ziyad komutasındaki orduya kolaylık sağlamıştır.
- İbn Hazm fıkıhta, Kur'an, Sünnet ve İcma'yı kabul eder fakat, Kıyasın yerine Delil'i koyar.
- Murabıtlar, Maliki mezhebine bağlı idi. Bu yüzden Maliki mezhebine aykırı düşünen fikirleri kabul etmiyorlardı ve yasaklıyorlardı.
- Muvahhidler, Murabıtların vaktiyle hükmettikleri yerleri ellerinden alarak devlet kuran bir hanedanlıktır. Yine veliahtlık sistemi vardı ama fikir ve vicdan hürriyetine önem veriliyordu.
- Muvahhidler, Merakeş'te büyük bir üniversite ve diğer vilayetlerde de medreseler açmışlardı.
- 1492'de Gırnata'nın düşmesiyle Endülüs'teki müslümanların siyasi varlıkları sona ermiştir.
- Gırnata'nın kuşatılmasıyla o bölgedeki müslümanlar türlü işkencelere ve eziyetlere maruz bırakılmışlardı.
- İbn Rüşd, Aristo'nun dünyaya yabancı, içine kapanmış tanrısıyla İslam'ın yaratıcı Allah telakkisini sentezlemeye çalışmıştır.
- İbn Haldun, Mukaddime'de ilk defa fiziki ve coğrafi faktörlere bağlı olan tarihi gelişim teorisini ortaya koymuştur.
- Sonuç olarak, Endülüs, Doğu dünyası ile Batı ve Avrupa arasında bir medeniyet iletişimi olmuştur. Eğitimin kurumlaşması ve düşüncelerin ekolleşmesinde büyük bir etki oluşturmuşlardır.