Bursa'da eller Gazze için duaya kalktı
Bursa’da Gazze Dayanışma Platformu’nun çağrısıyla Yıldırım Belediyesi meydanında bir araya gelen Müslümanlar Gazze halkı için kunut duası okudu.
Program Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlandı. Akabinde Filistin halkının acılarını, kederlerini, hüzünlerini ve aynı zamanda mücadelelerini, azimlerini, direniş ruhlarını anlatan bir sinevizyon gösterimi oldu.
Araştırmacı-yazar Kenan Alpay da programa katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasında Gazze’deki durumu çeşitli açılardan değerlendiren Alpay, “Filistin mücadelesi bütün bir insanlığa bir mektep ve örneklik teşkil etmektedir” dedi.
Kenan Alpay’ın konuşmasından öne çıkan bazı vurgular şöyleydi:
330 gündür Gazze’de büyük bir barbarlık, katliam ve yıkım yapılmaktadır. Bu katliamın başında ise ABD, Fransa ve Almanya bulunmaktadır. Öldürme gücü çok yüksek silahlarla, bombalarla başlayan bu savaş; akabinde iktisadi, siyasi, diplomatik ve istihbaratı ile İsrail’i tamamen destekleyen bir organizasyona dönüşmüş bulunmaktadır…
Bugün Filistin davası mazlum ile zalimi, hak ile batılı birbirinden ayırarak dünya basınında gündemde yerini almış bulunmaktadır. Müslümanlar olarak öyle bir yerdeyiz ki; ya Filistin davasına sahip çıkacağız ya da İsrail, ABD ve onların destekçilerine doğrudan veya dolaylı olarak destek vermiş olacağız. Bizim yerimiz ve safımız her daim Filistin mücadelesinin ve davasının onurlu, şerefli, haysiyetli, cesaret dolu ve bütün bir insanlığın ortak mirası olacak olan cihad safıdır. Aynı zamanda bu cihad safının yanında yer almak çok boyutlu bir hayat mücadelesini de inşa etmekle geçmektedir. Onun için bizim burada dualarımızla, namazlarımızla, kunutlarımızla, eylemlerimizle, sloganlarımızla, çoluğumuz çocuğumuz ve kadınlarımızla beraber ortaya koyduğumuz bu mücadele bunun bir parçasıdır. Allah yolunda cihad eden ve kafirlere karşı Allah’ın adını yüceltmek için eşlerinden, çocuklarından ve kendi öz canlarından vazgeçmeyi göze alan bu kahramanlar, yiğitler ve haysiyet timsali mücahitlerin yanında olmanın, bizim için önemini, değerini ve vazgeçilmez olduğunu göstermektedir. Filistin davası her ne kadar Siyonistlerin barbarlığını ve zalimliğini ortaya koymuşsa aynı zaman onlarla ayrıştığımızı da ortaya koymuştur. Ya mümin, müvahid olarak yaşayacağız ya da şeytanın dostları ile zillet içerisinde bir hayata mahkum olup cehenneme gideceğiz.
7 ekimde başlayan kırılma noktası elbette büyük acılar ve kayıplarla doludur. Ancak unutulmamalıdır ki bu mücadelede şeref ve haysiyet sahibi mücahidlerin mücadeleleri, azimleri ve kazanımları vardır.
İsrail bugün Filistin’de özellikle Gazze’de büyük bir yıkım yapıyor. Kadın, yaşlı, genç demeden sebepsiz yere insanları gözaltına alıp yıldırmaya çalışıyor. Fakat buna rağmen Allah’a sığınan bir halk var. Tamamen “Allah bizim vekilimizdir ve biz O’na teslim olmuşuz” diyen bir topluluk bulunmaktadır. Bununla beraber günümüzde Allah resulünün ve ashabının sergilemiş olduğu teslimiyeti ve Allah’a adanma şükrünü göstermektedirler. Bunun için Filistin mücadelesi bütün bir insanlığa bir mektep ve örneklik teşkil etmektedir. Bu örneklik sadece Müslümanları terbiye etmiyor. Aynı zamanda Hristiyanları, Yahudileri, Budistleri ve ateistleri de terbiye etmektedir. Bunla beraber Filistin mücadelesi bize gösteriyor ki sabreden her daim kazanan olacaktır. Bu kazanım da sabır ve azim uhdesini daima hayatın merkezine konularak elde edilmektedir.
Hayatımızın merkezinde, gündemimizde bugün Gazze olmalıdır. Gazze’de hayatlarını ortaya koyan bu yiğit insanları her daim desteklemeli ve onlar için ne yapmalıyız şiarı ile uyanmalıyız. Dolayısıyla izzet ve şeref bugün Gazze’nin yanındadır ve biz de onlarla olmak durumundayız.
Program yatsı namazını müteakip yapılan kunut duası ile son buldu.