Yaşadığımız Sürecin Şahitlik Modeli Olarak Bilgi ve Eylem İlişkisi
Özgür-Der Bingöl Şubesi’nin düzenlemiş olduğu seminerler dizisinde bu hafta Abdurrezzak Dervişoğlu’nun sunduğu “Yaşadığımız Sürecin Şahitlik Modeli Olarak Bilgi ve Eylem İlişkisi” konusu işlendi.
Özgür-Der Bingöl Şubesi'nin düzenlemiş olduğu "Şahitliğimiz ve Sorumluluklarımız" üst başlıklı seminerler dizisinde bu hafta Abdurrezzak Dervişoğlu'nun sunduğu "Yaşadığımız Sürecin Şahitlik Modeli Olarak Bilgi ve Eylem İlişkisi" konusu işlendi.
Sunumunu "İman-Amel" ilişkisi içinde yapan Dervişoğlu, bu bağlamda sorunları teşhir edilmesi gerektiğine ve bu konuda konsensüs sağlanması gerektiğine vurgu yaptı. Kapitalizm, Neo-Liberalizm gibi akımların iman-i bağlamda bizleri etkilemese de amel-i boyutta bizlere zarar verdiğini ve İslam'ın bizlere sunduğu teori kısmındansa pratik boyuttan bizleri kopardığını belirtti. İman-amel botunda, Kuran dışında tüm kaynaklara başvurduğumuzu ve bunları kaynak olarak aldığımızı irdeleyen Dervişoğlu, bu bağlamda kaynak sorunu yaşadığımızı, Kuran'a yönelmemiz gerektiğini belirtti. Kuran-i birçok kavramın içinin boşaltıldığına vurgu yapan Dervişoğlu, bu kavramların içinin boşaltılmasıyla yetinilmeyip anlamsal bazda tersyüz edildiğini belirtti.
Sunumunun devamında İslam'ın kapsayıcı bir din olduğunun, hayatın her alanında ve her zerresinde yaşanması gerektiğinin altını çizen Dervişoğlu, emrolunana tabi olmamız gerektiğini belirtti. Rasyonalizm, Realizm gibi çağdaş fikir akımlarının hayat içerisinde tek boyutu oluşturduklarını, hiçbirinin bizleri temsil etmediğini belirten Dervişoğlu, batılı kavramlarla bizlerin uyuşamayacağını, İslam'ın Allah katında yegane hayat tarzı olduğunu söyledi.
Gündemimizin farazi meselelerle işgal edildiğini belirten Dervişoğlu, bin yıllık geçmişimiz içinde gereksiz tartışmaların yapıldığını, yapılan bu tartışmaların bizleri asıl mevzulardan bir hayli uzaklaştırdığını belirtti ve günümüzde de bu gibi tartışmaların sürdüğünü söyledi. Konuşmasını şu sözlerle devam ettirdi:" Bir yerlerde savaş var ve bizler satranç meselesini konuşuyoruz. Bu gibi tartışmalar, gerek yaşadığımız çağda gerekse geçmiş çağlarda farazi mevzuları oluşturmaktadır. Bizler toplumun ihtiyaçlarına binaen daha elzem mevzular peşinde koşmalıyız."
Son olarak İman ve Amelin birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini belirten Dervişoğlu, her iddianın ispat istediğini ve bizlerin Müslümanlar olarak bu iddiamızda ispata gitmemiz gerektiğini, bunu da İman-Amel ilişkisini sağlayarak başarabileceğimizi söyledi.
Program soru-cevap faslının akabinde sona erdi.