“Kriz Dönemlerinde Tutarlılık ve Hikmetli Davranış”
Özgür-Der Bingöl Şubesi’nin düzenlemiş olduğu “Şahitliğimiz ve Sorumluluklarımız” üst başlıklı seminerler dizisinin “Kriz Dönemlerinde Tutarlılık ve Hikmetli Davranış” konulu bu ayki semineri araştırmacı-yazar Abdulhakim Beyazyüz ele aldı.
Sözlerine "Hakka yönelen bir kimse olarak yüzünü dine çevir. Allah'ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata sımsıkı tutun. Allah'ın yaratmasında hiçbir değiştirme yoktur. İşte bu dosdoğru dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler." (Rum:30) ayeti ve "Her doğan çocuk fıtrat üzere doğar. Sonra anne babası onu Yahudi, Hristiyan veya Mecusi yapar." hadisi ile başlayan Beyazyüz sözlerinin devamında, İnsanın yaratılış amacının kulluk olduğunu, Allah'ın kullarından beklentisinin kendi emirleri doğrultusunda yeryüzünde iyiliği imar etmek olduğunu dile getirdi.
Abdulhakim Beyazyüz sözlerini şöyle sürdürdü:
"İnsan Allah'ın esması ile ahlaklanmalı ve buna uygun eylemler ortaya koymalıdır. Bu bağlamda dünya yaşamı imtihan olma anlamıyla tamamen bir olumsuzluğu içermemektedir. Allah yarattığı insanın acı ve işkence çekmesini, fakir olmasını dilememiştir ancak, insan özgür yaratıldığı için bu tür sonuçlar zorunlu olarak ortaya çıkmaktadır. İslam'a göre cahiliye entelektüel bir yoksunluğu değil Allah'ı gereği gibi bilmemeyi ifade etmektedir. Bu cahili anlayış ve insanın özgürlüğünü istediği alanda kullanması (iyi/kötü) tarihin her döneminde krizlere sebep olmuştur. Bir Müslüman olarak kriz dönemlerinde her tür olumsuzluğa rağmen adaletin şahitleri olmamız gerektiğini unutmadan çözüm ve tepki geliştirmeliyiz. Bu bağlamda tutarlı olmalıyız ancak bu tutarlılıktan kastımız her dönem söylediğimiz şeyleri tekrarlamak değil, zaman ve olaylara göre adil bir şekilde tavır ve bakış açısı geliştirebilmektir. Kur'ani bir kavram olarak hikmet bu tutarlılıkla birlikte eylemlerimizi şekillendirmelidir. Doğru bilginin doğru zaman ve yerde hayat ile buluşmasının adı olan hikmet, dünyayı ve olayları yorumlamamıza yön vermelidir. Bir başka deyişle "taşı gediğine oturtmaktır". Bölgedeki siyasi yapı itibari ile geçmişten günümüze birçok farklı gücün baskı ve dayatmalarına maruz kalan Müslümanlar olarak tutarlılık ve hikmeti önceleyerek maslahatın gereğine uygun eylemler ortaya koymak öncelikli görevimizdir. Karşımızda ki güçler müşrik/kafir dahi olsa adaletin şahitliğini yapmaktan dün vazgeçmediğimiz gibi bu günde vaz geçmeyeceğiz, resulün örnekliği de bize bunu öğretmektedir."
Program soru-cevap faslının ardından sona erdi.