Bingöl’de “Gazze için Acil Ateşkes” eylemi gerçekleştirildi
Bingöl İslami Kardeşlik ve Dayanışma Platformu tarafından düzenlenen “Gazze için Acil Ateşkes” yürüyüşü ve basın açıklaması programı gerçekleştirildi.
Bingöl İslami Kardeşlik ve Dayanışma Platformu tarafından düzenlenen “Gazze için Acil Ateşkes” yürüyüş ve basın açıklaması programı, Bingöl Hacı Hıdır Cami önünde kalabalığın bir araya gelmesiyle başladı. Ardından çeşitli sloganlar eşliğinde yürüyüşe başlayan kalabalığa çevreden vatandaşlar da eşlik etti. Telekom kavşağına kadar yürüyen ve slogan atan katılımcılar, kavşakta bir araya geldiklerinde ise “Siyonist kuşatmayı Kıran Aksa Tufanına Bin Selam!”, “Filistin için Yürüyoruz!” ve “Bir Sabah Gelecek Kardan Aydınlık!” pankartlarını açtı.
Sunuculuğunu Özgür-Der Bingöl Şubesi Başkanı Yusuf Boğatekin’in yaptığı program, açılış konuşmasıyla başladı.
Yusuf Boğatekin konuşmasında; “Bugün bu vahşete, bu katliama karşı durabilmek için her birimizin en temelde işgale karşı sesimizi net bir şekilde çıkartmamız lazım. Bugün adına yerleşimci dedikleri kavramı biz kesinlikle ama kesinlikle kabul etmiyoruz. Bunlar yerleşimci değil tam anlamıyla işgalcidir. Bu yüzdendir ki bugün Siyonistlere karşı tepkimizi ortaya koyuyoruz ve sokaklara çıkıyoruz. Ama sadece meydanlara gelmek ile bu iş olmaz. Küresel ölçekte sesimizi daha iyi çıkartmak istiyorsak boykotlara devam etmeliyiz. Olabildiğince duyarlılığımızı bu konuda arttırıp kinimizi ve öfkemizi büyütmeliyiz” dedi.
Daha sonra İlim Yayma Cemiyeti Başkanı Nihat Korlaelçi’nin Kur’an-ı Kerim tilavetiyle devam eden program, Bingöl Genç İHH Başkanı Özhan Gili’nin basın açıklamasını okumasıyla sürerken ara ara çeşitli sloganlar atılmasıyla devam etti.
Basın açıklamasının tam metni:
Basın açıklamamızın başında, Irak'ın kuzeyindeki Pençe-Kilit Harekâtı bölgesinde teröristlerle çıkan çatışmada hayatlarını kaybeden askerlerimize Allah’tan rahmet diliyor, yaralı askerlerimize şifalar temenni ediyoruz.
Buradan, terörü bir kere daha lanetliyoruz.
Ümmet coğrafyasına kast eden, emperyalistlerin maşası olan hainler kirli emellerine asla ulaşamayacaklar. Teröristlerin arkasındaki şer odaklarının tüm insanlık için bir tehdit olduğunu bir kere daha haykırıyoruz. Terör örgütlerini destekleyerek üzerimize salanlarla Gazze’de soykırım yapanlar aynı. Teröre, emperyalizme ve Gazze’deki işgale karşı tek ses olmak için bugün buradayız.
İnsanlık, tarih boyunca gördüğü en büyük zulümlerden birine şahitlik ediyor. Apertheid rejimi işgalci İsrail; kadın, çocuk, yaşlı ve sivil ayırt etmeksizin Gazze’de soykırım suçu işliyor. Yaşanan bu işgal ve soykırım, vicdan sahibi yürekleri kanatıyor, başta bölgemiz ve Ortadoğu olmak üzere tüm dünyanın huzuruna kast ediyor.
Son bilgilere göre Filistin’de, 10 binden fazlası çocuk, 7 binden fazlası ise kadın olmak üzere toplamda 23 bini aşkın insan hayatını kaybetti. 60 binden fazla kişi yaralanırken, 8 bin kişi ise kayıp…
İşgalci İsrail’in saldırıları sebebiyle ayrıca, 69 bini tamamen yıkılmış olmak üzere, 359 bin ev zarar gördü. 2 milyon sivil ise saldırlar sonucu Gazze içerisinde zorla göç ettirildi. Mesleklerini icra eden, yaşanan soykırımı haberleriyle dünyaya anlatan 112 gazeteci de, siyonist işgalcilerin saldırıları sonucu hayatını kaybetti.
Gazze’de şu anda on binlerce insan, yeterli gıdaya ve suya ulaşamıyor. Evet, ne yazık ki on binlerce insan 2024 yılında dünyanın gözleri önünde açlık ve susuzluk sebebiyle ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalmış durumda.
İşgalci İsrail haftalardır, Gazze Şeridi'nin kuzey ve orta kesimlerindeki Filistinli sivilleri güneye göçe zorluyor. Siyonistler, “güvenli bölgeler" olduğunu iddia ettikleri güney bölgelerine de saldırıyor ve katliamlar yapıyor.
Gazze’de insani krizin en ciddi boyutlarda yaşandığı alanlardan biri de sağlık hizmetleri. Saldırılarında hiçbir sınır gözetmeyen İsrail, 7 Ekim’den bu yana yoğun bir şekilde hastaneleri, ambulansları ve sağlık çalışanlarını hedef alıyor. Bugüne kadar 150’ye yakın sağlık merkezi ve hastanenin yanı sıra yaralıları taşıyan 100’den fazla ambulans işgalcilerin saldırısına uğradı. Bugüne kadar çok sayıda yaralı ve hasta, sağlık hizmetlerinin yetersizliği sebebiyle tedavi göremedi ve hayatlarını kaybetti.
Şu anda Gazze’de 50 bin hamile kadın bulunuyor. Eğer gerekli adımlar atılmazsa, 50 bin kadın, elektrik ve medikal hizmetler olmadan doğum yapmak zorunda kalabilir. Hastanelerin bombalanması, yemek ve suya ulaşımın engellenmesi hamile kadınlar için çok ciddi bir tehlike arz ediyor. Bölgedeki birçok hamile kadın anestezi yapılmadan sezaryen ameliyat olmak zorunda kalıyor. Ayrıca, bugüne kadar düşük sebebiyle çok sayıda bebek daha dünyaya gözlerini açamadan anne karnında hayatlarını kaybetti.
Gazze’deki insani krizin hafifletilmesi için şehrin enerji ve temiz su ihtiyacının acil olarak karşılanması gerekiyor. Hastaneler başta olmak üzere hayatın pek çok alanında ihtiyaç duyulan yakıtın Gazze’ye girişinin engellenmesi de tedavi hizmetlerinin yanında pek çok insani ihtiyacın karşılanmasının önünde büyük engel teşkil ediyor.
Gazzeliler için en önemli konulardan biri de, Refah Sınır Kapısı’ndan yeterli insani yardımın Gazze’ye girişine izin verilmemesi. Her gün ihtiyacın karşılanabilmesi için bine yakın insani yardım TIR’ının Gazze’ye ulaşması gerekirken, günde ortalama 100 TIR’ın girişine izin veriliyor.
Ayrıca, başta yakıt olmak üzere birçok kalemdeki temel ihtiyaç malzemelerinin şehre ulaşması da engelleniyor.
Mısır Hükümeti’nin Gazze’de ihtiyaç duyulan yardım malzemelerinin şehre girebilmesi için Refah Sınır Kapısı’nı bir an önce tamamen açması gerekiyor. Refah Sınır Kapısı’ndan insani yardımların geçişine izin verilmemesi Gazze’de yaşanan acıların daha da artmasına sebep oluyor.
Buradan bir kere daha acil ateşkes çağrımızı yineliyoruz:
Vicdan sahibi tüm insanlara sesleniyoruz. Dünyanın gözleri önünde gerçekleşen bu soykırım karşısında herkesin üzerine sorumluluklar düşüyor. Herkes yaşanan bu büyük soykırıma karşı harekete geçmeli. Uluslararası kuruluşlar, sivil toplum ve devletler, işgalci İsrail’in zulümlerinin önüne geçmek için atılması gereken adımları acil bir şekilde atmalı. Bir an önce İsrail saldırıları durdurulmalı ve acilen ateşkes sağlanmalıdır. Filistin’de on yıllardır zulmeden işgalci İsrail’e karşı gereken yaptırımlar derhal uygulanmalıdır.
Bütün İslam ülkeleri ve halkları bir araya gelip tepkisini ortaya koymalıdır. İsrail, hukuksuz işgal hareketi ve katlettiği insanlar için uluslararası hukuk önünde ve tüm dünyanın vicdanında hapsedilmelidir.
Program dualar ile sona erdi.