MEB'in Yasakçı Genelgesine Batman’da Protesto
Özgür-Der Batman şubesi MEB'in yeni kılık kıyafet genelgesini protesto etti.
Özgür-Der Batman şubesi İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün önünde yeni yönetmelikle ilgili bugün bir basın açıklaması yaptı. Mazlumder şube başkanı Murat Çiçek'in de katıldığı eylemde ilkin değişiklikle ilgili kısa bir değerlendirme konuşması yaptı. Çicek konuşmasında, yapılan değişikliğin, yasakçı mantığın devamına katkı sunduğunu bunun böylesi bir vasatta kabul edilemez bir şey olduğunu ifade etti. Ardından basın açıklamasını Bünyamin Sevim okudu.
Basın Açıklamasının Tam Metni:
DARBE KALINTISI YASAĞIN MAĞDURUYKEN, UYGULAYICISI OLMAYIN!
Bakanlar Kurulu tarafından kararlaştırılıp, gelecek öğretim döneminden itibaren uygulanmak üzere hazırlanan, 27 Kasım 2012 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe konulan "Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik" içinde yer alan “okul içinde baş açık” ifadesi kamuoyunda tam bir şaşkınlıkla karşılandı.
Basında "kılık kıyafet serbestîsi" olarak sunulan bu değişikliğin, aslında yine aynı metinde yer verilen "okul içinde baş açık" ibaresiyle tam bir çelişki arz ettiği görülmektedir. Yine seçmeli Kur'an derslerinde ve imam hatip liselerinde başörtüsünün serbest olduğuna dair ifadeler, gasp edilmiş hakların parçalı iadesinden öte bir şey ifade etmemektedir. Ayrıca verilen bu hakkın da hak olmaktan öte bir nimet olarak sunulması kabul edilemez bir durum arz etmektedir.
Ülke Müslümanlarının taleplerini karşılamaktan uzak olan bu yönetmelik bir akıl tutulmasının ürünüdür. Sisteme uygun bireyler yetiştirmekten öte bir anlam taşımayan, tek tipleştirilmiş zorunlu eğitim ile her çocuk cendereye alınmaktadır. Hem resmi ideolojinin kirli gömleği ailelerin inançları ve rızalarına karşı, zorla çocuklara giydirilmeye çalışılmakta hem de nasıl bir kıyafetle okula gelineceği konusunda herkese serbestlik sunulurken inancını yaşamak isteyen kardeşlerimize "açık başlı" olma zorunluluğu dayatılmaktadır.
12 Eylül askeri darbesinin faillerinin yargılandığı, yasakçı zihniyetin mahkûm edildiği, darbeler vesilesiyle hak gaspına eğilim gösterenlerden hesap sorulduğu böylesi bir vasatta onlarca kardeşimizi mağdur eden başörtüsü yasağının kılık kıyafet yönetmeliğinde açık, net bir ibareyle korunması bu ülkede Müslüman kimliğine karşı geliştirilen yasakçı, azgın zihniyetin korunması anlamına gelmektedir.
Tam da 12 Eylül'ün faillerinin hastane şartlarında bile yargılanmaya devam edildiği, 28 Şubat postmodern darbesiyle ilgili soruşturmanın genişletildiği bu günlerde sözkonusu darbelerin uygulaması olan başörtüsü yasağının değiştirilmeden aynen yeni yönetmeliğe de konmasının izah edilebilir hiç bir tarafı bulunmamaktadır.
Buna rağmen bu gelişmeyi izah etme sadedinde Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer katıldığı bir televizyon programında, çok rahat bir şekilde şöyle diyebilmektedir: “Bakanlık olarak biz ne yaptığımızın farkındayız. Bu bir hükümet yönetmeliği olduğuna göre, okulların tamamı için öyle bir niyetimiz olsaydı, bütünüyle bu yönetmelikle başörtüsünü serbest hale getirirdik. Yaptığımız uygulama, eğitimin ihtiyaçları doğrultusunda olan bir uygulamadır”
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in bu sözleri, laik-Kemalist azınlığa, herhalde ilk iktidar oldukları yıllardaki gibi halen "merak etmeyin, laikliğin teminatı bizleriz" sadedinde edilmiş sözlerdir. En az yönetmelik kadar can sıkıcı olan bu açıklama, yapılan yanlışın aslında istenirse ortadan kaldırılabileceğinin de itirafı niteliğindedir. Müslümanların başörtüsü yasağı konusunda yıllardır yaşadığı zulmü sineye çekip, tüm umutlarını sabırla havale ettikleri Ak Parti hükümeti, bunca yoğun beklentiye rağmen, çoğunluğun taleplerini ve endişelerini değil, ülkenin Kemalist azınlığının endişelerini giderici bir tavır takınması anlaşılır bir durum değildir.
Ülkede hakların iadesine dair ağır aksak da olsa olumlu gelişmelerin yaşandığı son yıllarda, basının da görmezden gelmesiyle onlarca küçük kızımızın okullarına başörtülü devam etme talepleri sonucu, işgüzar veya yasakçı bazı idareciler tarafından maruz kaldıkları sürgün, baskı ve tehditler sessiz sedasız devam etmektedir.
Türkiye'de en netameli konulara bile girebilen, bu konuları tartışmaya açarken cesur davranabilen bir hükümetin, başörtüsü yasağı söz konusu olunca, konuyu sükûnetle geçiştirmeye çalışmasının hatta laik kesimin endişelerini giderici bir pozisyon almasının hiç bir anlaşılır koşulu kalmamışken bu tavrını sürdürmesi, onları samimiyet noktasında şüpheli duruma düşürmektedir. Bununla kalmayıp artık büyük bir vebalin mağduru değil uygulayıcısı pozisyonuna düştüklerini de görmelidirler.
Özgür-Der Batman şubesi olarak kızlarımızın ve bacılarımızın inandıkları gibi yaşama iradelerine ipotek koyan Milli Eğitim Bakanlığına ve Ak Parti hükümetine buradan sesleniyoruz; Yapılan bu yanlıştan ivedilikle dönülerek kamuoyunun vicdanında kanayan bu yarayı parçalı değil kökten bir şekilde onarmaya gitmelerini talep ediyoruz.
ÖZGÜR-DER BATMAN ŞUBESİ