“Kulluğun Bireysel ve Ailevi Boyutu”
Özgür-Der Batman Şubesinin Alternatif Eğitim Seminerine “Kulluğun Bireysel ve Ailevi Boyutu” konusuyla devam edildi. Semineri Cihat Polat sundu.
'Kulluk nedir?' sorusuyla seminerine başlayan Polat, Zariyat 56. Ayetin mealini okuyarak cevap verdi. Allah'ın 'Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım' diye buyurarak yaratılışın ve hayatın gerçek anlamını ortaya koyduğunu' belirtti. Kulluk bilincinin peygamber ve sahabe hayatında neye tekabül ettiğine de değinen Polat 'İnen her ayetin peygamber ve sahabe tarafından hayata geçirildiğini, âdeta ete kemiğe büründürüldüğünü vurguladı. Kulluğun sadece belirli bir zaman ve mekânda yapılan ibadi ritüellerden meydana gelmediğini; niyetten en büyük eyleme kadar hayatın tüm alanlarında Allah'ın rızasını gözetecek bir yaşamın yaşanması demek olduğunu vurguladı.
Bireysel kulluğun nasıl olması gerektiği ile ilgili konuya da değinen Polat, hakiki imanın müminin kalbinde yeşermesinden sonra bunun kuvvetlendirilmesi gerektiğini ifade etti. 'Tam teslimiyetin her daim Allah'ı zikrederek, Allah'ı hayatın her anında hatırlayarak gerçekleşebileceğini' ifade etti. Gece ve gündüz demeden Kur'an'ı anlamak ve yaşamak üzere okuyarak; farzların yanında nafile ibadetleri yerine getirerek; imkân- şartlar- makam ve mevkiimiz ne olursa olsun bulunduğumuz her zaman ve zeminde Allah'ı önemseyerek, önceleyerek yaşadığımız takdirde imanımızın artması ve sürekli bir şekilde kendisini muhafaza etmesi işten bile değildir.
Özellikle peygamber ve sahabe hayatında gece vakti tertil üzere Kur'an okumanın ve gece namazının bireysel donanımlarında eşsiz bir yere sahip olduğunu aktaran Polat, bu uygulamanın bizim tarafımızdan da benimsenmesi ve uygulanması durumunda kurtuluşa erebileceğimizi vurguladı.
Kulluğun hakiki manada En'am 162. Ayetinde geçen 'benim namazım, ibadetim, hayatım ve ölümüm hep alemlerin Rabbi olan Allah içindir' düsturuyla örtüşmesi gerektiğini aksi takdirde kulluk bilincimizin eksik, yaralı ve hatalı olacağını ifade etti. Böyle bir 'yaralı, hatalı kulluğun' bizi Allah'a yakınlaştırmayacağını özellikle vurguladı.
Seminerin sonlarına doğru kulluğun ailevi boyutuna da kısaca değinen Polat, bireysel olarak inandığımız ve uyguladığımız her şeyin aile hayatı ortamında da uygulanması gerektiğini vurguladı.
Kuran'da geçen İmran ve İbrahim ailelerinin örnek hayatından kesitler sunarak bir eş, bir anne -baba veya çocuklar olarak yapmamız ve sahip olmamız gereken değerleri anlattı. Aile içindeki fertlerin hak ve ödevlerini hakkıyla yerine getirmesi durumunda geçek saadet ve kurtuluşun meydana geleceğini anlattı. İmanın, salih amelin, adaletin, infakın, yardımlaşmanın, isarın, iffetin, zikrin, tertille kur'an okumanın vs. hakim olduğu ve uygulandığı bir aile ortamının dışarıdan gelebilecek ifsat ve saldırılara karşı korunaklı ve dayanıklı olacağını anlattı. Toplumların mayası konumunda bulunan böylesi ailelerin çoğalmasının gerekliliğine vurgu yapılan seminer, katkıların, soru ve cevapların sunulmasıyla son buldu.