İslamcılık/Yenilikçi Hareketler
Batman Özgür-Der şubesinde devam eden alternatif eğitim seminerleri kapsamında bu hafta gündüz bayanlara akşam da erkeklere olmak üzere iki oturum halinde Yunus Cengiz'in sunduğu "İslamcılık/Yenilikçi Hareketler" konusu işlendi.
Batman Özgür-Der şubesinde devam eden alternatif eğitim seminerleri kapsamında bu hafta gündüz bayanlara akşam da erkeklere olmak üzere iki oturum halinde Yunus Cengiz'in sunduğu "İslamcılık/Yenilikçi Hareketler" konusu işlendi.
Sunuma İslamcılık kavramına ve İslamcılığın üzerinde geliştiği zemin üzerine bir açılımda bulunarak başlayan Yunus Cengiz, konuşmasının devamında İslamcılık tanımlamasının kaynağı üzerinde durdu.
İslamcılığın önemli şahsiyetlerinden C.Afgani, M.Abduh, M.Akif vb. şahsiyetlerin genel olarak görüşlerine değinen Cengiz şu tesbitlerde bulundu:"İslamcıların hayata bir bütün olarak baktıklarını,1500'lü yıllarda medrese ve geleneğin bilimlere parçacı yaklaşımının yarattığı düşünsel tıkanıklığın haklı olarak islamcıların itirazlarına neden olduğu üzerinde durdu. Kuran ve sünnete dönmemizin gereğini, Kuran ve sünnete dönüşün hayatiyetini savunan İslamcıları "islamcı" yapan en önemli iddialarının onların müslüman toplumların o dönemki sömürgecilerin elinde düştükleri zelil durumdan da hareketle İslam'ın adil bir yönetimi öneren siyaset anlayışını doğru okuyarak siyasal bir bakış açısına sahip olmalarıdır.
Bu bağlamda islami uyanış önderlerinden Afgani'nin "İttihad-ı İslamı gerçekleştirmemiz lazım."düşüncesine açıklık getirdi. Afganinin 1870'li yıllarda "Her milletin kendi uyanışını sağlamalarını ve bunların bir çatı altında birleşmelerinin gerekliliğini "
esas alan önerileri üzerinde durdu.Padişah Abdulhamit'in İttihat-ı İslam düşüncesine, dağılmak üzere olan ve her geçen gün kan kaybeden sultanlığına bir reçete olabileceği umuduyla sarılırken,Cemalettin Afgani'nin ise bu ideali ümmetin yeniden ıslahı ve toparlanması dileğiyle savunduğunu ve bu farklılık nedeniyle zaten ilkin birlikte harekete sıcak bakan padişahın Afganinin,kendi sultası için dahi tehlikeli(!) olabilecek bir idealle bu konuyu savunduğunu farkedince Afgani'yi İstanbul'da göz hapsinde tuttuğunu belirtti.
Ardından gelenekselcilikle İslamcılığın farklılıkları üzerinde yoğunlaşan konuşmacı,İslamcıların sebep-sonuçlar üzerinde duran bakış açısına sahip özgürlükçü ve sorgulayıcı kader anlayışlarından önemli örnekler verdi ve İslamcıların temel görüşlerini şöyle özetledi "Biz herşeyi mümkün şekilde akılla izah edebilme imkanına sahibiz."Bu bağlamda
İçtihad,tasavvuf,bidat ve hurafeler,akıl gibi önemli konularda görüşlerini özetledi.
M.Abduh'un Türk milliyetçileri üzerindeki etkilerine de değinen konuşmacı özellikle geleneksel kültürdeki kadın algılamasının yanlışlığını ve bunun karşısında kadının hak ettiği kimliğin netleşmesinde başta Abduh ve Cemalettini Afgani olmak üzere İslamcıların katkılarının da altını çizdi.
Hasan El-Benna'nın "Ben bugün bir tefsir yazsaydım Menar'ın devamını yazardım."görüşlerinden hareketle Menar tefsirinin ve İslamcıların diğer çalışmalarının Kur'an ve sahih Sünnet ile bir kimlik ve nesil inşasında olan bizler için önemli sermayeler olduğunu vurguladı.
Konuşmacı son olarak İslamcılığı; 19. yüzyılda İslamı bir bütün olarak hakim kılmak için aklı işlevselleştirerek,Kuran ve Sünnet
ışığında mücadeleyi esas alan,ümmet mashalatını önemseyen,siyasi-düşünsel bir akım olarak tanımladı.Sunuma dinleyicilerden gelen yoğun sorulara verilen cevaplardan sonra son verildi.
HaksözHaber: Şefik Sevim/BATMAN