Batman’da Teröre Lanet Yürüyüşü Yapıldı
Batman'da siyasi partiler ile 50'yi aşkın STK öncülüğünde, 'Teröre Lanet, Kardeşliğe Davet' temasıyla düzenlenen yürüyüşe katılan binlerce kişi, PKK'nin artan bombalı saldırılarına tepki göstererek lanetledi.
Meryem Beyza Sevim / Haksöz Haber
22 Ağustos 2016 tarihinde saat 18.00 da Esentepe Kavşağında yaklaşık 50 sivil toplum kuruluşu ve siyasi partilerin katılımı ile binlerce kişi Kürtçe ve Türkçe terörü lanetleyen sloganların yanında tekbirler getirerek Atatürk Parkına doğru yürüyüş gerçekleştirdi. Binlerce kişi Hükümet Konağında basın açıklaması yapmak üzere toplandı. Sıkı güvenlik önlemlerinin alındığı yürüyüşe çevre köy ve ilçelerin, tanınmış aşiretlerin ve medrese hocalarının katılımları dikkat çekti. STK'lar adına basın açıklamasını Özgür-Der yönetiminden Şefik Sevim okudu.
Basın açıklaması tam metni aşağıdadır:
TÜM BATMAN HALKI OLARAK VAHŞİ KATLİAMLARI LANETLİYORUZ
İnsanlığın düşünsel olduğu gibi toplumsal ve siyasi planda da bir kriz ve kaos yaşadığı bu günlerde, yaşadığımız coğrafya bu kriz ve kaos halinin belki de en fazla görünür olduğu bir merkeziliğe sahip. Habil ve Kabil olayıyla başlayıp insanlık tarihi boyunca devam edegelen öldürmenin, zulmün, kardeş katlinin bir sürekliliğe sahip olduğunu bildiğimiz halde belki de bu kadar zirveye çıktığı bir karanlık dönemi bu topraklar görmüş değildir. Motive oldukları hedefleri, bahaneleri değişmekle birlikte gözü dönmüş katillerce, katletmeyi mazur gösterecek ikna edici bir gerekçe kolaylıkla bulunabilmektedir. Ya PKK gibi sözde ırk adına, ya DAEŞ gibi sözde din adına, ya FETÖ gibi mehdiyet fikri veya grupsal çıkar adına motive edici gerekçeler bulan insanoğlu, tüm bu gerekçelerin esasında insan denen şerefli varlığı ortadan kaldırmak gibi korkunç bir eylemi meşru kılamayacağını görememektedir. Zira insan varlık hiyerarşisinde en üstün, en değerli ve şerefli varlıktır. Bu anlamda tek bir insanın dahi ölümü bu kadar değersiz olamayacakken, onlarca insanın katli ile ilgili örgütlerce yapılan açıklamalarda sıralanan askeri, stratejik vb. beyanlar özrün kabahatinden beter olduğu bir halin ifadesi değilse, nedir?
Geçtiğimiz günlerde Kızıltepe'de, OngözlüKöprü'de, Batman-Diyarbakır üç yol mevkiinde, Van'da, Elazığ'da bomba yüklü araçla gerçekleştirilen eylemlerle bölgede tam bir savaş havası estirilmektedir. Buna iki gün önce Gaziantep de bir insan çiftinin en mutlu günü olan düğünlerinde ve tamamen sivil insanların arasında patlatılan bombayla katledilen 50'den fazla insanın ölümüyle sonuçlanan vahşet de eklenerek ülke tam bir kaos ve korku atmosferiyle rehin alınmak istenmektedir. FETÖ tarafından başarılamayan darbe girişiminin ardından kaos tezgahlama nöbetini başta PKK olmak üzere DAEŞ, DHKP-C ve bilumum örgütün devraldığı anlaşılmaktadır.
Genç, yaşlı, kadın, çocuk ayırmaksızın onlarca kişinin katledildiği, yine çoğunluğu sivil yüzlerce insanın da yaralandığı bu tür saldırılar ile Kürtler adına savaştığını iddia edenlerin başta Kürtler olmak üzere tüm sivilleri, karanlık bir ateş çemberinde yaşamaya mahkum ettiği görülmektedir.Can kayıplarının yanında bu olayların bölgemizdeki ekonomiyi de olumsuz olarak etkilediği bir gerçektir.Ekonomi demek istihdam demek,mutlu aile demek,toplumsal güven demek,psikolojik sükûnet demektir. Coğrafyamıza kan, kaos ve katliamları bir kader olarak dayatanların aslında küresel emperyal güçler olduğu bilinmektedir. Sadece içerdeki partnerlerinin değiştiği ve nöbeti sırasıyla devraldığı gözlenmektedir.
Son günlerde sivil yerleşim alanlarında peş peşe yapılan bu tür menfur saldırıların başta ülke olarak tüm topluma dünya cehennemini yaşatmaktan öte hangi amaca hizmet ettiğini kimse sorgulayamıyor. Çocuk, kadın veya yaşlı kimseyi ayırt etmeyen bomba yüklü araçlarla yapılan bu tür alçakça eylemlerin savunulabilir ve izah edilebilir bir tarafının olmadığını artık başta Kürtler görmektedir. Son bir yılda kendi sempatizanlarının yoğunlukta olduğu il ve ilçelerde hendek siyasetiyle insanları evlerini terk etmeye zorlayan, savaş alanına çevirdikleri şehirlerdeki evlerini viraneye çeviren zihniyetin, halka reva gördüğü bu yıkımın sorgulanmaması nedeniyle Kızıltepe, Ongözlü köprü ve Diyarbakır üçyol, Van, Elazığ'daki benzer saldırılar pişkince gerçekleştirilmeye devam edecektir.
Daha dün Diyarbakır'a bağlı Dürümlü köyünde tonlarca patlayıcının infilak ettirilmesiyle vahşice katledilen ve cesetlerinden geriye kalan birkaç kilo etin torbalarda toplandığı köylüler için ortak ve güçlü bir irade ile ses çıkarılabilmiş olunsaydı bugün yaşanan katliamlara cüret edilemezdi. Bugünlerde FETÖ'den tutuklanan pilotların gerçekleştirdiği anlaşılan Roboski katliamında nasıl ki zanlı devlet veya iktidardır algısı oluşturulmaya çalışıldığında her kesimden insan yaşanan katliama cesaretle ve özgürce sesini yükseltebilmişse, aynı şekilde demokrasi havarisi kesilen PKK'ya karşı eleştirilerin de aynı güçlü irade ve cesaretle yükseltilmesi adil olmanın gerekliliği değil midir? Nitekim üç maymunlar halinin farkında olan örgüt özrü kabahatinden beter pişkin bir açıklama ile aslında Kürtlere bakış açısını da ele vermişti; PKK asla hata yapmaz, ortada varsa bir hata daima PKK'nın karşısında olan "hainlerden" kaynaklıdır, velev ki karşıdaki PKK sempatizanı bile olsa, bu böyledir! Yaptığı açıklamaya Kürtler başta olmak üzere güçlü bir tepki yükseltilebilmiş olunsaydı, bu kadar pişkin ve gaddar bir noktaya gelinmeyecekti şüphesiz.
İşin acı olan bir diğer yönü de temel yaşam hakkından, temel insan haklarından sürekli bahseden kuruluş veya şahıslardan her ne hikmetse ne şehirleri talan eden hendek siyasetini, ne Dürümlü katliamını, ne de sivil yerleşim alanlarında masum insanların hayatını karartan bu tür saldırıları kınayabilecek yüksek perdeden bir tepki duyulamamasıdır. Zaman zaman yapılan açıklamalarda da katil, üç harflilermiş gibi bir tutumla özne ve faile net kınama yapılmaktan kaçınılarak, zülfüyare dokunmayan cılız beyanatlarla yetinilmiştir. Zulüm kimden gelirse gelsin adil bir şekilde tüm haksızlıklara çifte standartsız ses çıkaracak sivil toplum kuruluşları sahasında güçlü bir mekanizma geliştirilmiş olsaydı, halka bu acılar bu kadar kolay yaşatılamayacaktı.
Bu katliamlarda hayatını kaybeden herkese Allah'tan mağfiret, yaralılara acil şifalar dilerken, menfur saldırıların son bulması dileğiyle bu toprakları işgale elverişli hale getirmek için el ele vermiş olan tüm katilleri lanetliyoruz.