Açıklamadan önce Batman'da bir konferans münasebetiyle bulunan yazar Cihan Aktaş'a söz verildi. Aktaş "Mahkemenin aldığı karar ile ilgili ne söyleyeceğini bilemediğini, bu kadar da ileri gidilebileceğini düşünmediğini, artık milletin yargıya inanmadığını ve çok rahat bir şekilde politik karar verebildiklerini düşünecek bir noktaya gelgiğini belirterek sözlerini şu sözlerle tamamladı. Kararın hemen sonrasında Batman'da bulunuyor olmasının kendisi için anlamlı olduğunu ve böyle coşkulu bir kalabalıkla karşılaşabileceğini ummadığını söyledi. Daha sonra Basın açıklamasını platform dönem sözcüsü Mehmet Şat okudu.

Haksöz-Haber / Batman

Okunan Basın Açıklamasının tam metni.

Anayasa Mahkemesi sahip olmadığı bir yetkiyi kullanarak Meclis'in 411 oyla kabul ettiği, toplumun yüzde 80'inin desteklediği, fiili başörtüsü ayrımcılığına son vermeyi hedefleyen Anayasa değişikliklerini iptal etmiştir. Aslında iptal edilen sadece Başörtüsü değil, insan hakları ve hukuk ta bu kararla iptal edilmiştir.

Anayasa'da, Anayasa Mahkemesinin sadece "şekil" yönünden sınırlı bir şekilde inceleyebileceği amir bir hükümken, buna uyulmayıp esastan yapılan inceleme, kaynağını Anayasa'dan almayan hukuksuz bir fiildir.

Adalet dağıtması gereken yargı kurumlarının bizzat yasaları ihlal edebilmesi, Adalet mekanizmasına olan güveni zedelediği gibi Adalet'in Mülkün temeli olduğu inancını da zedelemektedir.

Bu kararla Bundan sonra yasama faaliyeti yapılması imkânsızlaşmıştır. Parlamento'nun yasama yetkisi gasp edilmiştir.

Bu karar Türkiye'nin yararına olmamış, tam tersi Türkiye yeni bir krizin daha eşiğine gelmiştir.

Bu kararla toplumsal barışa dinamit konmuştur.

Bu kararla sadece hukuk değil, toplumun dindarlığı, başörtüsü gibi yüzyılların ve inancın mirası bir değer de ayaklar altına alınmıştır. Ve bu kararla laik devletin, milletin inançları ile savaştığı genel kanaati perçinleşmiştir.

Birtakım adamlar öyle istiyor diye biz dinimizden de, dinimizin gerektirdiklerinden de  vazgeçecek değiliz.
CHP'li bazıları, Sav gibiler istemiyor diye; Hacca gitmekten de vazgeçecek değiliz.

Pervasızca başkalarının haklarını hiçe sayan, kendilerini millet iradesinden üstün gören kişi ve kurumlar bilmelidirler ki, kim ne tarz bir yorum yaparsa yapsın başörtülü kadınların yükseköğretim kurumlarına alınmaması hem ulusal hem uluslararası hukuka aykırıdır. Anayasa Mahkemesi çözümün değil sorunun bir parçası olmaya devam etse de bu gerçeğin üstünü örtmeye imkân yoktur. Türkiye'de başörtülü kadınlar yaşamaya devam ettiği müddetçe, bu utanç verici yasak eninde sonunda kalkacaktır. Tarih ise yargı darbesi yapanların değil, hak mücadelesi içinde olanların başarısına tanıklık edecektir.

İnanç ve Düşünce özgürlüğü Platformu olarak;

Anayasa mahkemesi kararını millet iradesine müdahale eden bir karar olduğunu,

Kaynağını Anayasadan almayan bir hukuka aykırı karar verildiğini,

Meclisin yetkisinde olan bir konuda kişisel karar vererek, yetki gaspında bulunduğunu,

Din ve vicdan özgürlüğü, eşitlik hakkı, eğitim hakkı ve çalışma hayatına katılma haklarını ihlal eden bir karar verildiğini ifade ederiz.

Yargının kararlarında "Millet adına", "Bizler adına" değil, kendi adına karar vermesi gerektiğini düşünüyoruz.

HERKES BİLMELİDİR Kİ HAKLAR, BİRİLERİ İSTEMEDİGİ, ve AKSİNE YORUM YAPTİGİ İCİN ORTADAN KALKACAK KAVRAMLAR DEGİLDİR.

İnancımızı ve Kimliğimizi Yasaklamaya Kalkan Hiçbir Karar, toplumun vicdanında yer etmeyecektir.

İnanç ve Düşünce Özgürlüğü Platformu

Mazlum DER, Özgür DER, Bey DER, İlim Sağlık ve Yardımlaşma Vakfı, Anadolu Gençlik Derneği, MEMUR-SEN(Eğitim Bir-Sen, Sağlık Sen, Enerji Bir Sen,Diyanet Sen, Toç Bir Sen,Birlik Haber Sen,Bayındır Memur Sen,Büro Memur Sen, Bem Bir Sen,Kültür Memur Sen,Ulaştırma Memur Sen