Batman'da ''İyiliği Yaymak" Semineri

Batman'da ''İyiliği Yaymak" Semineri

Batman’da iyiliği yaymak konulu seminer yapıldı.

Özgür-Der Batman şubesinin bu haftaki alternatif eğitim seminerinde ''İyiliği Yaymak'' konulu seminer İhsan Çekenin sunumu ile gerçekleşti.

İhsan Çeken sunumuna; Maruf (Güzelliğin akıl ve din aracılığı ile belirlenen her şey) ve Münker'in (Dinin ve aklın kötü, mekruh ya da haram gördüğü her şey) tanımlarını yaparak, Kur'an da bu iki kavramın geçtiği çeşitli ayetlerden örnekler vererek başladı.

Risalet'in indiği dönemde sahabenin Marufu nasıl anladığı ve hayatının neresine koyduğu sorusuna cevap verilmeye çalışan Çeken; birbirine kardeş gözüyle bakan ashabın Marufu bir farz olarak algıladığını, bu noktada çok hassas davrandığını ve birbirlerini gördükleri zaman Asır süresini okuduklarını belirtti. Fakat peygamberin vefatından sonraki dönemde geçekleşen siyasi gelişmeler in ve hilafetin saltanata dönüşmesinin bir korku ve baskı ortamı oluşturduğunu, islam toplumunu inşa edecek hükümlerde bundan fazlasıyla nasibini aldığını, o dönemlerde bazı müminlerinde(Ebuzer, Hasan El Basri, İmam Azam gibi) bundan fazlasıyla nasibini aldığını belirtti.

Marufa davetin, iyilik ve kötülük ayrımını yapabilen herkesin üzerine farz olan bir emir olarak algılanması gerektiğini söyleyen İhsan Çeken, bu noktada âlimlerinde ittifak ettiğini belirtti.

Allah'ın bize neden marufu emrettiği sorusuna da cevap arandı. Bu farzın, ümmetin birliğinin dirliğinin farzı olduğu, hayırlı bir ümmet olmanın şartı olduğu, modern hayatın ihtiyaç dayatmaları arasında kaybolan insanın ihtiyaçları ekseninde yaşaması ve bu ihtiyaç diye tanımladığı şeyleri elde etmeye çalışırken Maruf çizgisinden kaymaya başladığı, insanın yalnız kalınca yanılgılara düşebileceği fakat bu farzın Müslümanlar sayesinde otokontrol mekanizmamızı gözden geçirip bizi toparlayıcı bir etki oluşturduğunu belirtti. Müslümanların bu anlamda ciddi bir öz eleştiride yapası gerektiğini belirten Çeken; bu emrin hayatımızı istediğimiz gibi yaşayamayacağımızı, Müslüman cemaatler olarak ilk önce bu alışkanlığı kendi aramızda edinmemiz gerektiğini, liberalleşen toplumda kimsenin kimseye bu hakkı artık tanımak istemediği ve Marufa davet ile ilgili bir uyarı karşısında ciddi atraksiyonlar gösterildiğini belirtti. Ayrıca İsrail oğullarından da örnek veren Çeken, İsrail oğullarının helaka uğramasının en büyük nedenlerinden birinin bu olduğunu, günah işleyenlere sözle müdahale edip sonra o kişilerin günahlarına devam etmelerine rağmen ''ben söyledim, vazifemi yaptım benden günah gitti'' mantığıyla hareket ettiklerini belirtti.

Marufa çağırma yöntemlerinin olduğunu da söyleyen İhsan Çeken; Peygamber ve sahabe yaşantılarından örnekler verdi ve daha sonra bu farzın hayatımıza nasıl yerleştirebileceğimizi maddeler halinde ifade etti. Bunlar;

1-Rabbimizin emirleri karşısındaki ciddiyetimizi ve samimiyetimizi yeniden gözden geçirelim, Emri bil Maruf'unda Rabbimizin bir farzı olduğunu ve bundan hesaba çekileceğimizi tekrar hatırlayalım.

2-Bu emri eyleme döktüğümüzde yani kendi hayatımıza yansıttığımızda daha etkili olacağını bilelim.

3- Emri bil Marufu evvela kendi aramızda samimi bir üslupla geçekleştirmeli ve bu uyarıyı götürdüğümüz kardeşimize onun mevcut durumundan üzüntü duyduğumuzu, onu önemsediğimizi hissettirmeliyiz.

4-Davet ettiğimiz insanlara yaklaştığımızda direk kötülüklerinden bahs etmek ters tepe bilir. Bu nedenle davet ettiğimizde Marufa çağırmak daha mantıklı olacaktır. Bu noktada kişiyi değil, Münkeri (hatayı, günahı, yanlışı) hedef almamız gerekir.

5-Bunları yapmaya çalışırken nefsimiz ve etrafımızdakilerin yanlış telkinlerine ( boş işler bunlar, sana mı kaldı?, o zaten nasihat kabul etmez, kendi işine bak gibi…) kulak asmamamız gerekir.

Diyerek konuşmasını tamamladı.

Seminer konukların katkıları ve soruların cevaplandırılmasıyla sona erdi.

20151213-02-batman.jpg

Önceki ve Sonraki Haberler