Batman’da “İNFAK” Konulu Seminer
Özgür-Der Batman Şubesi alternatif eğitim seminerlerine devam ediyor. Bu haftaki semineri “ İNFAK ” konu başlığı ile Burhan BİLLOR sundu.
İnfak kavramının kelime kökünü ve terimsel anlamını açıklayan Burhan BİLLOR özetle şu konulara değindi.
İnfak ne-fe-ka- kökünden gelir. Elden çıktı, bitti, tükendi anlamlarına gelmektedir. İnfak terim anlam olarak yarar veren bir şeyi muhataç olan biriyle karşılıksız paylaşmaktır. Tanımdan da anlaşılacağı üzere infak maddi şeyler için söz konusudur.( Elmalı Hamdi Yazır müminin zamanından da infak olur, demiştir) Kuranın ifadesiyle rızık olarak verilenlerden infak edilir. İnfak ve nifak aynı kökten gelmektedir. Her ikiside iki ucu bulunan, iki şekli olan bir durumu ifade etmektedir. İnfak iki ucu bulunan bir tünelden yani bu dünyadan diğer dünyaya hayrı göndermeyi ifade eder. Nifakta ise bu durum kendini iki yüzlülük olarak gösterir.
Kuranı Kerimde infak sadece bir ayette yoksul düşme anlamında kullanılmıştır. (17/100) Geriye kalan 70 civarı ayette ise genel anlamda harcama anlamında kullanılmıştır.
Yardımlaşma ve dayanışma insanoğlunun hayatında önemli bir yer tutmuştur. Maddi yükümlülük, namaz kılmak, oruç tutmak, ölçü ve tartıyı doğru tutmak gibi insanların ilk muhatap olduğu sorumluluklardır. Kuranı kerimde ilk işlenen konulardan biri de her dönem de toplumun genel sorunu olan kazanç ve bunun adil bir şekilde paylaşımı olmuştur. Maun Suresinde "Dini yalanlayanı gördün mü? İşte o yetimi itip kakar, yoksulu doyurmayı teşvik etmez." Buyrulmaktadır. Buna benzer ayetler de yetimin itilip kakılması, yoksulu doyurmaya ön ayak olmama ve hayra mani olama tavır ve davranışlar eleştirilmiş, toplumsal yapıya kayıtsız kalınmamıştır.
Mal kazanma hırsı Rabbimizin insan fıtratına verdiği yaratılıştan gelen bbir duygudur. " kadınlara, oğullara, kantar kantar altın ve gümüşe, salma atlara, ekinlere karşı aşırı sevgi beslemek insanlara güzel gösterilmiştir. Bunlar dünya hayatının nimetleridir. Oysa gidilecek yerin güzeli Allah katındadır."(3/14) Mal kazanma fıtri bir duygudur. Fakat bütün yaşamını mal kazanma üzerine bina edilemeyeceği de açıktır. "Servet ve oğullar dünya hayatının süsüdür, ölümsüz olan iyi işler ise Rabbinin nezdinde sevapça daha hayırlı hem de ümit bağlamaya daha layıktır." (18/46)
Dünya hayatının sadece geçinmeden, oyun ve eğlenceden ibaret olduğunu bildiren Rabbimiz malın, mülkün ve evlatların bizler için bir imtihan arcı olduğunu bilirtiyor. Bunlar aynı zaman da ahret yurdunu kazanma da birer vesiledir. " Mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir fitnedir. Allah ise büyük ecir onun katındadır. Öyle ise güç yetirebildiğiniz kadar Allahtan korkup sakının, dinleyin ve itaat edin. Kendi nefsinize hayır olmak üzere infakta bulunun. Kim nefsinin bencil tutumundan korunursa; işte onlar, felah bulanlardır. Eğer Allaha güzel bir borç verecek olursanız, onu sizin için kat kat artırır ve sizi bağışlar. Allah Şekür'dür. Halim'dir." (64/ 15-17)
Kazanma hırsıyla dünyaya dalan insan kazandıklarının kendinden kaynaklandığı vehmine kapılabilir. Rozkı veren, genişletip daraltan Rabbimizdir. Kendinden hiçbir şey ortaya koyamayan insan, Rabbimizin verdiği imkânları kullanarak rızka ulaşır. "Sebe Suresi 39. ayet, Nahl Suresi 71. ayet, Zariyat Suresi 19. ayet, Haşr Suresi 7. ayetleri" ayetlerini okuyarak konuyu açıkladı.
İnsan mal biriktirdikçe güce ulaştığını ve daha güvende olduğunu, daha güçlü olduğunu hisseder. Müstağnileşir. Hâlbuki bu mallar tehlikelerde barındırmaktadır. Mal biriktirip ihtiyaç sahiplerine harcamaktan kaçınmak tehlikeye atılmak demektir. " Mallarınızı Allah yolunda harcayın. Kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın. İşlerinizi iyi yapın. Allah iyi iş yapanları sever."(2/195), " Sevdiğiniz şeylerden sarf etmedikçe iyiliğe erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu bilir." (3/92)
Yığma arzusu insanı servete sahip değil, servete ait kılmıştır. Servete ait olanın serveti olamaz. Zira ortada sahip olacak bir özne, fert kalmamıştır. Kuranı Kerim bu durumu Karun kıssasıyla örneklendirir (28/76-82).
İnfakın Psikolojik Faydaları
İnsanın dünyevileşmesinde mühim noktalardan birisi, dünyevi şeylerin özelliklerde servetin insan psikolojisi üzerinde negatif baskısıdır. Kuran bu durumu istiğna yani yeterli görme, Allaha muhtaç hissetmeme olarak tasvir eder. Buda tuğyanı, fesadı ve inkarı sonuçta ise helakı getirir. "Hayır, insan kendini müstağni görüp haddi aştı." (96/6-7) ayeti Allahı unutan insanın saplandığı dünyevileşme batağını anlatır. "Malının kendini ebedileştirdiğini zanneder." (104/3) ayeti malın mülkün kendisini ebedileştirdiğini zanneder. " Ey kavmim, Mısır'ın yönetimi, ayaklarımın altından akan şu nehir, kanallar benim değil mi, görmüyor musunuz?" (43/51) diyen Firavun zorbalık yaptı, büyüklük tasladı ve helak oldu. Servetin insan psikolojisi üzerinde ki olumsuz boğucu baskısına karşı infak bir sigortadır. Vermek kişiyi iman etmeye götüren önemli bir etken; cimrilik ise imanın önünde duran ciddi bir engeldir. Gösterişten uzak, başa kakmazsızın Allah rızası gözetilerek ve inanarak yapılan bir infak imanın göstergesi olduğu gibi onu kuvvetlendirici bir tesire de sahiptir. Ayrıca onun ahlaki kişiliği ve psikolojik yapısında da önemli etkilerde bulunur.
Mülkü başkalarıyla paylaşabilmek ve yardımlaşmak kişiye kulluk şuurunda yardımcı olan bir faktördür. Zira cimrilik ve cimriliği besleyen ve doğuran insandaki bencillik duygusu ve mal mülk hırsı insanın kurtuluşunu baltalayan etkenlerdendir.
İnfakın Sosyolojik faydaları
Allah yolunda yapılan infak, insan psikolojisini rahatlatmanın yanında sosyal yapılanmalar üzerinde de etkisi vardır. Sosyal dayanışma ve yardımlaşma hem hayatın kalitesini yükseltir, hem de genel huzura büyük katkı sağlar. " Herhangi bir beldeyi helak etmek istediğimizde, oranın lüks içerisinde yaşayan şımarıklarını daha da azdırırız da onlar orda itaatten çıkarlar, ondan sonra o belde hakkında cezalandırma hükmü kesinleşir. Bizde orayı yerle bir ederiz." (17/16)
İnfak Ahlakı
Kişi yaptığı hayır ve harcamaları insanlara gösteriş veya riya için yapmamalı(İnsan S./9) İnfakın makul olması için infak edilen şeylerin temiz, iyi ve kaliteli olması gerekir. Önemli ahlaki şartlarda bir tanesi de yapılan harcamaların israfa dönüşmemesidir. Zira infak bir harcama olmakla beraber asla savurganlık değildir.(25/67)
Haber: M. Şirin Oruç