Amasya’da Suriye’ye Yardım Kampanyası!
Amasya’da Özgür-Der, Hızır-Der ve İHH, Suriyeli mazlumlar için yardım kampanyası başlattı.
ÖZGÜR-DER Amasya temsilcisi Serdal Benli ve HIZIR-DER Başkanı Fehmi Gider Suriye için ayni ve nakdi yardım kampanyası başlattıklarını duyurdular. Özetle şunları dile getirdiler. Özgür-Der, Hızır-Der ve İ.H.H’nin öncülüğünde gerçekleştirilen yardım kampanyasına Amasya halkının ve özellikle duyarlı sanayici, esnaf ve işadamlarının katılmalarını bekliyoruz. Mazlum ve ihtiyaç sahibi insanların yanında yer almanın İslami bir vazife ve ibadet olacağını da hatırlatmak istiyoruz. Acil ihtiyaç duyulan yardım malzemeleri şunlardan oluşmaktadır: Un (En Acil İhtiyaç), Pirinç, Yağ, Şeker, Makarna, Bakliyat, Bebek Maması, Kuru Gıda, Konserve, Kuru Hamur Mayası, Battaniye, Kaban, Uyku Tulumu, Yatak, Kışlık Ayakkabı, Kışlık Çadır, İlk yardım Çantası, Yağmurluk. Ayni ve nakdi yardımlarınız için irtibat kurabileceğiniz Özgür-Der Amasya Temsilciliği Tel: 05337257174, Hızır-Der: 05076674063
Basın Açıklamasının Tam Metni:
BİZ ÜMMETİZ! BİZ KARDEŞİZ!
Müminlerin “kardeş” olmasının her mümine yüklediği görev ve sorumlulukları Peygamber efendimiz şu şekilde hatırlatmaktadır. “Birbirinizi sevmedikçe ve kendi nefsiniz için istediğinizi din kardeşiniz için de istemedikçe gerçek anlamda iman etmiş olmazsınız, iman etmeyince de Cennete giremezsiniz”. Keza müminleri, ‘Organlarından biri acı çektiğinde diğerleri de acı çeken bir vücuda’ benzeten hadis-i şerifi de birlikte düşündüğümüzde Suriye’de acımasızca katliama uğrayan kardeşlerimizi bedenimizin bir parçası gibi görmek ve onları katillerin ve canilerin insafına terk etmemek, yardımsız bırakmamak, Müslümanlar olarak öncelikli bir sorumluluğumuzdur. Buradan hareketle Müslümanların bir ve bütün olarak aralarındaki her türlü çıkar amaçlı etnik, mezhebi, siyasi taassubu bırakıp bir ‘millet (ümmet)’olabilme kararlılığını gösterebilirlerse asıl o zaman hakiki manada peygamber efendimizin yolunu takip edenlerden olabileceklerini de idrak etmeleri gerekmektedir.
Coğrafya olarak hemen yanı başımızda Gaziantep’ten, Kilis’ten, Osmaniye’den, İslâhiye’den görebileceğimiz Şam, Halep, İdlib, Hama ateşler içinde yanıyor. Yirmi bir aydır zulme, haksızlığa, işkenceye hayır diyerek İslami ve insani bir yaşam için bize sadece Allah yeter, Allahu Ekber diyerek onurluca bir direniş ortaya koyan ümmetin yetim çocukları Suriyeli kardeşlerimizin Esed/Baas çetesi ve onun destekçileri vasıtasıyla top, tank ve uçak bombardımanları altında katledilen, tecavüze uğrayan, işkence altında can verenlerin haykırışları eksik olmuyor.
Bilgilerin ve görüntülerin hızlı bir şekilde üretilip bir o kadar hızlı tüketildiği bir ‘hız ve haz’ çağında yaşıyoruz. Gerçek ile sanal o kadar birbirine karışmış ki televizyonlarda seyrettiğimiz katliam görüntüleri kalbimize ve yüreğimize hiç dokunmuyor. Kurmaca bir Dünyada robotlar gibi duyarsız, tepkisiz insan yığınları haline getirildik. Empati kuramıyoruz bir an için gözlerimizi kapatıp hiçbir günahı yokken vahşice öldürülen Suriyeli bir kız çocuğu ile çağlar öncesinde diri diri toprağa gömülen kız çocuklarının aynı barbarlığın kurbanı olduğunu hayal edemiyoruz. Barbarlık ve zulmün; İnsanlık, vicdani değerler gibi evrensel olduğunu unutuyoruz.
Tüm Dünyanın gözü önünde insan hakları, hümanizm, özgürlük, eşitlik nakaratlarının söylendiği bir zamanda Suriye’de yaşananlar artık sadece istatistiki bir bilgi olarak ekranlardan servis edilmekte. Masum bir insan hayatı ancak bu kadar değersizleştirilerek toplumlar duyarsızlaştırılmaktadır.
Modern zamanlar denilerek hayatın merkezine bireyin ve onun çıkarlarının konulduğu dolayısıyla güçlünün sözünün geçtiği bir dönemde Müslüman bir şahsiyet feraset sahibi olmalıdır. Bize dayatılan ümmet olma, kardeş olma bilincimizi yok etmeye çalışan her türlü insani ve İslami değerlerimizi gericilik olarak addeden düşüncelerin karşısında olmalıyız. Artık kimsenin Suriye üzerinde stratejik çözümlemeler yapmasına, perde gerisinde bilmediğiniz oyunlar var diyerek kendi vicdansızlıklarını o masum Suriye halkının üstüne sıçratmasına hakkı yok. Ortada apaçık bir gerçek var ki o da her gün onlarca masum insan katlediliyor.
Suriye’de yirmi bir aydır yaşanan katliamın sonucunda bugün yüz bin kayıp, dört yüz bin gözaltı, 0-17 yaş arası öldürülmüş beş bin çocuk, tecavüze uğramış binlerce kadın, göç etmek zorunda kalan beş yüz bin sığınmacı ve kırk binden fazla ölen insan sadece gözlemci raporlarına yansıyan veriler arasında.
Devlet kurumları ve pek çok mütevazi vakfın bünyesinde oluşturulan yardım kuruluşlarının güçleri oranında ortaya koydukları çabalar ilaç, gıda, barınma ihtiyaçların büyüklüğü/sürekliliği ve sürecin belirsizliği karşısında maddi-manevi yaralara ancak bir yere kadar merhem olmaktadır. Bölgeye intikal eden kuruluşlardan kardeşlerimizin aktardıkları tanıklıklar ve bizlere ulaştırdıkları ihtiyaç listelerine baktığımızda önümüzün de kış olması hasebiyle acil bir şekilde battaniye-başta un olmak üzere kuru gıda ihtiyacı had safhadadır.
Yetim olan bir peygamberin ümmetiyiz. Yetimi yoksulu, mazlumu bizden iyi kimse anlayamaz onları kendi nefsimizden önce düşünüp her daim yanlarında yer alırız. Rabbimiz bize hayat verdiği sürece tarafımız her zaman zalime karşı mazlumdan yanadır. Bugün Suriyeli kardeşlerimizin yarın; Burmalı, Doğu Türkistanlı, Çeçenistanlı, Iraklı, Afganistanlı kardeşlerimizin yanında yer alırız. Çünkü Biz Ümmetiz, Biz Kardeşiz…
ÖZGÜR-DER AMASYA TEMSİLCİLİĞİ / HIZIR-DER