Amasya’da birinci yılında Aksa Tufanı selamlandı!
Gönüllü Kuruluşlar Birliği (GÖK-BİR) Platformu ile Diyanet Vakfı Amasya Şubesi tarafından Gazze soykırımının birinci yılı vesilesiyle “Soykırıma İsyan Filistin'e Destek” yürüyüşü düzenlendi.
Yürüyüş öğle namazına müteakip Sultan Bayezid Camii önünden başlayarak, geniş bir katılımla Yavuz Selim Meydanına doğru yapıldı.
Yürüyüşte, “katil İsrail Ortadoğu’dan defol”, “Hamas’a selam direnişe devam”, “Amasya'dan Gazze'ye bin selam”, “Kahrolsun ABD, kahrolsun Israil”, "Lübnan halkı yalnız değildir" sloganları atıldı.
Diyanet Vakfı Amasya Şubesi ve GÖK-BİR Platformuna bağlı sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin de yer aldığı yürüyüşün sonunda Yavuz Selim Meydanı’nda toplanılarak basın açıklaması gerçekleştirildi.
Herkes Bulunduğu Cepheye Sahip Çıkmalı
Yavuz Selim Meydanındaki programın sunumunu yapan Amasya Ahimder Başkanı İbrahim Aslan, Filistinli kardeşlerimizin 365 gündür onurlu bir direniş sergilediğini, Amasya olarak kardeşlerimize destek vermek için toplandıklarını belirtti.
Sık sık tekbirlerin ve sloganların atıldığı programın açılış konuşmasını yapan GÖKBİR Platformu Başkanı Serdal Benli, Her türlü zorluğa rağmen direnişi terk etmeyen Gazze halkının sesi olmak için meydanda toplandıklarını belirterek; “Filistinli kardeşlerimiz kendi bulundukları cepheye sahip çıktığı gibi bizler de bulunduğumuz cephelere umutsuzluğa kapılmadan sahip çıkmalıyız. “ dedi.
Gazze Tüm Dünyaya Adalet ve İnsanlık Dersi Vermeye Devam Ediyor
Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Amasya İl Temsilcisi Mehmet Akif YİVLİ tarafından yapılan basın açıklamasında Gazze’de her türlü zorluğa rağmen şanlı bir direnişin olduğunu, geçmişte olduğu gibi bugün de mazlumların yanında olmamız gerektiğini vurgulayan Yivli, “Hiç şüphesiz güçlü silahlara, gelişmiş teknolojiye sahip ve dünyanın tüm zalimlerinin, işbirlikçilerinin desteğini arkasına almış azılı bir düşmanla karşı karşıyayız. Mücadelenin zor, meşakkatli ve uzun olacağını biliyoruz. Ama son sözü güçlü silahlara sahip olanların değil, iman ve azim sahibi olanların söyleyeceğini de biliyoruz.” dedi.
Meydandaki program Sultan Bayezit Camii Müezzini Halil İbrahim Tokmak tarafından okunan Kuran tilavetinin ardından Amasya İl Müftü Yardımcısı Yılmaz Özbakır tarafından zalim Siyonist İsrail saldırılarında şehit olan kardeşlerimiz başta olmak üzere tüm mazlum coğrafyalardaki Müslümanların kurtuluşu için yapılan dua ile son buldu.
Basın Açıklaması Tam Metni:
İZZETLE DİRENEN GAZZE HALKININ YANINDA OLMALIYIZ
Siyonist İsrail’in Gazze’ye yaptığı katliamın üzerinden bir yıl geçti. Gazze halkı 7 Ekim 2023 tarihinde gerçekleşen AKSA TUFANI operasyonu ile korku ve kurgu ile beslenip büyütülen Siyonist heyulayı yerle yeksan etti. Abartı ve propaganda ile esir alınan algıyı yerle bir etti, tüm dünya bunun canlı şahidi oldu.
Siyonist çete bir yıldır devam eden ahlaksız, alçak saldırı ve kuşatma direnişin iradesini kırmak için her yolu mübah gördü. Hastaneler, camiler, okullar, sokaklar, evler, çocuklar, siviller, zeytinlikler, su depoları, tahıl ve yiyecek depoları dahil her yeri bombaladı. 17 bini çocuk olmak üzere 41 binin üzerinde Filistinli Müslümanı katletti.
Zalim Siyonistler İslami direniş cephesinden bir tane bile esir alamadı. İradesini kıramadı, yalnızlaştırma hedefi tutmadı. Direniş tüm ihtişamı ile özgürlük mücadelesinin meşalesi olmaya devam ediyor. Kararlı duruş ve direniş örnekliği ile siyonizme şamar olarak inmeye devam ediyor.
Yıllardır büyütülen yenilmez olduğu söylenen ajanlar, uçaklar, atom bombaları, askeri gücü, ekonomik gücü hikayeleri ile nam salan Siyonist cephe bir saat süren AKSA TUFANI operasyonu ile rezil kepaze edildi.
Yenilgisini unutturmak için her türlü vahşete başvuran terör çetesi bu sefer Lübnan’da çağrı cihazları ve telsizler ile gerçekleştirdiği katliamla dağılan kurguyu yeniden inşa etmeyi deniyor.
Zalim Siyonistlerin insanların günlük ihtiyacı olan materyalleri birer imha aracına dönüştürmenin vahşiliğini görmek yerine siyonizmin hizmetçileri, seviciler hemen siber savaş konusunda ne kadar mahir olduklarına dair lakırdıları dolaşıma koydular.
Siyonistlerin bu ve benzer operasyonlarla yaşadığı hezimeti unutturacağını vehm etmesi dışında elinde bir şey olmayacak.
Bir yıldır şahitlik ettiğimiz süreç Allah yolunda kınayıcıların kınamasından korkmadan, pazarlık yapmadan mallarıyla canlarıyla cenneti satın alan, sözlerine sadık kalan nice yiğitlerimiz olduğunu bize gösterdi, onlarla iftihar ediyoruz. Onlar için üzülmüyor, sadece intikamlarının alındığı günlere bizi eriştirmesi için Rabbimize yalvarıyoruz.
O kadar yokluk ve çaresizlik içinde olmalarına rağmen izzetlerinden ve değerlerinden taviz vermeyen, umutsuzluğa kapılmayan bir Gazze halkı var karşımızda. Kardeşlerimiz bu durumda iken direnmeye devam ederken bizlerin umutsuzluğa kapılması doğru değildir. Gün Gazzeli kardeşlerimizin direnişin yanında olduğumuzu ortaya koymaktır. Sosyal medya paylaşımları ile, eylemlerimizle, boykotlarımızla bu direnişe sahip çıkmak hepimizin sorumluluğudur. Gazze’yi, yapılan katliamları unutmamalı, unutturmamalıyız.
Siyonist çete katliam ve vahşet dozunu sürekli tırmandırarak adeta tüm dünyayı çaresizlik ve acziyet hislerine mahkum etmeye çalışıyor. Yapacak bir şey yok karamsarlığını, teslimiyeti dayatıyor. Bu durum bizi yılgınlığa sürüklememeli. Konuşmak, haykırmak, zulmü hiç durmadan lanetlemek zorunda olduğumuzun bilincinde olmalıyız. Şahitlik ettiğimiz dehşet manzaraları karşısında çaresizlik duygularına sürüklenip söz söyleyemez, hareket edemez hale gelmenin Siyonist çete ve şürekasının hedefi olduğunu bilmeliyiz. İşte bu yüzden hiç susmamalı, asla yorgunluk, bıkkınlık duygularına kapılmamalı, kanıksama, alışma illetine prim vermemeliyiz. Gücümüz yettiğince, avazımız çıktığınca zulmü ve zalimleri lanetlemeye devam etmeli, Gazze direnişine şahitliğimizi en güçlü şekilde sürdürmeliyiz.
Onların planlarının bir önemi yok, mahkemelerin vereceği hükümlerin, uluslararası kurumların bu vahşet karşısında hangi tavrı alıp almadığının da bir önemi yok. Belirleyici olan tek şey Gazze halkının direnişini azimle, kararlılıkla sürdürüyor olması. İşte o direniş umudu temsil ediyor.
İşgale, tuğyana, zulme, soykırıma direnen Gazze halkı ekmekten de, sudan da hatta evlatlarından da önce izzete, şerefe, özgürlüğe talip olduğunu; Rabbu’l-Alemin’den başkasına kulluğu asla kabul etmeyeceğini haykırarak kanıyla, canıyla yeryüzüne çok muazzam bir adalet ve insanlık dersi veriyor.
Şunu bilelim ve hiç tereddüt etmeyelim ki hepimiz, tüm insanlık yeryüzüne, gelecek nesillere şanlı bir direniş mirası bırakan Gazze’ye borçludur, borçluyuz. Aslolanın bir biçimde yaşamak, hayatta kalmak değil, hayata anlam katmak olduğunu direnerek haykıran Gazze izzetin, şerefin, özgürlüğün, kıyamın evi olduğunu ispatlıyor. Bir kere daha tüm bu hakikati kanıyla tarihe yazarken, hepimizi, tüm insanlığı, ruhlarını cellatlara satmamış dünyanın tüm vicdan sahiplerini harekete geçmeye çağırıyor.
“Bedeninizle, kanlarınızla, silahlarınızla yanımızda olamazsanız da sesinizle, ruhunuzla, dualarınızla bu savaşta yerinizi alın, safınızı netleştirin” diyor. Ve işte bu çağrıya icabet için meydanlardayız. Kardeşlerimizin davasına sahip çıkmak için meydanlardayız.
Hiç şüphesiz güçlü silahlara, gelişmiş teknolojiye sahip ve dünyanın tüm zalimlerinin, işbirlikçilerinin desteğini arkasına almış azılı bir düşmanla karşı karşıyayız. Mücadelenin zor, meşakkatli ve uzun olacağını biliyoruz. Ama son sözü güçlü silahlara sahip olanların değil, iman ve azim sahibi olanların söyleyeceğini de biliyoruz.
Müslümanlar kafirlerin asla sahip olmadıkları hususiyetlere sahiptirler. Öncelikle Müslümanlar cennete taliptirler. Kafirlerin her şeylerinin bu dünyaya ait olmasına ve görüp görecekleri şeyin az bir meta olmasına karşın cennet dünyada çekilen acıların, sıkıntıların mükafatı olarak Rabbimizin Müminlere vaadidir. Ve Müminler sabır ehlidirler. Onların zayıflıklarına, aceleciliklerine, tahammülsüzlüklerine karşın Müminler sabreder ve zafer için çalışırlar. Ve Allah da sabredenlerle beraberdir.
Evet, asla yılgınlık yok, yorulmak yok, alışmak, susmak, geri çekilmek yok!
Gazzeli kardeşlerimiz, bir bütün olarak İslam ümmeti, hepimiz Rabbimizin emrine uyarak direneceğiz, sabredeceğiz, her daim düşmana karşı teyakkuzda olacağız, Rabbimize ittika edecek ve hep birlikte felaha, kurtuluşa ereceğiz.