28 Şubat Darbesi Amasya'da Telin Edildi

28 Şubat Darbesi Amasya'da Telin Edildi

Gökbir (Gönüllü Kuruluşlar Birliği) ve Ak Parti İl teşkilatının ortaklaşa düzenlediği basın açıklamasında 28 Şubat Postmodern darbesi telin edildi. Kaynak: 28 Şubat Darbesi Amasya'da Telin Edildi

Ak Parti İl Başkanı Mehmet Ünek basın metnini okuduktan sonra İHH İl Başkanı Serdal Benli Gökbir platformu adına konuşmasında 28 Şubat'ta FETÖ/Kemalist yargı eliyle mağdur edilen 600 müslümanın yeniden yargılanması talebinde bulundu.

Benli; yargı eliyle başörtülü olduklarından ve namaz kıldıklarından dolayı haksız yere mağdur edilmiş 600 tutuklu müslümanın yeniden yargılanması gerektiğini belirterek bu haksızlığın hükümet tarafından biran önce giderilmesini talep etti. Mağdur edilmiş bu insanların af değil yeniden yargılanma talebinde bulunduklarını, Başbakanlığı sırasında Turgut Özal'a kurşun sıkan Kartal Demirağ bile, 4 yıl hapis yatıp çıkmışken, 28 Şubat darbecilerinin zindana attığı müslümanların, çeyrek asır geçtiği halde, hala içeride tutulduklarını söyledi.

Basın açıklamasında ''Darbeciler halka hesap verecek, darbeci şefler yargılansın, müslüman tutsaklar serbest bırakılsın, müslüman tutsaklar onurumuzdur''sloganları atıldı.

amasya28subat-20180228-01.jpg

amasya28subat-20180228-02.jpg

amasya28subat-20180228-03.jpg

amasya28subat-20180228-04.jpg

amasya28subat-20180228-05.jpg

amasya28subat-20180228-06.jpg

amasya28subat-20180228-07.jpg

amasya28subat-20180228-08.jpg

Basın Açıklamasının Tam Metni:

28 ŞUBAT MAĞDURLARI İÇİN DE YENİDEN YARGILAMA YOLU AÇILMALIDIRI!

İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar, Allah'ı çok ananlar ve zulme uğratıldıktan sonra başarıya ulaşanlar değil; tam aksine zulmedenler, hangi devrime uğrayıp baş aşağı döneceklerini yakında bileceklerdir. (Şuara suresi 227)

Bugün, bundan tam 21 yıl önce icraya konulan bir hukuksuzluk, zorbalık ve zulüm sürecinin ilan edilişinin, 28 Şubat darbesi adı verilen militarist kalkışmanın yıldönümü. Azgınlık ve tekebbürün zirvesindeki sahipleri ve siyaset, medya, akademi, sivil toplum alanındaki destekçilerince "1000 yıl sürecek" kibriyle savunulan bu zorbalığın çok kısa bir sürede hesap vermeye başlamasının en temelde despotik zihniyetin derin meşruiyet krizini yansıtan ve aynı zamanda halka düşmanlığının ve de yabancılığının bir göstergesi olarak değerlendiriyoruz.

İslami kimlik ve taleplere duydukları kini, öfkeyi açık, sistematik bir militarist dayatma şeklinde dışa vuran bu kadroların halkı korkutma, sindirme ve istedikleri doğrultuda yönlendirme hesaplarının bir kere daha iflas etmiş olduğunun ayan beyan ortaya çıkmış olması gayet sevindirici bir gelişme ve hamd etmeyi gerektiren bir sonuçtur. Cuntacı kadrodan hesap sorulmaya geçilmesini de zorbalıkla yüzleşme ve adaletin tesisi adına çok hayırlı bir gelişme olarak görmekteyiz.

Ve tam da bu noktada, elbette darbecilerden hesap sorulmasına sevinmekle birlikte, 28 Şubat zorbalığının yargı düzleminde yaşanan iki temel çelişkinin görmezden gelinmemesi gerektiğinin de altını çiziyoruz. Öncelikle 28 Şubat yargılamalarının sadece darbenin askeri ayağı ile ve BÇG adlı yapılanma içinde yer almış isimlerle sınırlandırılmış olmasının ciddi bir bir yanlış olduğunun altını çiziyoruz. 28 Şubat adlı zorbalık şüphesiz askerlerce planlanmış olmakla birlikte siyasetçilerden sermayeye, akademi dünyasından medyaya kadar geniş bir yelpazede görev almış kadrolarca icra edilmiştir. Ve daha fazla vakit geçirilmeden darbenin tüm bu resmi-sivil aktörlerinden de hesap sorulmalıdır. Ayrıca da Ergenekon-Balyoz davaları sürecinde de yaşandığı üzere, 28 Şubat davası sanıklarının da tümüyle tahliye edilmelerinin ve yargılanmalarının tutuksuz sürdürülmesinin de bu kişilere isnat edilen suçla birlikte düşünüldüğünde çok ciddi bir hukuki yanlışlık oluşturduğuna dikkat çekiyoruz.

Öte yandan 28 Şubat hukuksuzluğuna dair hukuk cephesine yansıyan çok daha vahim ve can yakıcı bir zulüm uygulamasının ise yıllardır adeta unutulmaya terk edilmiş oluşunu, görmezden gelinmesini ibretle izliyoruz. Öyle ki, bir yandan darbeciler yargılanırken, diğer yandan darbe sürecinde kotarılan hukuksuz yargılamalar neticesinde mahkum ve mağdur edilenlere ilişkin olaraksa hala hiçbir düzenlemenin yapılmamış olması büyük bir çelişkidir.

Hiç kuşkusuz bu süreçte pek çok kişinin haksız biçimde cezalandırılmış olması 28 Şubat darbecilerinin toplumda yol açtıkları çok boyutlu ve derin sorunlar arasında öne çıkan, hala kanayan bir yara konumundadır. Karanlık sürecin düşmanlaştırdığı İslami kimlikli kişilere yönelik takibat ve yargılamalar neticesinde verilen ağır cezalar nedeniyle hala pek çok kişi cezaevlerinde tutulmakta ya da ülke dışında yaşamak durumundadır. Hukuksuzluğun zirve noktasını teşkil eden "brifinglendirilmiş yargı" marifetiyle bu süreçte verilen akıl almaz kararlarla sayısız insanın, aileleri ve yakınlarıyla birlikte maruz kaldıkları mağduriyet yıllardır sürmektedir.

İslami örgüt suçlamasıyla açılmış pek çok davada verilmiş kararlar nedeniyle yıllardır cezaevinde tutulan ve aynı şekilde bu davalarda isimleri geçtiği için ülke dışında yaşamaya mecbur tutulan pek çok kişinin darbecilerin hukuksuzluğunun mağdurları oldukları bugün her açıdan anlaşılmış, açıklığa kavuşmuştur. Ne var ki, uzun bir zamandır bu konuyla ilgili tartışmalar sürmesine rağmen, hala bu mağduriyetleri sonlandırma adına yargı bazında somut bir adım atılmamıştır.

Oysa darbe sürecinin en önemli ayaklarından birini teşkil eden "yargı brifingleri" mevzusu halen sürmekte olan 28 Şubat darbe davasının en somut başlıklarından birini oluşturmaktadır. Ve bu gerçeğe rağmen bu yargı mekanizmasının yol açtığı mağduriyetlerin bir türlü gündeme gelmemesi büyük bir çelişki demektir. Şu hususun altını çiziyoruz: Eğer brifing hukuka uygunsa, darbe soruşturmasına, davasına konu olması yanlıştır; yok hukuksuz olduğu kabul ediliyorsa, o zaman da buna bağlı olarak yaşatılan mağduriyetlerin telafisi için çaba gösterilmemesi haksızlıktır.

Özetle, 28 Şubat sürecinde hukukdışı yöntem ve dayatmalarla haklarında açılmış soruşturma ve yürütülmüş yargılamalar neticesinde mağduriyetleri hala sürmekte olan kişilerle ilgili olarak acilen yeniden yargılama yolunun açılmasını talep ediyoruz. Ve bu sürecin daha fazla haksızlık ve zulme sebep olmaması için de 28 Şubat darbe süreci mağdurlarının acilen tahliye edilmelerinin hukukun ve adaletin gereği olduğunun altını çiziyoruz.

Haber: Özgür Eryiğit / Foto: Hüseyin Benli

 

Önceki ve Sonraki Haberler