Tevhidi Aydınlanma
Tatvan Özgür-Der şubesi tarafından bu hafta Cuma seminerinde “Tevhidi Aydınlanma'' konusu konuşuldu. Konuşmacı olarak Fırat TOPRAK katıldı.
Misafir olarak Mahmut KAÇAR'ın da yer aldığı seminerde ilk sözü alan Fırat TOPRAK, özetle şu konulara değindi;
Tevhid terimi, uluhiyete (ilahlığa) ve rububiyete (rabliğe) dair bütün vasıfların tek ilah olan Allah'a has kılınmasını ifade ederken, şirk terimi ise, Yüce Allah'a uluhiyet yada rububiyete dair bir takım hususlarda bir yada daha fazla hayali yada gerçek varlığı ortak kılmak demektir. Kur'an'ın bildirdiği esas, kendisine kelimeler verilen ilk insandan bu yana, diğer peygamberlere de iletilen bildirimle hep aynı olmuştur. İlahi mesajın özü Tevhid'dir. Tevhid yaratmada, yönetmede, hüküm koymada, gaybı bilmede, mutlak yetkinin Rabbimize ait olduğunu kavramak; her türlü şirke, zulme, sapkınlığa karşı tavır sahibi olmak; kulluğumuzu ve dinimizi yalnızca Allah'a has kılmak bilincine ulaşmaktır. Bilinç, bilginin eylemleşmesidir. Tevhidi bilinç vahyin ikamesi, inanç ve eylem alanlarında yaşanan tuğyana karşı tavır sahibi olunmasıdır.
Her topluma gönderilen peygamberler, heva ve zanna dayalı cahiliye inancının ürettiği uydurma ilahlardan kurtulmaya ve sadece Allah'ı ilah ve rab tanıyarak sadece O'na kulluk ve ibadet yapmaya davet etmişlerdir.
"Senden önce hiç bir peygamber göndermedik ki ona: 'Benden başka ilah yoktur, öyleyse bana kulluk edin!' diye vahyetmiş olmayalım."37 "Allah'a kulluk edin ve tağuttan sakının, diye her topluma bir resul gönderdik. Böylece, onların içinden kendilerine Allah'ın yol gösterdiği de vardır. Sapıklığı hak edenler de vardır. Yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların sonu nasıl oldu, bir bakın!"38
Semud kavmine de kardeşleri Salih'i (gönderdik). Dedi ki: Ey kavmim, Allah'a kulluk edin, O'ndan başka tanrınız yoktur! Sizi yerden inşâ eden ve orada yaşatan O'dur; O'ndan bağışlanma dileyin, sonra O'na tevbe edin! Çünkü Rabbim yakındır, (duaları) kabul edendir." (Hud, 11: 61).
Rabbimiz, vahiy ve peygamberleri aracılığıyla Tevhid bilincini oluştururken ne yazık ki insanlık tam anlamıyla tevhidi kavrayamadı. Biz Müslümanlar olarak insanlara tekrardan tevhidi, şirki anlatmalıyız. Çünkü tevhid islamın özünü oluşturur.
TOPRAK, Tevhid kavramına değindikten sonra aydınlanma kavramıyla konuşmasını sürdürdü.
Aydınlanma Batıda 18. Yüzyılda aklın mutlaklaştırılması, bilim, ve devletin ve insanların zihinleri üzerindeki kilise baskısının azalması ile ortaya çıkan bir gelişmedir.
Batının aydınlanma düşüncesinde, aklın mutlaklaştırılması söz konusu iken İslami aydınlanma da akıl ve vahye göre şekillenme söz konusur. Batı aydınlanması ayrıştırıcı iken İslami aydınlanma birleştiricidir. Bize göre aydınlanma Allah'a kulluk etmekle gerçekleşir. Rabbimiz bizi karanlıktan aydınlığa çıkarır.
"Allah iman edenlerin velîsidir; onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlerin velileri ise sahte tanrılardır; onları aydınlıktan çıkarıp karanlıklara sokarlar. İşte bunlar ateşliklerdir, bunlar orada devamlı kalıcıdırlar." (Bakara 257)
Göklerin ve yerin rabbi kimdir?" diye sor. "Allah'tır" diye de cevap ver; sonra de ki: "Öyle ise O'nu bırakıp da kendilerine bile fayda sağlayacak veya zararı savacak güce sahip olmayan koruyucu putlar mı edindiniz?", "Hiç körle gören bir olur mu; yahut karanlıklarla aydınlık eşit olur mu?" diye de sor. "Yoksa Allah'ın yarattığı gibi yaratan ortaklar buldular da bu iki yaratma arasındaki benzerlikten dolayı mı şaşırdılar?" De ki: "Her şeyi yaratan Allah'tır. O birdir, karşı konulamaz güce sahiptir." (Rad 16)
Toprak ayetlerle konuşmasını sonlandırarak sözü Mahmut KAÇAR'A bıraktı.
KAÇAR, Şirk, putperestlik, Kemalizm kavramlarına değindi. Şirkin büyük zulüm olduğunu Kemalizmin cahili bir zihniyet olduğunu dini yalnızca Allah'a has kılmak gerektiğini dile getirdi.