Tatvan Özgür-Der şubesi tarafından organize edilen basın açıklaması Tatvan AVM önünde saat 17.00’de başladı. Basın açıklamasına  çok sayıda vatandaş katıldı. Tatvan Özgür Der üyesi Özcan TAŞÇAN’ın  yönettiği basın açıklamasını Tatvan Özgür Der üyesi Metin AVA okudu. Basın açıklamasında ‘’Filistin’de, Kürdistan’da, Suriye’de, Irak’ta Ölen Biziz’’, ’’Tarafsız Değil Tarafız", "Zulmün Ve İşgalın Karşısında Adaletin Ve Ümmetin Yanındayız’’,  ’’Lêneta Xweda Lı Ser Sîyonîst Û Zalıman Be’’ pankartları açıldı.

Ayrıca üzerinde ‘’Hamas’a Selam Direnişe Devam", "Direnen Hamas Kazanacak", "Jı Bo Zalımana Biji Cehennem", "Kahrolsun Amerika", "Müslüman Zulme Boyun Eğmez", "Siyonist İsrail Gazze’de İnsanlığı Kaltediyor", "Kürecik Kapatılsın", "En Büyük Terörist Amerika", "Biji Berxwedana İslamê’’ yazılı dövizler açıldı.

Basın açıklamasında ‘’ “Şehidlerin Hesabı Sorulacak! ,Şehidlerin Kanı İsrail’i Boğacak!”,“Tarafsız Değil Tarafız! Zulmün ve İşgalin Karşısında, Adaletin ve Ümmetin Yanındayız!”, “Gazze Siyonist Katillere Mezar Olacak! ,Yaşasın Filistin İslami Direnişimiz!” “Gazze, Ümmetin İftiharı, Suskun Dünyanın Utancıdır!”,“Katil İsrail Filistin’den, Katil Esed Suriye’den, Katil Maliki Irak’tan, Defol!”,“Emperyalizm Yenilecek, İslami Direniş Kazanacak!”, “Müslüman Zulme Boyun Eğmez!”  “Katiller Vahşette Yarışıyor!”, “Gazze Seninleyiz!”, “Siyonizm Yenilecek, İslami Direniş Kazanacak!”, "Direnen Hamas kazanacak", "Biji Hamas, Bimre İsrail", "Zalimler İçin Yaşasın Cehennem", "Hamas’a Selam, Direniş’e Devam", "Jibo İsrail Biji Cehennem", "Katil İsrail Ortadoğu'dan Defol!", “Hamas'a, Gazze'ye, Direnişe Bin Selam!" sloganları atıldı.

Basın açıklamasından sonra Tatvan Özgür-Der üyesi İbrahim AYKAN dua etti. Yapılan duanın  ardından İsrail bayrakları tekbirler eşliğinde yakıldı.

BASIN AÇIKLAMASININ METNİ

Bismillâhirrahmânirrahîm

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adı ile,

Değerli basın mensupları ve kardeşler,

Tarihin en büyük ve organize terör örgütü olan Siyonist İsrail devleti, üç Yahudi işgalcinin ölümünü bahane ederek başta Hamas olmak üzere Filistinli direniş gruplarını, Doğu Kudüs, Batı Şeria ve Gazze halkını yok etmeye çalışmakta, mazlum Gazze halkına bomba yağdırmakta, havadan, karadan ve denizden Gazze’yi kuşatma altına alarak ölüm yağdırmaktadır.

Bu katliamlar, sosyal medyada az sayıdaki İsrail vatandaşı tarafından kınanırken, İsrailli bir kadın vekilin: “Filistin'de anneleri de öldürelim.” Demeci ve bir çok İsraillinin, sosyal medya üzerinden nefret dolu paylaşımlarda bulunduklarını gördük. İsraillilerin seyir tepelerinde ateş altındaki Gazze’nin bombalanışını izlerken fotoğraflarını da gördük. Ve aklımıza Buruc süresinde anlatılan Ashab-ı Uhdud geldi. Zalimler, Onlardan, sırf, aziz ve hamid olan Allah'a iman ettiklerinden dolayı intikam almak için ateş dolu hendeklere atıp onları izliyorlardı. Rabbimizin “Onlar için cehennem ve ateş azabı vardır. “ vaadini de biliyoruz.

Siyonist katiller,  bilinçli olarak çocukları ve bebekleri öldürüyor, Firavundan öğrendikleri bu vahşeti yıllardır Müslümanlara uyguluyorlar. Çünkü biliyorlar ki bu çocuklar büyüdüğünde Allah'ın izniyle her biri Siyonistlerin karşısına yiğit bir Hamas savaşçısı olarak, bir Şeyh Ahmet Yasin, bir Rantisi, bir Şikaki olarak çıkacaktır. Siyonist işgalcilerin tüm vahşi saldırılarına, bombardımanlarına rağmen Filistin halkı dün olduğu gibi bugün de muazzam bir direniş destanı yazıyor.

Gazze halkının uğradığı katliam ve zulümlere karşı kınama bildirilerinden başka bir şey yapmayan Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşlar bu tutumları ile İsrail’e işgali genişletme ve katliamları arttırma cesareti vermektedir. Bu nedenle Filistinli kardeşlerimizin sesi olmak görevi uluslararası topluma terk edilmemelidir. Bu görev tüm ümmetçe üstlenilmeli ve zalimlere karşı buğz ve beddua etmenin ötesine geçerek, siyasi sınırları aşarak, ümmet dayanışmasının gereğini yapmalı, kardeşlerimizin yalnız olmadığını tüm dünyaya haykırmalıyız.

Zalimlerden merhamet dilenmeden, Rabbimize güvenerek tek vücut olarak bu zulme karşı durmalıyız. Bu yönüyle, tepki, boykot, eylemlerin sıklığını ve niteliğini artırmalı, Siyonistlere yeryüzünü dar etmeliyiz..  Müslümanlar olarak tarihten bugüne taşınan bu cinayetlerin verdiği mesajı iyi anlamalıyız. Zalimler kendi görevini gayet muntazam bir şekilde yerine getiriyor. Maalesef görevini yapmayan biz Müslümanlarız.

Bu sebeple zalimin zulmünü bitirmesini beklemiyor, ondan merhamet dilenmiyoruz. Biliyoruz ki, bizim bizden başka kimsemiz yoktur. Ve yine biliyoruz ki, bu vahşet ancak Müslümanların yekvücut halinde karşı duruşlarıyla bitebilir. Müslümanlar, milliyetçilik, mezhepçilik gibi cahili kirliliklerden arınarak tek bir ümmet olabilmelidir. Ya bir araya gelmeyi öğreneceğiz ya da her gün, her hafta, her ay bir araya gelip kınamalar yapmakla yetineceğiz. Müslümanlar her türlü ayrılığı aşmadıkça, mücadelelerini bir namaz kılar gibi tek bir hedefte toplamadıkça ne zulüm biter ne de gözyaşı…

Bu vesileyle burada toplanan Kürdistan’lı Müslümanlar olarak, Siyonist zulmü ve vahşetini, onların aşağılık işbirlikçilerini ve Müslümanları idare etmeye talip olup da ümmete karşı duygusuz, bu cinayetlere sessiz, Siyonist barbarlara dost olan Müslüman ülkelerin yöneticilerini Allah'a şikâyet ediyor ve lanetliyoruz. Ak parti hükümeti de İsrail’le tüm ilişkileri kesmeli, İsrail elçisini acilen defetmeli, İsrail ile yükselen tüm ticari, askeri ve ekonomik anlaşmalarını sonlandırmalıdır. Çünkü İsrail’in en çok ihracat yaptığı ülkeler arasında Türkiye 6. Sırada, İsrail’in en çok ithalat yaptığı ülkeler arasında da Türkiye 9. Sırada bulunmaktadır.  Bizler de İsrail’in tüm mallarını boykot etmeli, Kardeşlerimize yönelik yapılacak yardım kampanyaları acilen desteklenmelidir.

Kudüs'ü haçlılardan alan Selahaddin Eyyubi'nin torunları olarak bugün de işgal altındaki Kudüs'ün tutsaklığına karşı Filistinli kardeşlerimizin direnişini destekliyoruz. İnanıyoruz ki İslam ümmetinin yüz akı olan Hamas ve diğer Filistinli direniş grupları, inşallah Gazze direnişini Siyonistlere boğdurmayacaktır. Özgür bir Kudüs ve İsrail’siz bir dünya için, İslam coğrafyasında mazlum halklara zulmeden despotlar devrilene kadar mücadelemiz devam edecektir.

Değerli basın mensupları ve kardeşler,

Müslüman halkların yaşadığı Mısır’da darbecilerin, Suriye’de şebbihaların ve Hizbulesed’in, Filistin’de Siyonistlerin, Irak’ta Maliki’nin ve Kürdistan’da mazlumları katledenlerin cürümlerine karşı yekvücut olmak ümmet bilincinin bir gereğidir. İşte bugün de bu bilinçle bir araya gelmiş olup Allah’tan katledilen kardeşlerimizin şahadetlerini kabul buyurmasını diliyor, zalimleri lanetliyor ve mazlum kardeşlerimizin yanında olduğumuzu ve olacağımızı, onlar için elimizden gelen her şeyi yapacağımızı bir kez daha hatırlatıyoruz.

Kahrolsun Siyonist İsrail, kahrolsun  küresel ve yerli işbirlikçileri!

Bijî Têkoşîna Îslamîya birayê me.

ÖZGÜR-DER TATVAN ŞUBESİ