Özgür-Der Tatvan Şubesi’nin bu yıl düzenlediği pikniğin konuğu Haksöz dergisi ve sitemiz yazarlarından Bahadır Kurbanoğlu idi. Van Gölü'nün kıyısında gerçekleştirilen piknikte Özgür-Der üyeleriyle İslami kimlik ve açılım sürecinde sorumluluklarımız konusunda bir sohbet de gerçekleştiren Kurbanoğlu, Tatvan şube binasında da çevre illerden izleyicilerin de hazır bulunduğu "Ortadoğu'daki Gelişmeler ve Suriye" başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.

Sunumunda Ortadoğu'daki gelişmelerin tarihi arka planı, İslami hareketlerin mücadele ve tezleri, komplo teorileri, akidelerimizi olumsuz etkileyen ideolojik yaklaşımlar üzerinde duran Kurbanoğlu'nun, özellikle Mübarek sonrası Mısır'ına ve Suriye'ye ilişkin aktardığı bilgiler dikkatleri çekti. "İslam özgürlük ortamlarını sever ve ister; özgürlük ortamları da en güçlü fikirlerin hızla gelişimini sağlar." tespitinde bulunan Kurbanoğlu, bunun Mısır'da şu anda yaşanageldiğini canlı örnekler üzerinden aktardı. İhvan'ın genç üyelerinin aktarımlarına değinen Kurbanoğlu, onların "Artık halkla aramızdaki duvarlar kalktı, bizi bizden tanımaya başladılar; artık fikirlerimizi yüz yüze, güven içerisinde, hiçbir engelle karşılaşmadan insanlara iletebiliyoruz." tespitlerinin geleceğe ilişkin umutlarımızı artırdığının altını çizdi.

İradelerimizi yaratanın Allah olduğunu ve iradelerimizi sınamak için özgür ve güçlü kıldığını; Allah'ın yarattığı bu iradenin karşısında hiçbir tağuti gücün ayakta kalamayacağını, Allah'ın her şeyi bizim ellerimizle yapma muradının vahyi mübinde açık beyanları bulunduğunu ve bu gelişmelerin de bu yasalarla direkt ilintili olduğunu vurgulayan Kurbanoğlu emperyalizmin, iradelerine yaslanan ve direnen İslami hareketler sayesinde, özellikle son on yıl içerisinde sürekli kayıplar ve gerilemeler içerisinde olduğunu Afganistan, Filistin, Irak, Lübnan, Mısır gibi coğrafyalar üzerinden örnekler vererek aktardı.

Kurbanoğlu Suriye ile alakalı da şu tespitlerde bulundu:

"Der’a’da başlayan bir aşiret olayı kısa zamanda tüm Suriye’de bir gençlik isyanına dönüştü. İsyanın nedeninde ideoloji yok. Halk yıllarca çift kimlikli yaşamış, korkak ve basiretsiz kalmış. Gençliğin isyanı önce bir aşiret öfkesi, ardından reform talebi ve en sonunda da Esad'ın konuşmalarındaki basiretsizlikler ve çetesinin uyguladığı tecavüz ve katliamlar neticesinde rejimin devrilmesi talebini körüklemiştir. Artık Esad rejimine olan güven tamamen bitmiştir. Yıllarca İsrail’in Müslüman halka yapamadığını Suriye rejiminin vahşi güçleri kendi halkına reva görmektedir.”

Şu anki süreçte silahsız eylemlere imza atan Suriye gençliğinin İslam'a günden güne daha fazla bağlandığı, şeyhler ve imamların sözlerini dinlemeye başladığını, dağınıklıkların organizasyon arayışlarını artırdığının altını çizen Kurbanoğlu, Suriye rejiminin İsrail, ABD, İran, Lübnan, Filistin ilişkileri üzerinden bugüne dek sürdürdüğü ayakta kalma politikalarının artık iyiden iyiye iflas ettiğini ve gerçeklerin gün yüzüne çıkıp, halk tarafından sokaklarda sloganlarla dillendirildiğini vurguladı. Bugün üçyüz noktaya ulaşmış olan eylemliliklerin ve Kürt coğrafyasındaki eylemcilerle birliktelik arayışlarının Suriye hususunda da bizleri umutvar kıldığını, rejimin düşmesinin bölgede dengeleri önemli ölçüde sarsabileceğini belirten Kurbanoğlu, bunun bazı çevrelerce aleyhimizde bir gelişme ve bir planın parçası gibi gösterilmeye çalışılsa da gaybı ancak Allah'ın bilebileceğinin ve şimdiye dek süregelen gelişmelerin iddiaların aksine zorlu ama olumlu bir seyir izlediğinin altını çizdi. Program izleyicilerden gelen soruların ardından sona erdi.