Tatvan’da “Risalet Tarihinde Sahabe” Semineri
Haftalık seminerler yapan Tatvan Özgür Der’in bu haftaki konusu ‘’Risalet tarihinde Sahabe ’ idi.
Semineri Özgür Üyesi Murat Yıldırım sundu. Programı Kur'an'ı Kerim ve mealinin okunmasıyla başladı.
Murat Yıldırım Konuşma Özeti:
Yıldırım, şüphesiz sağlıklı,tutarlı ve doğru bir İslam anlayışı onun temel kaynaklarının doğru anlaşılmasına bağlıdır.İnsanların anlama kabiliyetleri ve anlama yöntemleri neticesinde elde ettikleri bu farklı anlayışların sağlamasını yapmak içinde elbette kuran ve sünnetin yanı sıra ilk Müslüman nesle sahabeye başvurmamız en doğru yol olacaktır.Çünkü sahabe daha sonraki nesillerden farklı olarak Kuran ve Hz. Peygamberin muhatapları, sebebi nüzul ve vürutların canlı şahitleri olup, kaynaklara en yakın insanlar olma imtiyazına sahiptirler.Dolayısıyla sahabeyi tanımak , sahabenin peygamber telakkisi ve sünnet anlayışı sağlıklı bir anlayış ortaya koymada önemli bir katkı sağlayacaktır.dedi
Yıldırım Sahabi kavramını , Sohbet mastarından türetilmiş bir kelimedir.Bu mastarın kökü olan S-H-B harfleri Kuran içinde çok zengin bir kullanıma sahiptir.Kur'an bu kökten türeyen 97 kullanıma yer vermektedir.Yine Allah Resulünün bir çok hadisinde de bu köke ait kelimeleri çeşitli anlamlarda kullandığına şahit oluyoruz. Bu manalardan birkaç tanesi:Koruyup kollamak; himaye edip sahip çıkmak; boyunduruk altına alıp emrine tabi hale getirmek.Bu anlamların yanında S-H-B kökünün en bilinen manası ise şudur:Birine yakınlık duyup onunla beraber olmak,samimi olup arkadaşlık ve dostluk kurmak.Sahabi kelimesi tekildir.Bu kelimenin çoğulu Sahabe veya Ashaptır.Böyle olmasına rağmen Türkçede genelde Sahabe şeklindeki kullanımlar hep tekil kastedilerek kullanılmakta, eğer çoğul kullanılmak isteniyorsa Sahabeler şeklinde çoğul eki getirilerek kullanılmakta olduğunu belirtti.Kur'andaki kullanımlarından bu filin daha çok beraber yaşamayı, bir arada bulunmayı ifade ettiği anlaşılmaktadır.Nitekim Yüce Allah'ın Mekkeli müşriklere hitaben:Hz. Peygamber hakkında birkaç defa ''Sahibikum'' ifadesini kullanması (sebe 46,Necm 2,Tekvir 22,A'raf 84) O'nun epey zamandan beri bir arkadaş gibi görüşüp konuştukları, aynı mekanı paylaştıkları ve pek iyi tanıdıkları birisi olduğunu vurgulamak içindir.dedi
Yıldırım, Söz konusu köke ait olan Kuran içerisinde 78 tanesi Ashab şeklinde çoğul olarak kullanılmıştır.Bu kullanımlardan hiçbiri Hz. Peygamberin Ashabı için geçmemektedir.Genelde geçmiş kavim ve topluluklarla ve Ahiret hayatının neticelerini ifade etme maksadı ile kullanılmıştır.Bu ifadelerdenAhiret hayatıile ilgili nitelendirmeler şunlardır:Ashabun-Nar / Ateşin sahipleri ,Ashabu'l-Cennet/Cennetin Sakinleri
Ashau'l-Yemin/Sağ tarafın (Cennetin Sakinleri),Ashabu'ş-Şimal/Sol tarafın (Cehennemin Sakinleri)
Geçmiş kavim ve toplulukları ve tabi ki önceki Peygamberlerin arkadaşlarını ,Onların getirdikleri hakikatlere inanıp birlikte iman yolunun yolcuları olanları nitelendirmek için kullanılan ifadeler ise şunlardır:
Ashabu'l-Medyen/MedyenHalkı ,Ashabu'l-Kehf/Mağara Sakinleri,Ashabu'l Musa/Hz.Musaya iman edenler, Ashabu'l-fil/Fil Sahipleri ,Kuran içerisindeki kullanımların hemen hepsi farklı nitelendirmeler için ve özellikle kavramın örfi manasına uygun olarak uzun süre birliktelikleri ifade maksadı ile kullanıldığını söyledi.
Yıldırım, Bu hususta gerek Hz. Peygamber gerek se sahabeden gelen rivayetlere baktığımızda sohbet ile daha çok dostluğu, arkadaşlığı uzun süre beraberce yaşamayı kasdettikleri anlaşılmaktadır.Mesela Hz. Peygamber Hz. Ebu Bekiri sohbeti (arkadaşlığı,beraberliği) ve malı konusunda insanların en emini olarak görürken hicret esnasındaki arkadaşlıklarını da aynı kelime ile ifade etmektedir. Ebu Hureyre ''Resulullah ile üç yıl sohbet ettim'' derken Resulullah ile ne kadar bir arada bulunduklarını ifade ediyordu. Enes bin Malik (v.93) Resulullahın Ashabından senden başka kimse kaldı mı diye sorulduğunda O: ''O'nu gören bazı bedeviler var ama onunla sohbeti bulunan(O'nunla dostluk eden) kimse kalmadı'' diye cevap vermiştir. dedi
Murat Yıldırım,Sahabi kavramının genel çerçevesini belirlerken en fazla tartışma konusu olan mesele birlikteliğin süresi olduğunu ifade etti. Hadis alimlerimiz kimlerin sahabi olarak nitelendirileceği meselesinde çerçeveyi oldukça geniş tutmuş ve örfün aksine bu konuda ciddi bir sınırlama getirmemişlerdir.Başta Buhari (v.256/869) olmak üzere birçok alime hocalık yapmış ve Hadis alanında ortaya koyduğu otoritesi ile Emirül-Mü'minin Fil-Hadis ünvanı sahibi olmuş Ali ibnu'l-Medininin (v.234-848) tanımına göre: ''Hz. Peygamber ile sohbet eden veya bir saat dahi olsa gündüz gözü(gerçek hayatta) ile O'nu gören biri sahabidir.''Ahmedb.Hanbel (v.241/855) : ''Resulullah ile bir sene veya birkaç ay, yahut bir gün ,hatta bir saat sohbet eden veya sohbet etmeyip sadece O'nu gören O'nun Ashabındandır''
Yıldırım,usulcülere göre Hadis alimlerinin Sahabi kavramının muhtevasına dair çerçeveyi geniş tutmalarının aksine, usulcüler bu konuda oldukça titiz davranmış, halkayı daraltmışlardır.Böyle davranmalarının temelinde yatan etken din binasını üzerlerinde inşa ettirdikleri o ilk neslin çeşitli hususiyetlere haiz olmaları konusundaki hassasiyetten kaynaklandığını söyledi. Bünyamin Erul Sahabenin sünnet anlayışı derken daha çok Hz. Peygamberin çevresinde kümeleşen O'nun eğitim ve terbiyesinde yetişen ,O'nun sadık dostlarının ,bnKutaybenin (v276) ehl-i hassa diye nitelendirdiği özel arkadaşlarının telakki ve anlayışlarını esas alındığını belirtti.
Yıldırım,Sahabe,Resulüllahın terbiyesinden geçmiş ,Resulullah ile uzun süre? arkadaşlık yapmış ve O'nun eğitimi ile şekillenmiş olanlardır dedi.Sahabenin sayısı yapacağınız Sahabi tanımına göre değişir.Veda haccında Resulüllahı 114000 kişinin dinlediği yönünde rivayetler vardır.İmam Şafinin tespitine göre Resulullahın vefatı sırasında 60.000 Sahabe vardı.İmam Gazali (v.505/1111) Resulullah vefat ettiği zaman yaşayan Sahabe sayısını 20.000 olarak vermektedir. Sahabenin sayısı konusunda net bir rakam vermek mümkün değildir. Sahabe isimlerini veya biyografilerini veren kitaplara baktığımız zaman Sahabi olup olmadıkları tartışılanlar ve çocuklar da dahil olmak üzere az veya çok kendisinden bahsedilen Sahabe sayısı 8000 e ulaşamadıklarını ifade etti.
Murat Yıldırım ,Kur'an birçok ayette Sahabeyi öven ayetleri şöyle sıraladı.
-Sahabe insanlık tarihinin en hayırlı topluluğudur.
''Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah'a iman edersiniz. Kitap ehli de inansalardı elbette kendileri için hayırlı olurdu. Onlardan iman edenler de var. Ama pek çoğu fasık kimselerdir.'' ( Ali imran 110).
-Sahabe birbirlerine karşı merhametli ;inkarcılara karşı ise şiddetlidir.
''Muhammed, Allah'ın Resûlüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çetin, birbirlerine karşı da merhametlidirler. Onların, rükû ve secde hâlinde, Allah'tan lütuf ve hoşnutluk istediklerini görürsün. Onların secde eseri olan alametleri yüzlerindedir. İşte bu, onların Tevrat'ta ve İncil'de anlatılan durumlarıdır: Onlar filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş, ziraatçıların hoşuna giden bir ekin gibidirler. Allah, kendileri sebebiyle inkârcıları öfkelendirmek için onları böyle sağlam ve dirençli kılar. Allah, içlerinden iman edip salih amel işleyenlere bir bağışlama ve büyük bir mükâfat vaad etmiştir.''8Fetih 29)
-Sahabe iman eden kardeşlerini kendi nefislerine tercih edenlerdir
''Onlardan (muhacirlerden) önce o yurda (Medine'ye) yerleşmiş ve imanı da gönüllerine yerleştirmiş olanlar, hicret edenleri severler. Onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık duymazlar. Kendileri son derece ihtiyaç içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden, hırsından korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.''(haşr 9)
-Sahabe kurtuluşa erenlerdir.
''Onlar ki, yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de (geleceği) yazılı bulacakları ümmi haber getirici (Nebi) olan elçiye (Resul) uyarlar; O, onlara marufu (iyiliği) emrediyor, münkeri (kötülüğü) yasaklıyor, temiz şeyleri helal, murdar şeyleri haram kılıyor ve onların ağır yüklerini, üzerlerindeki zincirleri indiriyor. Ona inananlar, destek olup savunanlar, yardım edenler ve onunla birlikte indirilen nuru izleyenler; işte kurtuluşa erenler bunlardır.'' A'raf 157
Murat Yıldırım , sahabenler, şu şekilde gruplandırdı.
*İbnSa'd meşhur olan kitabı tabakatülKübrasındaki Sahabe tabakalarının tasnifi şöyledir:
1.Bedire katılan muhacirler
2.Bedire katılan Ensar
3.Bedire çeşitli mazeretlerle katılamayan ilklerden olan Müslümanlar
4.Fetihten önce Müslüman olanlar
5.Fetihten sonra Müslüman olanlar
*Bünyamin Erul ise Sahabenin 5 kategoriye ayrılabileceğini söylemiştir:
1.Mekke döneminde Müslüman olanlar
2.Medineli Müslümanlar
3.Hicret ve Fetih arasında Müslüman olanlar
4.Fetih sonrası Müslüman olanlar
5. Bedeviler
Murat Yıldırım Aşere, mübaşşere hakkında şunları söyledi.
EbuBekir,Hz.Ömer,Hz.Osman,Hz.Ali,Talhab.Übeydullah,Zübeyrb.Avvam,Abdurrahman b. Avf,EbuUbeydeb.Cerrah,Sa'd b. EbiVakkas ve Said b. Zeyddir.Bunların dışında yasir ailesi,Selman-ı Farisi, Hz. Fatıma ,Hz.Hasan Hz. Hüseyin,BedirEhli,Rıdvanbeyatına katılanların da cennetle müjdelendiği rivayet edilmiştir.Bir kişinin o andaki davranışı Cennete girmesini sağlayabilir.Ancak bu o kişinin nihayetinde Cennete gireceği anlamına gelmez.Aşerei mübeşşere ile ilgili olanlar o anla ilgilidir.Kişinin o andaki tavırlarını değerlendiren rivayetlerdir.
Program soruların cevaplandırılmasıyla sona erdi.
Haber Sinan KIRANŞAL