Tatvan’da ‘’Çocuklar Ölmesin, Analar Ağlamasın’’ Kermesi
Tatvan’da ‘’Çocuklar Ölmesin, Analar Ağlamasın’’ konulu kermes ve konferans düzenlendi.
Özgür-Der Tatvan şubesi tarafından Suriyeli Müslümanlar için kermes ve konferans düzenledi. ’’Çocuklar Ölmesin, Analar Ağlamasın‘’ adı altında yapılan kermes 17-18-19 ocak günleri arasında ‘Tatvan Yeni çarşı AVM binasında yapıldı. Kermese yoğun ilgi vardı. Kermeste ev hanımlarının yöresel ve ev yemekleri yanı sıra Ramana İslamê Kitabevi de kitap ve hediyecilik standı açtı.
Ayrıca Özgür-Der Tatvan Şubesi ‘’Sahabe Pratiğinde İslam Kardeşliği’’ konulu bir de konferans düzenledi. Konferans Tatvan Kültür Merkezi salonunda yapıldı. Yazar Ali DEĞİRMENCİ’nin konuşmacı olarak katıldığı programı Bünyamin ATALAY sundu.
Ali Değirmenci, İslam”ın, Müslüman olmanın kişiye neler kattığını, nasıl bir dönüşüme ve kardeşlik bilince yol açtığını belirtti “Kur’an Nesli” sözüyle neyin kastedildiğini, ne anlaşılması gerektiğini, bu konuyla ilgili temel kavram ve özelliklere nasıl yaklaşılması gerektiğini örneklerle açıklayan Değirmenci, sağlam ve iyi özümsenmiş bir vahiy bilgisi ve inancının yanı sıra çok yönlü ve işlek bir yeryüzü bilgisine de sahip olunması gerektiğini belirtti. İlk öncü neslin yetişme, diri bir şahidlik eşliğinde bir yapı ve kardeşlik yumağı oluşturmasındaki önemli dinamikler, portreler ve sahneler üzerinde duran konuşmacı, günümüz gerçekliği içindeki Müslümanların zaaf ve başarılarına da dikkat çekti.
“Vahyi bilginin özümsenip tanıklaştırılması, özgüven, kardeşlik, arınma, merhale bilinci, şahsiyet inşası, kadro oluşumu ve kitleleşme” gibi konulara kısa kısa değinen Ali Değirmenci, şunları söyledi: “Belirli ilke ve hedefler doğrultusunda toplumsal bir dönüşüme önayak olmak ve bu eksende bir mücadele çizgisi oluşturmak isteyen yapılar için hazırlık aşamasına, eğitim ve örgütlenmeye ciddiyetle eğilmek ve öncü bir kadro yetiştirmek gerçekten önemlidir.Sosyal değişim ve dönüşümün ilkeli ve kapsamlı bir şekilde gelişmesini sağlamak ve onu kalıcı ve sağlıklı kılabilmek elbette bir süreci, merhale bilinci ile hareket etmeyi gerektirmektedir. Bu süreç içerisinde kuvvetli bir bünye oluşturmak ve bu bünyeyi iç ve dış etkilere, zaaflara, saldırılara karşı rehabilite edebilmek ehemmiyetlidir. Bunlara dikkat edilmediğinde, olumsuz ve acı verici sonuçlarla yahut başkalaşma, savrulma ve çözülme gibi marazlarla karşılaşmak mukadderdir.”
Ali Değirmenci, konuşmasına “nicelik – nitelik sorunu”nu öne çıkararak devam etti. Konuyla ilgili olarak tarihten ve günümüz gerçekliğinden örnekler de veren yazar, Huneyn Savaşının bu bağlamda değerlendirilmesi gerektiğini belirtti ve bu savaştan çıkarılması gereken dersler üzerinde durdu: “.
Sayısal üstünlük askeri, toplumsal ve siyasal alanlarda önemli olmakla birlikte hiçbir zaman tek başına belirleyici bir unsur değildir. Bilakis yanılgılara ve beklenmedik sonuçlara dahi neden olabilmektedir..
- Sayısal yetersizliğin getirdiği endişe kadar nicelik üstünlüğüne dayalı, içi doldurulmamış üstünlük duygusunun öne çıkardığı gurur, şımarma ve böbürlenme de kimi zaman çok önemli handikaplar, kolektif zaaflar oluşturabilmektedir.
Ciddi hedefleri ve beklentileri olan toplumsal hareketler; planlı, düzenli ve istikrarlı çabalarla yol aldıkları takdirde kuvvet ve kalıcılık kazanabilmekte, etki uyandırabilmektedir. Dönüştürme fikri, bu bağlamda, hem bu etkinlik ve organizasyona öncülük edip istikamet kazandırabilecek kişi ve yapılar açısından hem de bu etkinliğe çeşitli yönlerden iştirak edecek kitleler bakımından bir birikim ve süreklilik anlayışı içerisinde tezahür edebilmelidir.
Yaşadığımız son süreç, getirdiği kimi sıkıntılara rağmen, bütün bunları fıkhetmemiz için de önemli bir imkânlar manzumesi sunmaktadır. Ancak geçmişten devralınan kimi olumsuzlukların aşılması yerine eski seviyenin daha da gerisine düşme zaafiyetine sıklıkla şahit olmaktayız.
Bugün yeryüzünde İslam yeniden güçleniyor. Bu uyanışı herkes görmekte ve ona göre hareket etmektedir. Mısırlı kardeşlerimiz bizlere bir kez daha direnmekle nelerin elde edilebileceğini öğretti. Esmalar, Zeynepler, Fatmalar bu direnişte bizlere öğretmen oldular. Suriye’de yaşananlar bizlere yeni ufuklar açıyor.Bugün Suriyeli kardeşlerimiz bizlere Ensar olmayı öğretiyor. Onlara ne kadar yardım etsek azdır. Ensar olmak herkese nasip olmaz. Rabbimiz bizleri mallardan, canlardan eskitmekle imtihan ediyor. Bugün yeryüzü İslam ayağa kalktığını görüyor. Bu kalkış tabiî ki kolay olmayacak. Herkes kendine düşeni en iyi şekilde yerine getirmek ve sorumluluğunu yapmak zorundadır. Sahabe bunları yaptı. Kendi yaşadıkları zaman örnek olduklarını gibi bugün bizlere de örnek oldular. Tüm zor şartlara rağmen Allah ve Resulüne verdikleri sözde geri adım atmadılar. Direndiler ve kazandılar. Allah kullarından şahitlik ister. Bizler yeryüzünde tüm insanlığa şahit olmak zorundayız.İnsanlık buna muhtaç.
Program Ali DEĞİRMENCİ’nin okuyucularına kitaplarını imzalatmakla sona erdi.