"Peygamberimizi Sevmek Bedelsiz Olmaz!"
Özgür-Der Tatvan Şubesi’nin “Peygamberimizi (s) Sevmek” başlıklı konferansına yoğun katılım gösterildi. Konferansa M. Emin Yıldırım konuşmacı olarak katıldı.
Özgür-Der Tatvan Şubesi'nin Tatvan düğün salonunda yaptığı "Peygamberimizi (s) Sevmek" başlıklı konferansa araştırmacı-yazar Muhammed Emin Yıldırım konuşmacı olarak katıldı.
Sinan Kıranşal'ın sunduğu konferans, Özgür Tatvan Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Aykan'ın okuduğu Kur'an-ı Kerim ile başladı. Özgür-Der Tatvan Şubesi adına başkan yardımcısı Şefik Akdeniz de bir selamlama konuşması yaptı.
Şefik Akdeniz, konuşmasında özetle şunları söyledi:
"İnsanlığın asıl ızdırabı, Hz. Muhammed (s.a.v)'i tam manasıyla tanıyamamış, hakiki şahsiyetini bilememiş olmamızdan ve getirdiği hayat bahşeden esaslara aşk ve şevk içinden kucak açamayışımızdan gelmektedir.
Bizler, Resulullah'ı anlamadıkça, sevmedikçe ve ab-ı hayat yerine geçen prensiplerini kendimize rehber edinmedikçe de insanlığın bu sıkıntısı, sarsıntısı ve buhrandan kurtulması mümkün olmayacaktır.
Müslüman olmak ne kadar önemliyse, Müslümanca yaşayabilmek ve Müslüman kalabilmek o kadar önemlidir.
Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de mealen şöyle buyuruyor: 'Ey iman edenler, Allah'tan hakkıyla korkun ve ancak Müslümanlar olarak can verin.' (Al-i İmran, 3/102)
Müslümanların yeniden Müslümanlaşması için, sömürüden, cehaletten, mezhebi ve etnik çatışmalardan kurtulması, ancak Allah'ın kitabına ve Resulullah'ın sünnetine sıkı sıkıya sarılmasıyla mümkün olur."
Şefik Akdeniz'in sunumundan sonra tebliğini sunan Muhammed Emin Yıldırım, insanlığın ancak Resulullah'ı sahabe gibi severek kurtulacağını belirtti ve sahabenin Peygamber'e olan sevgisine örnekler verdi. Hz. Ebubekir'in Peygamber'e olan sevgisini şu şekilde dile getirdi: Risaletten önce 20 yıllık arkadaşlığı olan Hz. Ebubekir, sosyal hayatta birçok yönden Peygamber'den bir adım öndeydi. Okuma yazma bilmesi, soy bilimcisi olması, zengin bir tüccar olması gibi… Ne zaman ki Hz. Muhammed'e risalet geldiğinde Hz. Ebubekir bir adım Peygamber'in gerisinde durdu ve hayatı boyunca Peygamber'e olan sevgisini ve sadakatini korudu. Risaletle birlikte bütün malıyla Peygamber'in yanında 23 yıl boyunca durdu. Hicret sırasında sürekli Peygamber'in etrafında halkalar çizerek yürüyen Hz. Ebubekir'e Peygamber, "Neden böyle etrafımda halka çizerek yürüyorsun?" diye sorduğunda Hz. Ebubekir, "Ey Allah'ın Resulü bana bir şey olursa sadece babamın evi ağlar. Ancak sana bir şey olursa bütün dünya ağlar.'' diyerek Peygamber'i kendi canından daha çok sevdiğini belirtmiştir.
Yıldırım, Hz. Ömer'in Peygamber sevgisini ise şu örnekle şöyle anlattı: Bir gün Medine sokaklarında Hz. Ömer ile el ele yürüyen Peygamber (s), Hz. Ömer'e hitaben şöyle dedi: "Sen beni anandan, babandan, çocuğundan, malından ve nefsinden daha çok sevmedikçe gerçek iman etmiş sayılmazsın." Daha sonrasından Hz. Ömer: "Ey Allah'ın Resulü seni nefsim hariç her şeyden daha çok seviyorum." deyince, Allah'ın Resulü "Ey Ömer, sen beni nefsinden de daha çok sevmedikçe gerçek iman etmiş sayılmazsın." dedi. Hz. Ömer de "Ey Allah'ın Resulü vallahi ben seni nefsimden de daha çok seviyorum.'' diyerek Peygamber'e olan sevgisini belirtmiştir. Peygamber'e olan sevgi imanın gereğidir. İman edenlerin Peygamber'i her şeyden daha çok sevmeleri gerekir.
Hz. Osman'ın Peygamber'e olan sevgisi çok daha farklıydı. Hz. Osman, iman etmeden önce Mekke'nin en zenginlerindendi. Peygamber'e iman ettikten sonra ancak 5 yıl Mekke'de kalabildi. Daha sonra ailesiyle birlikte Habeşistan'a ilk göç edenlerden oldu. Sekiz yıl orada kaldıktan sonra Medine'ye hicret etti. Hz. Osman, malını Allah yolunda harcayan sahabelerden biriydi.
Hz. Ali, daha beş yaşından beri Peygamber'in yanında kalarak sevgisine mazhar olmuştu. On yaşında iman eden ve on üç yaşında Peygamber'in yatağına ölümü göze alarak uzanan Ali idi. Hz Ali, Peygamber sevgisi uğruna her alanda kendine düşeni hayatı boyunca yaptı. Bedir'de, Uhud'da, Hendek'te daha birçok yerde Hz. Ali hep ön saflarda yer alarak "Ben buradayım!" demiştir. Peygamber'i sevmek, uğruna bedel ödemekti. Hz. Ali 50 yıl boyunca bu sevgi uğruna bedel ödeyendir. Nerde tehlike, bedel, Hz. Ali orda, ama nerde ganimet Hz. Ali yok.
Hanım sahabi Sümeyra'dan da bahseden Yıldırım, yedi çocuğunu şehid veren bir anne olan Sümeyra'nın Peygamber sevgisini şu örnekle anlattı: Uhud'da eşini ve iki oğlunu şehid veren Sümeyra, buna rağmen Allah'ın Resulünü merak edip onun sağ olduğu öğrenince, "her musibet bana hafif gelir" diyordu. Yedi evladını Allah'a adayan bu kadının sevdası, peygamber sevgisidir. İşte bu sevgiyi hayata taşımalıyız. Sevgimiz, sevdamız bedelsiz olmaz. Bunun bedelini ödeyebileceksek bunu söyleyelim.
Program, Muhammed Emin Yıldırım'ın kitaplarını imzalamasıyla son budu.
Sinan Kıranşal / Haksöz-Haber