‘Peygamberi Doğru Anlamak’ Programı
Özgür-Der Tatvan Şubesinde ‘Peygamberi Doğru Anlamak’ konulu program gerçekleştirildi. Program, Hatice Kıranşal’ın Kur’an-ı Kerim ve Mealini okumasıyla başladı. Özgür-Der Çocuk Kulübü üyelerinin okudukları şiir ve ilahiler ilgiyle dinlendi.
Özgür-Der Tatvan Şubesinde 'Peygamberi Doğru Anlamak' konulu program gerçekleştirildi. Program, Hatice Kıranşal'ın Kur'an-ı Kerim ve Mealini okumasıyla başladı. Özgür-Der Çocuk Kulübü üyelerinin okudukları şiir ve ilahiler ilgiyle dinlendi. Ardından Sümeyye Sönmezler özetle;
İslam'ın üç ayağı vardır. Allah, Kitap ve Peygamberdir. Biz Allah'ı ve kitabı, Hz. Muhammed (s) aracılığıyla öğreniyoruz. Hz. Muhammed (s) bize en yakın halkadır. Bizim aramızdan seçilmiş bir elçidir, bizim gibi bir insandır. Vahyi anlamada vahyi uygulamada bizim için örnektir. Peygamberimizi, kitabın yani; Kur'an'ın Allah'ın bize bildirdiği şekilde doğru anlarsak, dinimizi de doğru anlamış oluruz. Bildiğiniz gibi Nisan ayı, diyanet tarafından Kutlu doğum haftası ilan edilmiştir. Fakat Türkiye genelinde Kutlu doğum haftası etkinlikleri, peygamberimizi anma adıyla yapılıyor olmasına rağmen, Hz. Peygamberin gerçek mücadelesini ve örnekliğini yansıtmıyor. Hatta zaman zaman bu kutlamalarda ölçüler kaçırılır; Allah Resulünün kutlu mücadelesini doğru anlamak ve güzel ahlakını hayatımıza taşımak yerine, abartılı sözler, şiirler ve ilahilerden oluşan kuru bir övgü edebiyatı yapma kolaycılığına yöneliriz…
Dahası farkında olmadan, Peygamberimize yersiz kutsallıklar izafe eder, İslam'ın ve Kur'an'ın özüne uymayan yakıştırmalarda bulunuruz. Oysa peygamberimiz şöyle buyurmuştur. 'Ey insanlar, Hıristiyanların Hz. İsa'yı yücelttikleri gibi, siz de beni yüceltip Allah'a şirk koşmayın. Ben Allah'ın kulu ve Resulüyüm'. Dahası Peygamberimiz bir anıymış gibi Onu sadece mevlit kandillerinde anar hale geldik. Peygamberimiz bir Müslüman için anı olabilir mi? Anılar, geçmişte kalan, geçip gitmiş olanı temsil ederler. Peygamberimiz bir Müslüman için, anılarda kalan; geçip gitmiş olan dolayısıyla anılanımdır? Birini anmak, hatırlamaktır. Hatırlamak iyidir, ama onu hatırlamakla teselli olmak düşündürücüdür. Peygamberimiz ne vahyin postacısıdır, ne de müminlerin hayatından sessizce çekilip giden biridir. O sünnetleri, ilahi mesajı ve hayat düsturlarıyla yaşayan, sürekli hayatımızın içinde ve hayatımıza tamamen müdahil bir peygamberdir. Onun misyonu onun hayatıyla sınırlı değil, kıyamete kadar geçerlidir...
Hz. Peygamberin anılmasına ve anlaşılmasına yönelik programlar düzenlenmesi tabii ki güzeldir, gereklidir. Ancak, peygamberimizi anmak ve onu tebcil etmek isteyen bir müslümanın her hangi bir güne saplanmasına lüzum yoktur. Müslümanlık nazarında mübarek olmayan hiçbir gün ve saat yoktur. O günü, o saati müslümanca, Hz. Peygamberi rehber ve örnek tutarak yaşayan insan, umulan her bereketi bulur. Allah Teala şöyle buyuruyor. ' Biz kesinlikle Peygamberleri müjdeleyici ve sakındırıcı olarak göndeririz. Her kim iman eder Salih amel işlerse, kesinlikle onlara hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmeyecektir. (Enam-48)